İİK'nun 33/2. maddesinde "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş, itfa, imhal ve zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa ve imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe resen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre alacaklı tarafından imzası ikrar edilen belgeye yer verilmemiş ise de, Yargıtay yerleşik uygulamasına göre alacaklının ibraname vasfında olan belgedeki imzayı kabul etmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği, ancak alacaklı tarafından ibraname altındaki imzanın inkar edilmesi halinde İcra Mahkemesi'nce bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuca gidilmesinin mümkün olmadığı kuralı benimsenmiştir. Somut olayda, borçlu tarafından sunulan adi yazılı 18.03.2015 tarihli “Belge ve İbradır” başlıklı belgede alacaklının ilamda adı geçen vekili Av. ...'ın imzası bulunmaktadır....
Davalı vekili tarafından her ne kadar edimin hükmün kesinleşmesinden sonra yerine getirilmesi nedeniyle cezai şartın talep edilebileceği belirtilmiş ise de, ilamda devir ve sükna hakkı için düzenleyici nitelikte bir süre öngörüldüğü, cezai şartın devir ve sükna hakkı tesis edilmemesi durumunda doğacağının belirtildiği, davacı tarafından makul sürede edimin yerine getirildiği, dolayısıyla borcun itfa edildiği sabit görülmekle davanın kabulü ile davacı borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. İİK'nın 33. maddesinde tazminata ilişkin düzenleme olmadığından davacının tazminat talebinin reddine" dair karar verildiği görülmüştür....
edilmiş olması sebebiyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinden davacının istinaf talebinin kabulü ile Kayseri 2....
geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Anılan maddenin 1. fıkrasında; ".....İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır." hükmü, 2. fıkrasında; "......Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir." hükmü yer almaktadır. Yasada alacaklı tarafından imzası ikrar edilen belgeye yer verilmemişse de; yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre, alacaklının ibraname vasfında olan belgedeki imzayı kabul etmesi halinde, icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekir. Bir başka ifadeyle imzası taraflarca ikrar edilen ibra belgesi borcu sona erdirir. Ancak, burada imzası ikrar edilen belge kavramının dikkatli ve dar yorumlanması gerekir....
Dava, kira alacağına dayalı genel haciz yoluyla ilamsız takipte borçlunun takip yapan alacaklının takipte taraf sıfatının bulunmadığı, takibe ilişkin borcun takipten sonra itfa edildiği iddiasına dayalı itiraza ilişkindir. İİK'nın 33/2. maddesi uyarınca; icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa isteği mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir. Somut olayda; davacı tarafından sunulan sulh protokolü anılan madde kapsamında belgelerden olmayıp, alacaklı dernek vekilinin kabulü de bulunmamaktadır. İtirazın kaldırılması ve tahliye davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi takibin yürütülmesine engel teşkil etse de ibraz edilen belgenin İİK'nın 33/2.maddesi kapsamında itfa belgesi olmadığı gerçeğini değiştirmemektedir. Bu nedenle davacının itfaya dayalı icranın geri bırakılması talebinin reddine dair kararda usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir....
İdare Mahkemesi'nin 2014/612 Karar sayılı ilamına istinaden ilamlı icra takibi başlatıldığını, İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesi gereğince alacaklı vekilinin yaptığı başvuru üzerine takibe konu borcun 24/09/2014 tarihinde ödendiğini belirterek, itfa nedeniyle İİK'nun 33. maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, takibe konu borcun alacaklının hesabına 24/9/2014 tarihinde yatırılmak sureti ile ödendiği gerekçesi ile itirazın kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmiş, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Takibe konu, .........
İdare Mahkemesi'nin 2014/612 Karar sayılı ilamına istinaden ilamlı icra takibi başlatıldığını, İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesi gereğince alacaklı vekilinin yaptığı başvuru üzerine takibe konu borcun 24/09/2014 tarihinde ödendiğini belirterek, itfa nedeniyle İİK'nun 33. maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurmuş, mahkemece, icranın geri bırakılmasına karar verilmiş, hükmün alacaklı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/1-2. maddesi gereğince alacaklı vekili tarafından yapılan başvuru neticesinde, idarenin süresi içinde ödeme yapmamış olması sebebiyle, icra takibi başlatılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı, borçlunun İİK'nun 33. maddesine dayalı ödeme itirazıyla ilgili mahkemece duruşma açılıp taraf beyanları alınarak delillerin ibrazı sağlandıktan sonra, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına...
Maddesinde belirtilen icranın geri bırakılması talebine ilişkin olup, davacı tarafça itfa sebebine dayalı olarak talepte bulunulmuştur. İİK'nın 33. Maddesi aynen; İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. Hükmüne yer verilmiştir. Madde metninden de görüldüğü üzere öncelikle 33/1. Madde uyarınca itirazın incelenebilmesi için itirazın 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde yapılıp yapılmadığının incelenmesi gerekmektedir. Yukarıda da belirtildiği üzere, icra emri davacıya 19/08/2011 tarihinde tebliğ edilmiştir. İşbu itiraz ise 21/12/2017 tarihinde edilmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İİK 33 md. gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken İİK 169- a/5 gereğince verilen hükmün ortadan kaldırılması gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir....