"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve Tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar,davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının tahsili ve kiralananın tahliyesi amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece itirazın kaldırılması ve tahliye talebi reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dayandıkları belgelere takip tarihi itibariyle alacağın muaccel olmamasına, göre davacının temyiz itirazları yerinde değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklının iki adet makbuza dayalı olarak genel haciz yoluyla başlattığı takibe borçlunun itirazı üzerine duran takibin devamını sağlamak için itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. Başvuru bu hali ile İİK.nun 68.maddesine dayalı itirazın kaldırılması istemidir. Buna göre alacaklının dayandığı belgenin, itirazın kaldırılması isteminin kabulü için takip dayanağı belgenin İİK. nun 68.maddesinde sayılanlardan olması gerekir....
Davacılar vekili tarafından 24.07.2009 tarihinde itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemi ile işbu dava açılmış ise de 02.12.2009 tarihli oturumda itirazın kaldırılmasına ilişkin taleplerini atiye terk ettiklerini imzalı beyanı ile bildirmiştir. Davalı vekili, 24.12.2009 tarihli dilekçesi ile itirazın kaldırılması istenmeden kiralananın tahliyesinin istenemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Bu durumda mahkemce, itirazın kaldırılması istemi geri alındığından ve itirazın kaldırılması istenmeden kiralananın tahliyesi talep edilemeyeceğinden istemin reddine karar vermek gerekirken talep de bulunmadığı halde inkar tazminatına da karar verilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 28.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece davacının dilekçesi özetlenirken "itirazın kaldırılması" isteğinin de bulunduğu gözardı edilerek sadece temerrüde düştüğünden sözedilerek kiralananın tahliyesi istendiği şeklinde kabul edilerek, itirazın kaldırılması isteği değerlendirilmeden davanın kabulüne denildikten sonra tahliyeye karar verilmiştir. Dava dilekçesinde kabul edilen kısmın dahi süresinde ödenmediğinden bahisle tahliye isteği bulunmamaktadır. Özellikle itiraz edilen 4.950,00 TL lik kısma yönelik itirazın kaldırılması ve buna bağlı olarak temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilmesi istenilmiştir. İtirazın kaldırılmasına karar verilmeden tahliyeye karar verilemez. İtiraz edilen alacak kısmı için icra takibinin devam edebilmesi için, bu taleple ilgili olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
Borca itiraz henüz kendisine tebliğ edilmeyen alacaklı yönünden itirazın kaldırılmasını istemek için yasada öngörülen 6 aylık süre başlamayacağından, alacaklının 23.09.2016 tarihinde itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine yaptığı başvurusunun yasal sürede olduğunun kabulü gerekir. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvuru için öngörülen altı aylık sürenin itirazın alacaklı tarafa tebliği tarihinden itibaren işlemeye başlayacağını hükme bağlayan İİK'nun 269/3 maddesinin emredici hükmü gözardı edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nin 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 HMK'nin 373/2. maddesi uyarınca, ... Bölge Adliye Mahkemesi 36....
Yukarıda belirtilen yasal hükümler ve açıklamalar çerçevesinde; İtirazın iptali davasının itirazın kaldırılması davasından sonra açıldığı hallerde, itirazın kaldırılması davasının kesinleşmesinin beklenmesine gerek olmadığı gibi 1 yıllık hak düşürücü sürenin açılan itirazın kaldırılması davası nedeniyle uzaması da söz konusu olmayacaktır. Ayrıca; itirazın kaldırılması ve itirazın iptali davası için yasada öngörülen sırasıyla 6 aylık ve bir yıllık hak düşürücü sürelerin başlaması bakımından itirazın alacaklıya tebliği zorunludur....
-TL olarak kabulü ile ödendiği ispat edilemeyen takibe konu aylar kira bedelleri toplamı üzerinden itirazın kaldırılması ve takibin devamına karar verilmesi gerekirken, kira bedelinin husumetli olması sebebiyle itirazın kaldırılması hususunda karar verilemeyeceği gerekçesiyle itirazın kaldırılması talebinin de reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda (1) No'lu bentte yazılı nedenlerle tahliye davasının reddine ilişkin kararın gerekçesi değiştirilmiş şekli ile ONANMASINA, (2) No'lu bentte yazılı nedenlerle itirazın kaldırılması davasının reddine ilişkin kararın BOZULMASINA, onanan kısım için temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 28.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi İtirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkin olarak açılan davada Bulanık İcra Hukuk Mahkemesi ile Bulanık Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, davacının kira alacağının tahsili amacıyla başlattığı icra takibine davalının yaptığı itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. İcra Hukuk Mahkemesince, 6100 Sayılı HMK'nin 4. maddesine göre uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Mahkemesi ise, eldeki davanın İcra ve İflas Kanununun 269/b maddesi kapsamında kira sözleşmesine itiraz ve itirazın kaldırılması niteliğinde olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Olayımıza gelince; Davacı vekili 22.09,2011 tarihli dava dilekçesi ile davalı borçlunun aleyhine yapılan icra takibine itiraz etmediğini belirterek temerrüt nedeniyle tahliye davası açtıktan sonra 11.01.2012 tarihli dilekçesiyle davasını itirazın kaldırılması ve tahliye olarak ıslah ettiklerini bildirmiştir. Davacı vekili başlangıçta itirazın kaldırılması isteminde bulunmadığı halde yeni bir dava niteliğinde olan itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur. Bu şekilde yapılan ıslah HMK.'ya göre geçerli ve usulüne uygun bir ıslah olarak kabul edilemez. Bu durumda mahkemece usulüne uygun bir ıslah bulunmadığından süresinde yapılan itirazın kaldırılması istenmeden tahliye davası açılamayacağından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Şayet itirazın kaldırılması davası devam etmekte ise tahliye davası yargılama devam ettiği sürece her zaman açılabilir. Eğer itirazın kaldırılması kararı kesinleşmiş ise bu takdirde tahliye davası itirazın kaldırılması kararının kesinleşmesinden itibaren altı ay içinde açılmalıdır. Zira İİK.nun 269/a maddesinde "takibin kesinleşmesi halinde tahliye davasının ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde açılması gerektiği" öngörülmüştür. Yasa koyucunun amacının 269/a maddesinde olduğu gibi tahliye davası için süre bakımından bir sınırlama getirmek olduğuna göre bu madde de öngörülen sürenin itirazın kaldırılması kararının kesinleşmesini müteakip açılacak tahliye davalarında da uygulanması gerekir....