WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde, mahkemece itiraz kabul edilir. Öte yandan, Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, sunulan ödeme belgesinin, takip konusu borçla ilgili olarak verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede, takip dayanağına açıkça atıf yapılması zorunludur. Somut olayda, borçlunun itfa itirazına dayanak olarak sunduğu 11.02.2014, 12.02.2014 ve 13.03.2014 tarihli banka havale dekontlarında, takip dayanağı bonoya ilişkin kısmi ödeme yapıldığına dair herhangi bir atıf bulunmamaktadır. Bu durumda itfa itirazına dayanak olarak sunulan bu belgeler, İİK'nun 169/a-1. maddesinde sayılan belgelerden değildir....

    Mahkemece borçlu vekilinin iddiasını İİK'nun 33.maddede sayılan belgelerle ispat edememesi gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmesi üzerine hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir İcra İflas Kanunu'nun 33/1-2 maddesinde ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir.'' hükmü düzenlenmiştir....

      Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir". hükmünü içermektedir. Bu hükme göre başvurunun niteliği de gözetilerek mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Olayda uygulanma yeri olmayan icra mahkemesine yapılan şikayetler ile ilgili olarak düzenlenen İİK 16 ve devamı maddeleri esas alınarak duruşma yapılmadan karar verilemez....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından keşideci borçlu şirket aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatılmış, tüzel kişi olan borçlu tarafından kendilerine henüz tebligat yapılmadığı ve 10.04.2013 tarihinde icra takibinden haberdar olunduğu belirtilerek teminat senedi olduğundan bahisle borca itiraz edilmiş, mahkemece diğer borçlu Ayhan Kaya itiraz eden şirketin yetkili temsilcisi olup ona yapılan tebligat ile hebardar olduklarından bahisle evrak üzerinde itirazı reddetmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK.nun 168/5.maddesi hükmü gereği borçlunun borçlu olmadığını, veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zaman aşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir....

            İcra Dairesi icra memuru olduğunu, icra dairesi tarafından hazırlanan sadece ödeme emrinde yapılan bu hata nedeniyle takibin iptal edilmesinin hatalı olduğunu, hatalı gönderilen ödeme emrinin iptal edilebileceğini, dosya borcunun davacı-borçlu tarafından icra dairesine ödendiğini ve dosyanın infazen 04.10.2021 tarihinde kapandığını, davanın konusuz kaldığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur. 2-Davacı borçlu vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde; itfa nedeniyle borca itirazını tekrarla, kaldırma kararının onanmasını, kararının gerekçesinin itfa nedeniyle borca itirazı dikkate alınarak düzeltilmesini, %20'den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde, takip öncesi döneme ilişkin itfa nedeni ile takibin iptali istemine ilişkindir. 2....

              Şti'ye ciro edildiğini, mahkemenin itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına hükmettiğini, ancak bu noktada hatalı değerlendirme yapıldığını, itfa sebebiyle icranın geri bırakılmasına değil takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini, çünkü borcun takibe geçilmesinden yaklaşık 6 ay öncesinde ödendiğini, ancak davalının buna rağmen Aralık 2019'da haksız şekilde takibe geçtiğini, işbu davaya konu çeke ilişkin olarak müvekkil 24.07.2019 tarihi itibari ile çek bedeli olan 83.333,00- TL ödendiğini, müvekkiline çekin renkli fotokopisi teslim edildiğini ve çek aslı kötü niyetli olarak teslim edilmediğini, davalı taraf hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak çeki ödeme almak amacıyla tekrar bankaya ibraz ettiğini, banka da davalıya 2.030,00- tl ödediğini ileri sürerek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını, davalı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....

              İlk derece mahkemesi tarafından; ''.... yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; davacı borçlunun borca itirazı bulunduğundan ancak borcun itfa edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatlaması gerektiğinden, sunulan faturaların bu anlamda ispata elverişli olmadığı, tarafların aralarındaki ticari ilişkinin, ticari defter ve kayıtlarının, faturaların, vergi kayıtlarının incelenmesi ile tespitinin gerektiği, dar yetkili mahkememizce de bu hususlarda ayrıntılı araştırma yapılamayacağından, iddiaların yargılamayı gerektirdiğinden...'' yönündeki gerekçe ile "Davanın reddine" karar verilmiştir....

              İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, dava dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, itfa ve zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebine ilişkindir. Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Davacı vekili tarafından İİK'nun 33. maddesine dayalı olarak takipten sonraki dönemde itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasının talep edildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 33/2 maddesine göre itfa veya imhale dayanan isteklerin mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmesi gerekmektedir....

              takdirde kâr hesabına aktarılacağı ve ancak bu suretle vergiye konu olabileceği, sulh akdi için Borçlar Kanunu'nda bir şekil şartı belirlenmediği, sadece tarafların uygun rızasının arandığı, dava konusu olayda da davacı şirketin açık rızası ve davacı şirketin ortağı olan firmanın aldığı karar ile alacaktan vazgeçmenin hukuken gerçekleştiği, vazgeçilen alacağın, davacı şirketin defterlerinde özel karşılık hesabına alındığı, bu anlamda anılan 324. maddenin gereğinin de yerine getirildiği, ancak, 213 sayılı Kanun'un 324. maddesinde yer alan düzenleme ile ileriye dönük olmak üzere söz konusu 3 (üç) yıla ilişkin zararlar ile itfa etme imkanının getirildiği, vazgeçilen alacağın vazgeçmeden önceki (geçmiş yıl/yıllar) zararlar ile itfa edilebilmesinin hukuken mümkün bulunmadığı, tamamen veya kısmen itfa edilemeyen tutarın ise 3 (üç) yılın sonunda kâr hesabına aktarılması ve vergilendirilmesi gerektiği açık olduğundan dava konusu tahakkuk işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır...

                UYAP Entegrasyonu