Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 33/2. maddesinde; "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü yer almaktadır. Buna göre, mahkemece icra emrinin tebliğinden sonraki dönemde borcun itfa edilmiş olması nedeniyle istemin kabulüne karar verildiğine göre, yukarıda anılan yasa hükmü uyarınca icranın geri bırakılmasına hükmolunması gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Genel haciz yoluyla ilamsız takipte, borçlunun takip kesinleştikten sonraki ibra ve itfa sebebiyle icranın geri bırakılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin kabulü ile itfa nedeniyle takibin iptaline karar verildiği, kararın alacaklı İdris Ağrımak tarafından süresinde istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince ibranamenin İİK md. 71/1 maddesinde sayılı nitelikte belgelerden olmadığı, ibra sözleşmesi şarta bağlı olarak düzenlenmiş olduğundan itfa iddiasının değerlendirilmesinin yargılamayı gerektirdiği, bu sebeple İİK md. 71/1 uyarınca itfa sebebiyle mahkemece şikayetin reddine karar...
.- TL'nin teminat olarak verilen çeklerin günü gelmeden ödendiğini, davalıdan teminat olarak verilen çeklerin tamamı istendiğinde çekleri tahsile koymakla tehdit ettiğini, davalının tehdidi nedeniyle ikrah altında tarihsiz borç itfa sözleşmesi kapsamında 18 adet 600.000 USD bedelli çek verildiğini, bu çeklerde müvekkili ...'nun avalist, müvekkili ...'nun kefil olduğunu ileri sürerek, hile ve ikraha dayalı yapılan Borç İtfa Sözleşmesinin geçersiz olması nedeniyle dava konusu çekler nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine, çeklerin istirdat ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 33/2. maddesinde; "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü yer almaktadır. Buna göre, mahkemece icra emrinin tebliğinden sonraki dönemde borcun itfa edilmiş olması nedeniyle istemin kabulüne karar verildiğine göre, yukarıda anılan yasa hükmü uyarınca icranın geri bırakılmasına hükmolunması gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 6....
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nın 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile İcra Mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Buna göre, mahkemece icra emri tebliğinden önceki dönemde borcun itfa edilmiş olması nedeniyle istemin kabulüne karar verildiğine göre, yukarıda anılan yasa hükmü uyarınca icranın geri bırakılmasına hükmolunması gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Bu durumda, İİK'nun 150/ı maddesi gereğince hesap kat ihtarnamesindeki miktar kesinleşmiş olup, borçlunun alacak miktarına yönelik iddialarının icra mahkemesinde ileri sürülmesi mümkün olmayıp, ancak İİK'nun 149/a maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/1-2 maddesine göre itfa ve imhal nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep edebileceği gibi, takipte istenilen miktarın ihtarnameye uygun olmadığını ve itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarını, ayrıca işleyecek faiz oranını şikayet konusu yapabilir. Somut olayda borçlunun, anılan madde koşullarında ihtarnameye itirazı gerçekleşmediğinden ihtarda belirtilen 849.654,29 TL (735.464,79 TL ve 114.189,50 TL) borç miktarı kesinleşmiş olup, takip talebinde istenen asıl alacak miktarı da ihtarname ile uyumludur....
bulunmadığını, takip talebi olmadan yapılan takibin iptalinin gerektiğini belirterek takibin ve icra emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....
Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." hükmünü içermektedir. Takibin şekli itibariyle uygulanması gereken İİK'nın 169/a maddesinin 1. fıkrasında yer alan düzenlemeye göre borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat edilmesi gerekir (Yargıtay 12.HD 2018/12436 E, 2019/15883 K). Eldeki dosyada davacı takibe konu senedin bedelsiz olduğunu, alacaklıya bu senetten kaynaklı borcunun bulunmadığını ileri sürmüş olup, borçlular tarafından yapılan bu itiraz, borca itiraz niteliğindedir....
İcra Müdürlüğünün 2019/36493 esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine konu senetlerin bedelinin ödediğinin ileri sürülerek; takibin iptalinin talep edildiği İİİK'nun 169/a/1 maddesinde de düzenlendiği üzere; borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı hâlinde borçlunun itirazı kabul edileceği , davacı borçlu her ne kadar icra takibine konu senet bedellerini ödediğini gösterir bir takım ödeme belgeleri sunmuş ise de; sunulan belgelerin incelenmesinde; yapılan ödemelerin, icra takibine konu senetlere ilişkin yapıldığı hususunda bir açıklık olmadığı, bu sebeple; davacı borçlunun itfa iddiasını kanunda aranan belgeler ile ispatlayamadığı , davacı borçlunun icra takibine konu senetlerin keşidecisi olduğu davacıya karşı icra takibi başlatılmasında ya da vade tarihinden itibaren faiz işletilmesinde, davacıya protesto çekilmesine gerek olmadığından; davacı borçlunun bu husustaki itirazlarının da yerinde olmadığı gerekçesi...
İİK'nun 170/b maddesi göndermesi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipler hakkında da uygulanması gereken İİK'nun 71/1. maddesi uyarınca borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini “her zaman” icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilmesi için itfa itirazının İİK.nun 71.maddesinde açıklanan nitelikte bir belge ile veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur. Somut olayda icra takibine 02/07/2012 günü başlandığı, borçlu tarafından mahkemeye sunulan 16.11.2012 tarihli protokoldeki imzaların tarafların kabulünde olduğu sabittir....