Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilamsız icra takiplerine karşı, takibin yetkili icra müdürlüğünde açılmadığına dair yetki itirazı esas itirazlarla birlikte öne sürülmek zorunda olduğu, ayrıca yetki itirazı, söz konusu icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde açıldığını belirtilmesi ve yetkili icra müdürlüğünün açıkça belirtilmesi halinde geçerlilik kazanacağı, tek başına yetkili icra müdürlüğünün icra takibinin başlatıldığı icra müdürlüğü olmadığının belirtilmesi veya borçlunun ikametgah adresinin belirtilerek yetkili icra müdürlüğü borçlunun ikametgah adresidir denilerek yetki itirazında bulunulması geçerli bir yetki itirazı olmadığı, bu tarz bir itiraz söz konusu olduğunda esas itirazlarla beraber yapılan geçersiz yetki itirazı sadece borca itiraz niteliği taşıyacacağı, müstekar Yargıtay içtihatlarının da işaret ettiği gibi davalının icra takibine karşı yapmış olduğu yetki itirazında yetkili icra müdürlüğünün neresi olduğu belirtilmediğinden...

Kanunun gerekçesinde, mahkemenin yer itibariyle yetkisi konusundaki hükmün kamu düzenine ilişkin olduğu açıkça ifade edilmiş ve 5 inci maddede belirtilen yetki kuralına aykırı sözleşmelerin geçersiz olduğu belirtilmiştir. Bu durumda, yetki itirazı ilk itirazlardan olmadığından, taraflar yargılama bitinceye kadar yetki itirazında bulunabileceği gibi, mahkeme de yargılamanın her aşamasında kendiliğinden yetkisizlik kararı verebilir. Somut olayda, davacı ... ... Sendikası tarafından, sendika aidat alacaklarının tahsili için ... 19. İcra Müdürlüğünün 2013/5086 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapılmış ve takip borçlusu ... Belediyesi tarafından kanuni süresi içerisinde yetkiye ve borca itiraz edilmesi sebebiyle takip durmuştur. İtirazın iptali davalarında yetkiye itiraz olması durumunda mahkemece ilk önce bu hususun değerlendirilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler ve açıklamalara göre, somut olayda yetkili icra dairesi ... İcra Dairesidir....

    Uşak İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın reddine dair 02/07/2019 tarihli karara karşı davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemizin 2019/1632 Esas, 2020/520 Karar ve 17/03/2020 tarihli kararı ile; borçlunun itirazının İİK'nun 65.maddesi kapsamında gecikmiş itiraz olduğu değerlendirilerek karar verilmesi için HMK'nun 353/1- a(6) maddesi uyarınca , mahkeme kararının kaldırıldığı, mahkemece davacı borçlunun yurda giriş-çıkış kayıtları getirtildikten sonra yeniden yapılan yargılamada; dava dilekçesinde, davanın "gecikmiş itiraz" olarak değerlendirilmesini gerektirecek herhangi bir açıklama bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

    Bu durumda uyuşmazlığın İİK'nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir. (HGK.nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258E. 1991/344K.) Borçlunun şikayet dilekçesinde, gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK’nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı yasanın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir....

      İİK'nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, muhatabın, bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi halinde mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Gecikmiş itiraz süresinde yapılmış ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler. Mazereti kabul ederse icra takibi durur. Bu durumda artık alacaklı itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna gidebilir. Somut olayda, borçlunun, başvuru dilekçesinde, ödeme emri tebliğ tarihinde yurt dışında olduğunu ve 18/02/2016 tarihinde döndüğünü beyan ettiği görülmektedir. Bu durumda, borçlunun, mazereti yurt dışından döndüğü 18/02/2016 tarihinde son bulmuş olup, 22/02/2016 tarihinde yapılan itiraz (21/02/2016 gününün Pazar gününe denk gelmesi nedeniyle) İİK.nun 65.maddesinde öngörülen yasal üç günlük sürededir....

        İcra Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca İtiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı vekili tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine adı geçenin yasal sürede icra mahkemesine başvurarak, Ümraniye İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirterek İstanbul İcra Dairesinin yetkisine, imzaya ve faize itiraz ettiği anlaşılmıştır. Bu durumda Mahkemece öncelikle borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazı hakkında bir karar verilmesi, yetki itirazının yerinde görülmemesi halinde diğer itiraz nedenleri değerlendirilmesi gerekirken, yetki itirazı konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmeksizin yargılamanın sürdürülerek, sonuçlandırılması ve yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

          İcra Müdürlüğü'nün 2009/2903 sayılı takip dosyasıyla icra takibi başlatmış, davalı iş sahibi vekili icra takibine karşı süresinde verdiği itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, yetkili icra dairesinin davalının ikametgahı olan Ümraniye İcra Dairesi olduğunu bildirmiştir. Davalı iş sahibi vekilinin yetki itirazına karşı icra müdürlüğü tarafından herhangi bir işlem yapılmamış, itiraz sonucu icra takibinin durması nedeniyle 1 yıllık süre içerisinde bu dava açılmıştır. Başlatılan icra takibine davalı iş sahibi vekilinin icra dairesinin yetkisizliği itirazında bulunması durumunda, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın incelenmesi gerekir. Mahkemece bu konuda gerekli inceleme yapılmış, 15.04.2010 günlü ara kararının 1. bendiyle yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Mahkemece yetki itirazının reddine karar verilirken Borçlar Kanunu'nun 73. maddesi dayanak yapılmıştır. Davacı tarafın iddia ettiği ilişki eser sözleşmesine dayanmaktadır....

            Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. 2.İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de 2004 sayılı Kanun'un 50 nci maddesinin yollaması ile 6100 sayılı Kanun'un genel hükümlerine göre belirlenecektir. 6100 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir....

              İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. 2....

                Başlatılan icra takibine karşı yetki itirazında bulunulması durumunda, mahkemenin öncelikle takibin başlatıldığı icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığını incelemesi ve bu konuda bir karar vermesi zorunludur. ------sayılı ilâmları ve kararlılık kazanmış uygulamasına göre mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazı olmasa dahi itirazın iptâli davasına bakan mahkemenin öncelikle takip dosyasında icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı incelemesi gerekir. İtirazın iptâli davasının görülebilmesi, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada geçerli bir takip yoksa itirazın iptâli davasının görülebilmesi usulen mümkün değildir. İcra dairesinin yetkisine yapılan itirazın incelenmesi sonucunda mahkeme kendisinin de yetkili olup olmadığına belirleyecektir. İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir icra takibinin varlığından söz edilemez....

                  UYAP Entegrasyonu