Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Somut olayda başvuru, borca itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinde yapılan inceleme ile sonuca gidilemez. O halde mahkemece, duruşma açılarak ve varsa tarafların gösterecekleri deliller toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinde yapılan inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    İİK.nun 33/2.maddesi gereğince, "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir.” Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. İcra mahkemesindeki borcun itfasına dair itirazlarda HMK.nun 316 ve devamı maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulü uygulanır....

      un icra mahkemesi kararını temyiz etme hakkı bulunmadığından adı geçenin temyiz dilekçesinin REDDİNE; 2) Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, alacaklı vekilinin imzalayıp kendilerine verdiğini iddia ettiği ibraname başlıklı belge ve iki adet ayrı belgeye dayanarak itfa nedeniyle takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda, her ne kadar borçlunun sunduğu ödeme belgelerinde tarih bulunmamakta ise de, gerek başvuru ve cevap dilekçesi içeriğine, gerekse başvuru tarihine bakıldığında, borçlunun icra mahkemesine başvurusunun, İİK.nun 71/1. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ödendiğine yönelik itfa itirazı olduğu görülmektedir....

        Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; 2019/328 Esas sayılı dosya ile açılan davadaki takibin durdurulması taleplerinin reddedildiğini, bu nedenle müvekkili tarafından takibe konu borç aslı, işlemiş faiz, tahsil harcı ve takip masraflarının davalıya haricen ödendiğini ve 03/10/2019 tarihinde yapılan ödeme dolayısıyla ilgili belgenin davalı tarafından imzalandığını, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa iddialarının süreye bağlı olmadan ileri sürülebileceğini belirterek, takibin itfa nedeni ile iptaline karar verilmesini istemiştir....

        Borçlunun, itfa itirazına dayanak olarak banka dekontu, hesap ekstresi gibi ödeme belgeleri sunduğu, ödeme belgelerinin incelenmesinde nafaka borcu için yapıldığına ilişkin herhangi bir açıklama içermediği görülmüştür. Borçlunun itfa itirazının kabul edilebilmesi için ödeme belgelerinde takibe konu alacak için yapıldığına dair açık atıf bulunması zorunludur. Ödemenin okul ücreti vs gibi açıklamalar ile yapılması halinde ise ahlaki bir vecibenin yerine getirilmesi olarak kabul edilmesi gerektiğinden nafakaya mahsup edilemez. Sonuç olarak, borçlu itfa itirazını İİK'nun 68. maddesine uygun bir belge ile ispatlayamadığından mahkemece alacaklının itirazın kaldırılması isteminin kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, HMK.355 mad....

        Borçlu, itfa itirazına dayanak olarak müşterek çocuk için alacaklıya elden ödeme yaptığını ileri sürmüş, ayrıca yaptığı ödemelere ilişkin banka dekontlarını, posta havale fişlerini delil olarak sunmuş ise de, ödeme belgelerinin incelenmesinde, ödemelerin bir kısmının alacaklıya yapılmadığı gibi, nafaka borcu için yapıldığına ilişkin herhangi bir açıklama da içermediği görülmüştür. Borçlunun itfa itirazının kabul edilebilmesi için ödeme belgelerinde takibe konu alacak (somut olayda nafaka alacağı) için yapıldığına dair açık atıf bulunması zorunludur....

          Borçlu vekilinin 09.02.2016 tarihli itirazında borcun aslı ve ferileriyle birlikte tamamına itiraz ettiği, mahkemeye sunduğu 21.03.2016 havale tarihli cevap dilekçesinde takibe dayanak borcun vadeden evvel alacaklıya ödendiğini beyan ederek itirazını itfa olgusuna dayandırdığı ve böylece borcu doğuran hukuki ilişkiyi ve dolayısıyla borcu kabul ettiği görülmüştür. Bu durumda itirazın kaldırılması isteminin mahkemede incelenmesi sırasında, takibe dayanak belgenin artık İİK.'nun 68/l. maddesinde belirtilen belgelerden olup olmadığı üzerinde durulmasına gerek ve yer yoktur. Çünkü, anılan maddede yazılı belgelerle ispatlanacak olan, "hukuku ilişki ve borçtur". Borçlu borcu ve hukuki ilişkiyi kabul ettiğine göre alacaklının alacağının ayrıca İİK'nun 68/l. maddesinde yazılı belgelerle ispatına yer olmadığı kabul edilmelidir. Yargıtay'ın yerleşmiş görüşü bu doğrultudadır (Hukuk Genel Kurulu'nun 4.12.1985 tarih 12/27-984 sayılı kararı)....

            Öte yandan borca itirazın incelenmesi yöntemini düzenleyen İİK'nun 169/a maddesi uyarınca "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç 30 gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcu olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder." Somut olayda borca itirazın, İİK'nun 169/a maddesi uyarınca duruşma açılarak incelenmesi gerekirken evrak üzerinden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/11/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              İİK'nun 168/5.maddesi hükmü gereği borçlunun borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, borçluya çıkarılan ödeme emrinin 21/12/2013 tarihinde tebliğ edildiği borçlunun icra mahkemesine başvuru tarihinin 25/12/2013 olduğu bu durumda İİK'nun 168/5 maddesi gereğince 5 günlük yasal süre içinde senedin sahte olduğu borcun bulunmadığının ileri sürüldüğü görülmektedir. Bu durumda, borçlunun isteminin takibe konu bononun sahte olması, dolayısı ile borçlu olmadığından takibin durdurulmasına yönelik olduğundan bu itirazın İİK.nun 169/a maddesi kapsamında borca itiraz olarak nitelendirilerek anılan madde kapsamında inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile eksik ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi isabetsizdir....

                İcra Müdürlüğü’nün 2019/2522 sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takibe dayanak bononun kambiyo senedi vasfına haiz olmadığını, 23.01.2019 tarihinde müvekkili tarafından 50.000,00 TL kısmi ödeme yapıldığını, haciz sırasında müvekkilinin Türkçe okuma yazma bilmemesi sebebiyle anlamamasından da faydalanarak protokoller yanında takibe dayanak edilen bu bonoyu tanzim edip imzalattıklarını, takibe konu edilen bononun, müvekkilin iradesinin sakatlanması sonucunda imzalatılan prokotolün dayanağı olarak düzenlendiğinden takibe konu edilen senedin kambiyo senetlerinin kayıtsız şartsız bir para borcu içeren belge olmadığını beyanla takibe dayanak bononun kambiyo senedi vasfına haiz olmadığından kambiyo senedine mahsus haciz yolu ile yapılan takibe karşı şikayetinin kabulüne, icra takibi başlatıldıktan sonra 23.01.2019 tarihinde müvekkil tarafından 50.000,00 TL ödeme yapıldığından bu kısım bakımından borca itirazımızın kabulüne, alacaklı-davalının asıl alacağın %20...

                UYAP Entegrasyonu