Borçlunun ilam konusu borcun ödendiğine yönelik başvurusu İİK'nun 33/1. maddesine dayalı olarak yapılmış itfa itirazı niteliğindedir. Somut olayda; borçlu tarafından itfa hususunda delil olarak sunulan 16/05/2012 tarihli "Makbuz ve Anlaşma" başlıklı tutanakta, ilamla hükmedilen 50.000 USD'nin 40.000 USD'lik tutarının ödendiği, kalan 10.000 USD'nin alacaklının banka hesabına ödeneceğinin imza altına alındığı, mahkemece, dayanak ilamda hükmedilen tazminatın 40.000 USD'si yönünden itfa itirazının kabulü ile 10.000 USD yönünden reddine, takibin 10.000 USD üzerinden devamına karar verildiği görülmektedir....
İİK’nun 168/5. maddesi hükmü gereği, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Somut olayda, ödeme emrinin borçlu şirkete 21/05/2010 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin ise İİK’nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal beş günlük sürede mahkemeye başvurarak, zamanaşımı nedeniyle takibin iptalini istediği, itiraz tarihinde takibin henüz kesinleşmediği görülmektedir. Başvuru bu hali ile takibin kesinleşmesinden önce alacağın zamanaşımına uğradığına yönelik olup, itirazın kabulü halinde İİK.nun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durmasına karar verilmesi gerekir. Öte yandan takip dosyasında başka borçluların da bulunması nedeniyle itiraz eden borçlu yönünden hüküm kurulmak yerine takibin tüm borçluları kapsar şekilde iptaline karar verilmesi de doğru görülmemiştir....
İ.İ.K.’nun 168/5.maddesi hükmü gereği, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Aynı Kanunun 71/2. maddesine göre ise, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zamanaşımı itirazı bir süreye tabi değildir. Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 14/01/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise İ.İ.K.’nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal beş günlük sürede mahkemeye başvurarak, zamanaşımı nedeniyle takibin iptalini istediği, itiraz tarihinde takibin henüz kesinleşmediği görülmektedir. Başvuru bu hali ile takibin kesinleşmesinden önce alacağın zamanaşımına uğradığına yönelik olup, itirazın kabulü halinde İİK.nun 169/a-5.maddesi gereğince takibin durmasına karar verilmesi gerekir....
İİK'nun 33/2.maddesi gereğince, "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka Noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir.” Borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman İcra Mahkemesinden isteyebilir. Borçlu aleyhine ilamların icrası yoluyla 08.10.2012 tarihinde başlatılan icra takibinde; icra emri, borçluya 10.10.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, takibe konu ilamda hükmedilen alacağa ilişkin 18.508,30 TL'nin 11.10.2012 tarihinde, icra emrinin tebliğinden sonra alacaklının borçlu idareye bildirdiği hesaba yatırıldığı anlaşılmıştır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/03/2022 NUMARASI : 2022/15 ESAS - 2022/161 KARAR DAVA KONUSU : Takibin İptali KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takibe ilişkin dosya borcunun, tarafların haricen anlaşması ve ibraname düzenlenmesi nedeniyle tahsil edilmiş olduğunu, buna rağmen takip işlemlerine hukuka aykırı şekilde devam edildiğini öne sürerek itfa nedeniyle takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
Taraflar arasında, uyuşmazlık konusu takipten başkaca bir takibin bulunmadığı da gelen yazı cevapları ile belirlenmiş olmakla, davacı tarafça itfa iddiasına dayanak yapılan ibranamenin, davaya konu takibe ilişkin olduğu, ispat külfeti üzerinde bulunan davalı tarafça aksinin ispat olunamadığı kanaatine varılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. Davaya konu takibin haksız olduğuna ilişkin hiçbir iddia ve ispat vasıtası sunulmadığı, icra dosyasının yenilenmesi üzerine işbu davanın açıldığı, İİK'nun 72/5. maddesinin lafzî yorumundan hareketle tazminat koşullarının oluşmadığı kanaatiyle tazminat isteminin reddine dair karar vermek gerekmiştir....
DAVA Şikayetçi borçlu icra mahkemesine başvurusunda; konkordato dosyasında alınan kararlar gereğince alacaklı bankadan rehinle temin etmiş olduğu 360.000,00 TL borcun tamamını ödediğini, kalanın mahkeme kararıyla vadeye bölünecek olması nedeniyle takibin hükümsüz kalacağını belirterek borcun itfa olması nedeniyle icra takibinin geri bırakılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; konkordato aşamasında rehinli alacağa faiz işlediği, alacağının tamamının rehinli olduğu, alacağa faiz işlediği için de müdahale tarihine göre borcun arttığı konkordato dosyasının henüz sonuçlanmadığı, tasdik edilip edilmeyeceği henüz belli olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. III....
Uyuşmazlık; itfa nedeniyle takibin iptali talebine ilişkindir. İİK'nın 33/1. maddesinde, ilamlı icra takibinde borçlunun icra mahkemesine başvurarak, borcun itfa veya imhal edildiği itirazında bulunabileceği, ancak itfa veya imhal iddiasının yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edilebildiği takdirde icranın geri bırakılacağı düzenlenmiştir. İİK'nın 33/2. maddesinde; "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir."...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''davacıların takibe konu senedin ödendiği itirazının bulunduğu, senedin itfa edildiğine ilişkin dekontların sunulduğu, ilgili bankadan sunulan dekontların yer aldığı tarihe ilişkin hesap hareketlerinin incelendiği, hesap hareketlerinde yapılan ödemelerin takibe konu senede ithafen yapıldığının belirtildiği bu haliyle davacının iddiasını İİK md. 169/a'da belirtilen belgelerle ispat ettiğinin kabul edileceği anlaşılmakla davanın kabulü ile İstanbul 3. İcra Müdürlüğü'nün 2021/8435 Esas sayılı dosyasından yapılan takibin davacılar yönünden itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına, davacıların tazminat taleplerinin reddine'' karar verildiği görülmüştür....
nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini, davalı alacaklının, alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir....