Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Adi ortaklığın tanımı yürürlük tarihi itibariyle somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 620. maddesinde şu şekilde yapılmıştır: "(1) Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (2) Bir ortaklık, kanunla düzenlenmiş ortaklıkların ayırt edici niteliklerini taşımıyorsa, bu bölüm hükümlerine tabi adi ortaklık sayılır.” Adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur, dolayısıyla adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığı için fiil ve taraf ehliyetini haiz değildir. Bu nedenle, adi ortaklık için yahut ortaklığa karşı dava açılacak ise adi ortaklığı oluşturan her bir gerçek veya tüzel kişiye dava dilekçesinde yer verilmesi zorunludur ve adi ortaklık tarafından açılacak davaların el birliği mülkiyeti kuralları gereğince (TBK md. 638., BK md. 534., 4721 sy....

Öğretide para borcunun tahsili için sadece bir ortağa başvurulması mümkün iken, Yargıtay'ın müstakar içtihatlarına göre davanın konusunu para alacağı teşkil etse bile, icra takibinin ve itirazın iptali davasının tüm ortaklara karşı açılması gerekir. Olayda, yemek satım ilişkisinin davacı ile davalının da içinde bulunduğu adi ortaklık arasında gerçekleştiği, takip konusu faturaların adi ortaklık adına düzenlendiği belirgindir. Oysa, adi ortaklığa karşı yapılacak icra takibinin tüm ortaklara yöneltilmesi gerekir. Dava konusu takip yalnızca davalı adi ortağa yöneltildiğine göre usulüne uygun bir icra takibinin varlığından söz etmek mümkün değildir. Bu itibarla, usulüne uygun ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı için dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir....

    ortaklık ilişkisi olup, talep edilen tutarın adi ortaklık ilişkisi içinde davalı adına 3....

      Davacı, ortaklık adına ödediği satış bedellerinin davalıların hisseleri oranında kendisine ödenmediği gerekçesi ile eldeki davayı açmış, davalı ... de savunmasında, daire satışlarının yapılmadığından ve ortaklığın devam etmesi nedeni ile davacıya ödeme yapılmadığını ayrıca hisselerine düşen dairelerin bir kısmının da bedelsiz olarak davacıya verildiğini açıklamıŞtır. Hemen belirtmek gerekir ki, taraflar arasında düzenlenen protokolde, BK’nun 520 ve devamı maddelerde yer alan şekilde bir adi ortaklık kurulduğu hususunda duraksama bulunmamalıdır. Hal böyle olunca, aradaki ihtilafın da BK 520 vd. maddeleri uyarınca çözülmesi gerekir. Taraflar arasında adi ortaklıktan kaynaklanan ihtilafı sonlandırıcı bir sözleşme ve mahkeme kararı olmadığı için de adi ortaklıktan kaynaklanan ihtilafın eldeki davada çözümlenmesi zorunludur....

        İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın Yargıtay içtihatları ile açıkça çelişmekte olduğunu, Yargıtay içtihatlarına göre itirazın iptali davası görülürken adi ortak/lar tarafından icra takibine ve açılan itirazın iptali davasına muvafakat verilmesi halinde davanın görülmesi gerektiğini, müvekkili ... ile annesi ... arasında yapılan İzmir 2. Noterliği'nin 02.02.2017 tarih ve 1931 yevmiye sayılı adi ortaklık sözleşmesi'nde ortaklığı idare ve temsil yetkisinin davayı açan müvekkili ...'...

          Ort.” olarak tevcih edilmiş ancak bu bir tüzel kişilik olmayıp, iki gerçek kişiden oluşan adi ortaklık olmakla husumet konusunda da usul ve yasaya uygunluk yoktur.” diyerek davanın reddini istemiştir. İİK’nun 67. maddesi hükmü gereğince açılan itirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlıdır. Hukuk davalarında olduğu gibi icra takibinin taraflarının da taraf ehliyetine sahip olmaları gerekir. Yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında takibin ortaklık aleyhine yapıldığı ve davanın da ortaklık aleyhine açıldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere adi ortaklığın tüzel kişiliği (taraf ehliyeti) bulunmamaktadır....

            Asliye Ticaret Mahkemesi ESAS NO : 2018/1220 Esas KARAR NO: 2021/185 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 12/10/2018 KARAR TARİHİ : 17/03/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalının adi ortağı olduğu ---- hissesini ve adi ortaklığın ortak yaptığı işi devraldığını, bu nedenle ortak olarak yaptıkları işten sorumlu olduğunu, ----- davacıdan malzeme aldıklarını, ödemeler sonunda davalının ----- kaldığını, TBK'nin 638/3. maddesi uyarınca adi ortakların ortaklığın borcundan müteselsil sorumlu olduklarını, bu nedenle davalının ----- sayılı dosyasına davalı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Şti'ne adi ortak olması için davacı ile imzalanan gizli ortaklık sözleşmesine istinaden davalıya verildiği iddia olunan 125.000,00 TL işbu sözleşmenin feshi sebebiyle iade olunmayan kısmının iadesi için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK'nın 67. Maddesi gereği iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle görev şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. İtirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı bir dava olup bu niteliği gereği davacı-alacaklı icra takip dosyasında takip talebinde gösterdiği borcun sebebi ile bağlıdır. Dava konusu Eskişehir 3....

              Şti'ne adi ortak olması için davacı ile imzalanan gizli ortaklık sözleşmesine istinaden davalıya verildiği iddia olunan 125.000,00 TL işbu sözleşmenin feshi sebebiyle iade olunmayan kısmının iadesi için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK'nın 67. Maddesi gereği iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle görev şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. İtirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı bir dava olup bu niteliği gereği davacı-alacaklı icra takip dosyasında takip talebinde gösterdiği borcun sebebi ile bağlıdır. Dava konusu Eskişehir 3....

              GEREKÇE : Dava taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesi kaynaklı, ortaklığa sermaye olarak verilen paraların istirdatına ve kar paylarının tahsiline yönelik başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir. 30/06/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 sayılı yasanın 3.maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK'nın 5/3.maddesi uyarınca; Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisinden çıkartılıp, görev ilişkisine dönüştürülmüştür. 6100 Sayılı HMK'nın 1.maddesinde; görevin kamu düzenine ilişkin olduğu düzenlenmiş olup aynı yasanın 114/1-c maddesinde;görevin dava şartı olduğu belirtilerek, mahkemenin görevli olup olmadığını davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hükmüne yer verilmiştir. Dava taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesine istinaden davacının adi ortaklığa sermaye olarak ödenmiş olduğu bedeller ve kar payı alacağının tahsiline ilişkin itirazın iptali davasıdır....

                UYAP Entegrasyonu