İİK’nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. İcra hakimi, gecikmiş itiraz nedenlerini inceledikten sonra gecikme sebebinin mahiyetine ve hadisenin özelliklerine göre, takibin tatilini tensip edebilir. Mazeretin kabulü halinde icra takibi durur. Aynı celse de alacaklı itirazın kaldırılmasını sözlü olarak da isteyebilir. Bu takdirde tetkikata devam olunarak icra mahkemesinde gerekli karar verilebilir. Usulsüz tebligatta ise, İİK'nun 65. maddesine göre yapılacak incelemeden farklı olarak, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamıştır....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 65. maddesi gereğince borca gecikmiş itiraza ilişkindir. Ödemiş İcra Müdürlüğünün 2021/6247 E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı tarafından borçlu davacı şirket aleyhine 202.462,64 TL asıl alacak üzerinden başlatılan ilamsız icra takibi olduğu, 7 örnek ödeme emrinin borçlu şirkete e-tebligat ile 09/11/2021 tarihinde tebliğ olunduğu anlaşılmıştır. İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. İİK'nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, muhatabın, bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi halinde mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir....
Uyuşmazlık konusu para alacağına ilişkin olduğundan davacı alacaklının yerleşim yeri adresine göre icra dairesinin yetkili olduğu anlaşılmakla yetki itirazının yerinde olmadığı kabul edilerek bu itiraza itibar edilmemiştir. Takibe itiraz edilirken açıkça yetki sözleşmesine dayanılmadığından ve yetki itirazı genel yetki kurallarına göre yapılmış olduğundan mahkememizce resen dava sırasında sunulan yetki sözleşmesine istinaden icra takibine yapılan itiraz değerlendirilemeyeceğinden yetki itirazı genel ve özel yetki kuralları kapsamında değerlendirilmiştir. Takibe konu alacağın dayanağı dosyaya sunulmuş olan 02/03/2020 tarihli Güvenlik Hizmet Sözleşmesidir. Bu sözleşmenin 8. maddesiyle "yetki şartı" konulduğu ve "İşbu sözleşmenin uygulanmasından doğan uyuşmazlıklarda ... Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir." şeklinde düzenleme yapıldığı görülmüştür....
Uyuşmazlık konusu para alacağına ilişkin olduğundan davacı alacaklının yerleşim yeri adresine göre icra dairesinin yetkili olduğu anlaşılmakla yetki itirazının yerinde olmadığı kabul edilerek bu itiraza itibar edilmemiştir. Takibe itiraz edilirken açıkça yetki sözleşmesine dayanılmadığından ve yetki itirazı genel yetki kurallarına göre yapılmış olduğundan mahkememizce resen dava sırasında sunulan yetki sözleşmesine istinaden icra takibine yapılan itiraz değerlendirilemeyeceğinden yetki itirazı genel ve özel yetki kuralları kapsamında değerlendirilmiştir. Takibe konu alacağın dayanağı dosyaya sunulmuş olan 02/03/2020 tarihli Güvenlik Hizmet Sözleşmesidir. Bu sözleşmenin 8. maddesiyle "yetki şartı" konulduğu ve "İşbu sözleşmenin uygulanmasından doğan uyuşmazlıklarda ... Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir." şeklinde düzenleme yapıldığı görülmüştür....
İcra Dairesi'nin .../... sayılı icra dosyası, Akhisar İcra Müdürlüğünün .../... sayılı icra takip dosyası ve tüm dosya kapsamı. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE Davacı vekili, müvekkili şirket ve davalı arasında 2018 yılından beri süre gelen ticari ilişki kapsamında davalıya sağladığı mal ve hizmete ilişkin olarak muhtelif tarihli faturalar düzenlendiğini, davalı süresi içinde işbu faturalara itiraz etmediğini, alacağın tahsiline matuf olarak İzmir 28. İcra Müdürlüğünün .../... E.sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine davalı tarafça itiraz edildiğini iddia ederek davanın kabulü ile davalının haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptaline, davalının itirazı nedeniyle durdurulmuş olan İzmir 28. İcra Müdürlüğü .../......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Karşıyaka İcra MahkemesiTARİHİ : 22/12/2005NUMARASI : 2005/420/1422 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu A. D. ve Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlular hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçilmiş, itiraz eden borçlu süresinde İcra Mahkemesine başvurarak Karşıyaka İcra Dairesinin yetkisine itiraz etmiş, Mahkemece bu itirazı diğer borçlu yönünden takip kesinleştiğinden bahisle ara kararı ile reddetmiştir. İİK.nun 50.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken HUMK.nun 9/2.maddesi 1.cümlesine göre davalı birden fazla ise bunlardan birinin "ikametgahında" takip yapılabilir. Bu durumda diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar....
- K A R A R - Dava, muhtelif tarihli fatura bedellerinin tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Kütahya 4. İcra Müdürlüğü 2009/5910 sayılı icra dosyasında yapılan takibe ilişkin olarak icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ve bu yetki itirazı anılan icra müdürlüğü'nün de 01.03.2010 tarihinde kabul edilerek dosyanın yetkili Kartal İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesi istenmiş, yetkili icra dairesinden davalıya ödeme emir gönderilmeden 02.03.2010 tarihinde bu dava açılmıştır. Mahkemece mal teslimi kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İtirazın iptali davası açılabilmesi için gönderilen ödeme emrine itiraz edilmesi dava şartıdır. Somut olayda yetkili icra dairesinden ödeme emri gönderilmeden itiraz varmış gibi dava açılması ve yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Hemen belirtmek gerekir ki, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, ortada yöntemine uygun bir geçerli bir şekilde yapılmış icra takibinin bulunması zorunludur. Şayet icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, bu itiraz sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir icra takibinden söz edilemez. Bu nedenle, itirazın iptali davasını gören mahkemenin öncelikle İİK.nun 50. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi gerekir. Somut olayda, icra takibine konu edilen alacak, geçersiz sözleşme gereğince verilen paranın sebepsiz zenginleşme ilkelerine göre geri istenilmesinden kaynaklanmakta olup, aranılacak borç niteliğindedir. Dolayısıyla HUMK.nun 9. maddesi hükmüne göre yetkili icra dairesi borçlunun ikametgahı olan Nazilli'dir....
Davacı tarafından yapılan icra takibinde, borçlu davalının hem icra dairesinin yetkisine ve hem de borca itiraz ettiği, anılan dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Görülmekte olan davada da, davalı borçlu tarafından icra dairesinin yetkisizliği iddiası tekrarlanmış, aynı gerekçeye dayalı olarak mahkemenin de yetkisiz olduğu ileri sürülmüştür. İcra takibine yapılan itiraz üzerine itirazın iptali davası açılmışsa ve icra dairesine yapılan itirazda aynı zamanda yetki itirazında da bulunulmuş ise itirazın iptali davasını gören mahkemenin ilk önce icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı incelemek suretiyle icra takibinin yetkili icra dairesinde yapıldığına kanaat getirmesi halinde işin esasına girmesi, icra dairesinin yetkili olmadığının belirlenmesi durumunda ise esas hakkındaki itirazlara girişilmeksizin, yetkili icra dairesinde yapılan bir icra takibi bulunmaması sebebiyle itirazın iptali davasının reddine karar vermesi gerekir....
İİK m. 50/2 uyarınca borçlu yetki itirazı ile birlikte esasa yönelik itirazlarını sunmalıdır, böylece yetki itirazının reddi halinde varsa esasa yönelik itirazların da incelenmesine imkân tanınarak zaman kaybının önüne geçilmesi hedeflenmiştir. Borçlu esasa ilişkin itirazlar sunmakla birlikte, itiraz ederken yetki itirazında bulunmamışsa, sonrasında icra dairesinin yetkisine itiraz süresi dolmamış olsa dahi itiraz edemez ve icra dairesinin yetkisi kesinleşir. Aynı zamanda, borçlu esasa ilişkin itirazda bulunmadan sadece yetki itirazında bulunma imkanına da sahiptir. Borçlunun yaptığı yetkisizlik itirazının geçerli olabilmesi ve icra takibini durdurabilmesi için borçlu ayrıca yaptığı itirazda yetkili icra dairesinin hangisi olduğunu da göstermelidir....