Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçluların icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. HGK'nun 14.3.2001 tarih, 2001/12-233 ve 20.6.2001 tarih ve 2001/12-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Buna göre belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için, senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarının belirtilmesi gereklidir....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 33/1. maddesine dayalı itfa nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İİK'nın 33/1. maddesinde, icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş, yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Buna göre, ilama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nın 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir....

    e 21.6.2011 tarihinde tebliğ edildiği, 5 günlük itiraz süresinin son günü olan 26.6.2011 tarihinin Pazar gününe rastladığı, 2429 Sayılı Ulusal ... ve Genel Tatiller Hakkında Kanun'un 3.maddesi uyarınca Cumartesi ve Pazar günleri resmi tatil olduğundan ve itiraz süresinin son günü tatile rastladığından, tatili takip eden ilk iş günü olan 27.6.2011 tarihinde yapılan itiraz yasal sürededir. O halde, mahkemece, itirazın esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin süre aşımından reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu ...'in temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/11/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/239 Esas, 2018/700 Karar sayılı kararı ile davalı borçlu Aydın T1 Ltd. Şti.'nin taşınmazdan tahliyesine karar verildiği, davacı vekili tarafından mahkememizde dava açıldığı anlaşılmıştır. Somut olayda, davacı hakkında haciz ve tahliye talepli icra takibi başlatıldığı, davacıya ödeme emrinin tebliğ edildiği, takibe itiraz edilmediği, takibin kesinleştiği, 30 günlük ödeme süresi içerisinde borcun ödenmediği, bu nedenle Adana 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/239 Esas, 2018/700 Karar sayılı kararı ile davacının taşınmazdan tahliyesine karar verildiği anlaşılmış olup davacının ileri sürdüğü hususların takibin şekline göre süresi içinde icra dairesine bildirilmesi gerektiğinden davacının yukarıda belirtilen icra takip dosyası ile hakkında başlatılan takibe karşı icra dairesine süresi içerisinde itirazlarını bildirmediğinden ve dolayısı ile takip kesinleştiğinden, ödeme iddiasına dayanılarak takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurulamaz....

      İcra Hukuk Mahkemesi'nin 09.3.2009 tarih ve 2009/335 E.-2009/236 K.sayılı kararı ile borca itiraz ve zamanaşımı itirazının süreden reddine karar verildiği, mahkeme kararının Dairemizin 15.10.2009 tarih 2009/10817-19124 eski sayılı ilamı ile onandığı ve karar düzeltme yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği görülmektedir. Her ne kadar mahkemece kesin hüküm nedeniyle istemin reddine karar verilmişse de; ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 09.3.2009 tarih ve 2009/335 E.-2009/236 K.sayılı kararı, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ait itfa itirazına yönelik olup itirazın esası incelenmeksizin İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca süreden reddine karar verilmiştir. Eldeki ödeme itirazı ise takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ait olmakla itirazın yasal dayanağı İİK'nun 71. maddesi olup itiraz süreye tabi değildir. Bu nedenle ......

        O halde, mahkemece, ödeme emri tebliğ tarihinin borçlunun takipten haberdar olduğunu belirttiği 25/08/2014 tarihi olarak düzeltilerek, borçlunun yasal itiraz süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı itirazının esasının incelenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Somut olayda, takibe dayanak yapılan çekte, ilk cironun, lehtar ... tarafından yapılması gerekmekte olup, çek arkasında adı geçenin cirosu bulunmadığından, ciro silsilesinin kopuk olduğu ve alacaklının yetkili hamil olmadığı anlaşılmış ise de, borçlu takibe konu çek bedelini nakten ve defaten ödediğini belirttiğinden İİK'nun 170/a-son fıkrası uyarınca aynı maddenin 2. fıkrası hükmü uygulanamaz. Bir başka anlatımla belirtilen nedenle takibin iptaline karar verilemez. Bu durumda itfa itirazı üzerinde durulması gerekip, borçlu, anılan itirazını İİK'nun 169/a-1. maddesinde yazılı belgelerden biri ile ispatlayamadığı gibi, alacaklının da, çek bedelinin tahsil edildiğine dair kabul beyanı bulunmamaktadır. O halde mahkemece borca itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

            İİK'nın 169/a-1. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanmalıdır. Davacılar tarafından sunulan sözleşme incelendiğinde, takibe konu bononun davacı şirkete verilen borcun karşılığında düzenlendiği anlaşılmıştır ve bu durum her iki tarafın da kabulündedir. Davacılar, takibe konu senedin ödendiğini veya borcun bulunmadığını İİK'nın 169/a-1 maddesinde belirtilen belgelerle ispat edemediklerinden mahkemece kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi isabetlidir. Davacıların ileri sürdükleri sözleşmeye aykırılık iddiaları, genel mahkemelerde yargılamayı gerektirdiğinden icra mahkemesinde söz konusu iddiaların dinlenmesi mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacıların istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

            Borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçluya aittir. HGK'nun 14.3.2001 tarih, 2001/12-233 ve 20.6.2001 tarih, 2001/12-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Buna göre belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için, senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir. Yine, senedin tanzim tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 sayılı TTK.nun 690. maddesi yollamasıyla uygulanması gerekli TTK. nun 592. maddesi uyarınca, açık bono düzenlenmesi mümkündür....

              alınmış evrakın 5237 sayılı Yasanın 220 madde yollaması ile 157- 158 nitelikli yağma ve 106/2 nitelikli tehdit maddeleri kapsamında suça konu olduğunu ve TCK’nın 156 maddesi gereğince bedelsiz ve suç unsuru olduğu halde takibe konulduğunu, suç unsuru olan takip konusu belge ile ilgili ihbar-şikayetin bildirileceğini, ceza yargılaması aşama adli kararları İKK.169 1- a maddesi gereğince ceza yargılaması kararı kesin belge mahiyeti taşıyacağından ceza soruşturması dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, bu nedenlerle öncelikle takibin tedbiren durdurulmasına ve ceza soruşturma ve kovuşturma dosyaları ile takibe konu evrak arasında birebir irtibat bulunduğundan ceza yargılaması sonucunun bu dosya kararı için bekletici mesele yapılmasına, takibin iptaline, alacaklı tarafın %20 oranında kötüniyet tazminatı ve ayrıca alacağın %10 u oranında para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu