Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 2-Alacaklının temyiz itirazları yönünden; Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından iki adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlu icra mahkemesine başvurusunda; sair iddiası yanında, takip konusu bonolardan, - 15/04/2013 vade tarihli bono için 06/05/2014 tarihinde 2.400 TL, 17/01/2014 tarihinde 3.000 TL, - 15/06/2013 vade tarihli bono için de 08.08.2014 tarihinde 4.000 TL, olmak üzere toplam 9.400 TL'nin, takipten önce, alacaklının banka hesabına ödendiğini, ödenen bu bedellerin düşülmeden takibe girişildiğini ileri sürmüş, mahkeme, borca itirazın kabulü ile takibe ne miktarda devam edileceğine karar vermiştir. Başvuru bu hali ile borca, kısmen, itiraz niteliğindedir. İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir....

    İcra Mahkemesi'nce 21.02.2012 tarih ve 655-175 sayılı kararla itfa nedeniyle icranın geri bırakılması talebinin reddedildiği kararın kesinleştiği, icra mahkemesi kararları genel mahkeme kararları gibi kesin hüküm teşkil etmez ise de taraflar arasında bağlayıcı olacağı, kesin icra mahkemesi kararının mahkemece resen gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir. 6098 sayılı TBK'nun 100. (Eski 818 sayılı BK 84.) maddesinde, ''Borçlu faiz veya masrafları tediyede gecikmiş değil ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir.'' hükmü yer almaktadır. Mahkemece, aynı ilama dayalı olarak daha önce 9. İcra Müdürlüğü'nün 2011/4580 Esas sayılı dosyası ile yapılan takibe ilişkin olarak yapılan ödemelerin tarihleri de nazara alınmak suretiyle TBK 100.( BK 84) maddesine uygun hesaplanması itiraza konu 26....

      nın 169/a maddesi gereğince borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatlanamadığı, faize itiraz yönünden alınan bilirkişi raporuyla takipte talep edilen faiz miktarının usul ve yasaya uygun olduğunun tespit edildiği belirtilerek hükme esas alınan raporlar da dikkate alınarak davanın reddi ile davalının tazminat talebinin reddine karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı borçlu, takibe kötüniyetli olarak itiraz ettiği halde aleyhine tazminata hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek tazminat talebinin reddi yönünden verilen mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İİK'nun 169/a-6. maddesi uyarınca, itirazı reddedilen borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi için, icra mahkemesince takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilmiş olması gerekir....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 23.05.2019 tarihli borç muhtırasına konu borcun ödendiğini, Yerel Mahkeme kararında banka dekontlarında takip konusu borca açıkça bir yollama yapılmamış olması sebebiyle itfa iddiasının ispatlanamadığı belirtilmişse de icra dosyasında sunulan itiraz dilekçesi ile dosyada mübrez banka dekontlarının tarih ve tutarlarının birebir aynı olması borç muhtırasına konu edilen itfa iddialarını ispatlar nitelikte olduğunu, öyle ki davalı şirketin Beyoğlu 4....

      Aile Mahkemesinin 19/05/2021 kesinleşme tarihli 2020/779 Esas 2021/96 Karar sayılı ilamına dayalı olarak 20.000,00 TL maddi tazminat ile 15.000,00 TL manevi tazminat alacağı talebi ile 09/08/2021 tarihinde örnek 4- 5 ilamlı takibe geçildiği, icra emrinin davacı borçluya 12/08/2021 tarihinde tebliği üzerine 16/08/2021 tarihinde yasal 7 günlük süre içerisinde davanın açıldığı görüldü....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/07/2023 NUMARASI : 2023/217 ESAS 2023/422 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri Genel İcra Dairesinin 2023/21320 Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibe konu senedi müvekkilinin bir kısmını banka üzerinden bir kısmını elden olmak üzere Ramazan Çelik'e ödediğini, Ramazan Çelik'in kötü niyetli olarak senedi davalı T3 ciro ettiğini, davalının da kötü niyetli olarak müvekkili yönünden itfa edilmiş senede dayanarak müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, senedin ödenmiş olması nedeni ile takibin iptalini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir....

      Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrar ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyaya sunduğu delillerin incelenmediğini, pandemiden dolayı çalışamadığını, mevcut ekonomik durum nedeniyle takibe konu borcu ödeme imkanı bulunmadığını, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava ilamlı takibe itiraz istemine ilişkindir....

      İcra Müdürlüğü 2017/26173 E sayılı icra dosyasına yönelik olarak imzaya ve borca itiraz etmiş olup, 22/10/2019 tarihli duruşmada imzaya itiraz etmişlerse de; imza itirazları bulunmadığını ve borca “itfa” sebebiyle itiraz ettiklerini beyan etmiştir. Davacıya itfa iddiasına ilişkin belgeleri sorulmuş ancak dosyaya ibraz etmemiştir. Dosya mevcut durumu ile Bilirkişiye tevdi edilmiş ve 02/11/2020 tarihli raporda faiz isteminde 232,06 TL fazlalık olduğu ve takipten sonra işletilecek faiz oranının %10,50 TL istenmiş ise de 9,75 olması gerektiği belirtilmiş olmakla Mübrez rapor hüküm kurmaya elverişli bulunmuş , Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 24....

      Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça soyut ve gerçeklikten uzak ifadelerde bulunulduğunu, dosyaya sunulan banka ödeme dekontları incelendiğini, takibe dayanak borca ilişkin herhangi bir ödemede bulunulmadığının anlaşılacağını, yapılan ödemelerin takibe dayanak senede ilişkin olmadığını, davacı tarafça müvekkiline aynı tutarda birden çok senet verildiğini, senedin vade tarihi ile yapılan ödemelerin tarihlerinin uyuşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; davacıların borçlu bulunmadıkları yahut itfa yahut imhal edildiğinin İİK'nun 169/a maddesi uyarınca resmi veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispatlanamadığı, ödeme emrinde takip tarihine kadar talep edilen reeskont faiz oranı ve tutarında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair karar verilmiştir....

      İlk derece mahkemesi tarafından; "...tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde, davalı alacaklının borçlu hakkında kayıtsız şartsız ödeme vaadini içeren ve kambiyo senedi niteliğini taşıyan bonoya istinaden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlattığı, borçlunun yasal süresi içinde borçlu olmadığından bahisle İİK'nın 168/5 ve 169/a maddeleri kapsamında borca itiraz davası açtığı, İİK'nın 169/a-1. maddesi gereğince borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanması gerekmesine rağmen borçlu tarafından borçlu olmadığının ispatı yönünde İİK'nın 169/a-1. maddesinde aranan nitelikte bir belge veya delil sunulmadığı, davacı borçlu tarafça sunulan belge de takibe dayanak senetlere yönelik herhangibir ibarenin olmadığı, alacaklı tarafın da bu konuda bir kabulü bulunmadığı, davacının iddialarının genel yetkili mahkemelerde yargılamayı gerektireceği, mahkememizin borcun sebebi ve varlığına ilişkin araştırma görevi olmadığından...

      UYAP Entegrasyonu