Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; itirazın kaldırılması istemi ile açılan bu davada İcra Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 6 aylık süre geçtikten sonra ancak 1 yıl dolmadan önce açılmıştır. İİK'nun 67/1 md. uyarınca; “Takip talebine itiraz eden alacaklı, itirazın tebliğ tarihinden itibaren 1 sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. “ Davacı 1 yıllık süre içinde genel mahkemede dava açtığına göre dava dilekçesinin içeriği de gözetildiğinde sonuç ve istem bölümünde “itirazın kaldırılması” sözcüklerine yer verilmiş olsa da talebinin itirazın iptali olduğunun kabulü gerekir....
Mahkemece; taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunmaması, uyuşmazlığa konu yerin işyeri olarak kullanıldığı, yine dava dışı üçüncü kişi adına bulunan aboneliğin "ticarethane-büro-yazıhane" olarak yazılmış nedeniyle uyuşmazlığın HMK'nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı,davacı vekili istinaf etmiştir....
İİK.’nun 170/3. maddesi uyarınca, “İcra Mahkemesi 68/a maddesinin 4.fıkrasına göre yapacağı inceleme sonunda inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir itirazın kabulü kararı ile takip durur. Alacaklının genel hükümlere göre dava açma hakkı saklıdır” . Aynı yasanın 170/b maddesinde ise “61.maddenin ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkraları ve 62 ile 72 inci maddelerin bu fasıl hükümlerine aykırı olmadıkça kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip hakkında da uygulanacağı” öngörülmüştür....
Mahkemenin, 5271 sayılı Kanun’un 252 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hüküm verirken, sanığın itirazı hâlinde daha önce 251 inci madde kapsamında basit yargılama usûlüne göre verdiği hükümle bağlı olmadığı, ancak itirazın sanık dışındaki kişiler tarafından yapıldığı hâllerde 251 inci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca yapılan indirimin korunacağı, bu şekilde kurulan hükümlere karşı genel hükümlere göre kanun yoluna başvurulabileceği anlaşılmıştır. 3....
ye 17.11.2022 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine şikâyetçi sanık ... müdafiinin bu karara 21.11.2022 tarihinde itiraz ettiği, itiraz üzerine Mahkemece itirazın incelenmek üzere itiraz merciine gönderildiği anlaşılmakla merci tarafından itirazın 5271 sayılı Kanun'un 252 nci altıncı fıkrası gereği sıfat ve süre yönünden incelenmesi ile yetinilmesi gerektiği, itirazın itiraza hakkı bulunan tarafca süresinde yapılmış olduğunun tespiti durumunda dosyanın genel hükümlere göre duruşma açmak üzere Mahkemesine gönderilmesi gerektiği dikkate alınmadan esastan inceleme yapılarak itirazın reddine karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür. III. KARAR 1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE, 2. ... ... 4....
Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyasının değerlendirilmesinde; sanık hakkında açılan davanın basit yargılama usûlüne göre yürütülerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın sanık müdafiine 21.06.2022 tarihinde elektronik yolla tebliğ edilmesi üzerine sanık müdafiinin bu karara 20.06.2022 tarihinde sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı yönünden itiraz ettiği, itiraz üzerine Mahkemece itirazın incelenmek üzere itiraz merciine gönderildiği anlaşılmakla merci tarafından itirazın 5271 sayılı Kanun'un 252 nci altıncı fıkrası gereği sıfat ve süre yönünden incelenmesi ile yetinilmesi gerektiği, itirazın itiraza hakkı bulunan tarafca süresinde yapılmış olduğunun tespiti durumunda dosyanın genel hükümlere göre duruşma açmak üzere Mahkemesine gönderilmesi gerektiği dikkate alınmadan esastan inceleme yapılarak itirazın reddine karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür. III. KARAR 1....
Bu süre içerisinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilâmsız takip yapılamaz”; ikinci fıkrasında “Borçlu itirazını varit gösterecek hiçbir belge ibraz edemezse icra mahkemesi itirazın kaldırılmasına karar verir”; üçüncü fıkrasında “İtiraz birinci fıkrada gösterilen senet veya makbuz yahut belgeye müstenit ise itirazın kaldırılması talebi reddolunur”; yedinci fıkrasında ise “İtirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine yüzde yirmiden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir. Borçlu, menfi tespit ve istirdat davası açarsa, yahut alacaklı genel mahkemede dava açarsa, hükmolunan tazminatın tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve dava lehine sonuçlanan taraf için, daha önce hükmedilmiş olan tazminat kalkar” düzenlemesi bulunmaktadır. İİK 68. maddesinde yazılı belgelerle ispatlanacak olan, hukuki ilişki ve borçtur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacı hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde bulunulduğu, borca itirazın iptaline dair verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması sonrasında BAM tarafından kararın kaldırılmasına karar verildiği, borçlu davacı vekili tarafından kararın kaldırılması nedeni ile hacizlerin kaldırılması talebinde bulunulduğu, icra müdürlüğü tarafından talebin reddine karar verildiği ,şikayet üzerine ilk derece mahkemesi tarafından şikayetin reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde davacının adresinin belirtilmediğini, HMK ya göre dava dilekçesinde davacı adresinin bulunmasının zorunlu olduğundan davanın reddinin gerektiğini, İİK uyarınca itirazın kaldırılması davasının açılabilmesi için itiraza uğramış olan takipte dayanak olarak İİK 68. maddede sayılı belgelerden birinin olması gerektiğini, takip dayanağı olarak mazot alımının gösterildiğini, takip dayanağı olarak direkt mazot satımına yönelik belge ya da senet ya da başka imzalı belgelere dayanılmadığını, fişlerin mazot satımına emsal ve dayanak olarak gösterildiğini, söz konusu fişlerin müvekkili tarafından belge altındaki imzanın açıkça ikrar edilmediğini, davacıdan mazot alındığını ancak bedellerinin ödendiğinin belirtildiğini, bu nedenle İİK madde 68 de sözü edilen imzası ikrar edilmiş belgeden söz etmenin imkansız olduğunu, bu itirazın kaldırılması için icra mahkemesinde değil genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemelerinde dava açılmasının...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin elektrik borcu nedeniyle davalı şirketçe başlatılan takibe itiraz edilmesi sonucu açılan itirazın iptali davası sırasında davalı şirketin banka hesabına yapılan ödemenin iadesi istemiyle başlattıkları icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/1724 Esas sayılı dava dosyası ile o dosyada davacı olan ...’ın davasının reddedildiğini ve kesinleştiğini, davalıya yapılan haksız ödemeyi genel hükümlere göre talep ettiklerini ileri sürerek davalının itirazının iptalini talep etmiştir....