Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, bilirkişi raporuna göre protokole uygun olarak tarafların gerekli koşulları yerine getirdikleri gerekçesiyle borçlu tarafın protokole göre borcunu itfa ettiğinin tespitine karar verilmiştir. Hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. İİK'nun 33/2. maddesinde "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş, itfa, imhal ve zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa ve imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe resen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda karara esas alınan 12.09.2012 tarihli protokol, şarta bağlı olup İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgelerden değildir....

    İcra Müdürlüğü'nün 2014/7578 Esas sayılı dosyasında konulan haciz nediniyle talep edilen alacak ve faizinin bu dosyaya gönderildiğini ve bu şekilde borcun itfa edildiğini belirtip takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, alacaklı şirketin hak ve alacaklarına borçlu olduğu 2014/7578 sayılı dosya üzerinden haciz konularak davacı Kurum tarafından Vakıflar Bankası aracılığıyla anılan dosyaya ödeme yapıldığı, yapılan bu ödemenin itfa belgesi niteliğinde olduğu gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmiş hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK'nun 33/2 maddesine göre icra emri tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş, itfa imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri mutlaka noterlikçe res'en yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir. Somut olayda 01.12.2014 tarihinde icra emri tebliği üzerine borçlu kurum, alacaklının kurum nezdinde doğan alacakları için yazılan haciz yazısı nedeniyle Kurumun alacaklı olduğu ... 5....

      "İçtihat Metni"K A R A R Dairemizin 2016/26992 Esas, 2018/11377 Karar sayılı ilamı ile "incelenmesine gerek görülen varsa davacı ile banka arasında yapılan ek borçlanma sözleşmesi, itfa planı ile davacının borçlandığı miktara ilişkin bilgi ve belgelerin ilgili yerlerden celbi ile birlikte gönderilmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesine" karar verilmiş ancak mahkemece, dosya içinde bulunan borçlandırma sözleşme eklenip gönderilmek suretiyle geri çevirme kararının gerekleri yerine getirilmemiştir. Hal böyle olunca, varsa davacı ile banka arasında yapılan ek borçlanma sözleşmesi, itfa planı ile davacının borçlandığı miktara ilişkin bilgi ve belgelerin ilgili yerlerden celbi ile birlikte gönderilmesi için dosyanın yenide mahalline geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 05/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Somut olayda başvuru, borca itiraz niteliğinde olup, başvurunun niteliği de gözetilerek, anılan madde gereğince mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinde yapılan inceleme ile sonuca gidilemez....

        (Eski:...) dosyalarından tasfiye işlemlerine başlanıldığını; alacaklılar tarafından iflas dosyasına 'alacaklarının olmadığı, borçların itfa edildiğinin bildirildiğini; alacaklılarında beyanları doğrultusunda tekmil alacakların itfa olunduğunun açıkça ortada olduğu, iflası gerektirecek hallerin son bulması sebebi ile İİK.182.m.ve ilgili tüm hükümler kapsamında iflasın kaldırılmasını talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu,re'sen nazara alınacak sebepler doğrultusunda müvekkil ..., ..., ... Şirketi ...,... ... hakkında tesis edilen iflas kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava İİK 182 maddesinde düzenlenen iflasın kaldırılması davasıdır. İİK 182/1 maddesinde "Borçlu bütün alacaklılarının taleplerinin geri aldıklarına dair bir beyanname veya tekmil alacakların itfa olunduğu hakkında bir vesika gösterir veya akdolunun konkordato tasdik edilirse mahkeme, iflasın kalkmasına ve borçlunun serbestçe tasarrufu için mallarının kendisine iadesine karar verir." hükmü yer almaktadır....

          Borçlunun şikayeti takip dayanağı ilamda brüt alacağa hükmedildiği, bu alacağın net miktarlar üzerinden istenebileceği halde, bu lazimeye uyulmadan takip başlatıldığı yönünde ilama aykırılık şikayeti olup, İİK'nun 33,33/a maddelerinde düzenlenen imhal, itfa ve zamanaşımı itirazı değildir. Bu durumda şikayetin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK b. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karış 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 01.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından beş adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, keşideci-borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; ödememe protestosu çekilmeden diğer borçlu (lehdar) hakkında takibe geçildiği, borcun lehdara ödendiği ve itfa edildiği, senetlerin bedelsiz kalmasına rağmen iade edilmediğinden bahisle takibin iptalini talep ettiği, mahkemece; bononun teminat olarak verildiği ve kambiyo takibi yapılamayacağı gerekçesi ile takibin iptaline karar verildiği görülmektedir....

              nin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, yetki itirazı ile birlikte zamanaşımı ve borca itirazını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verildiği görülmüştür. İİK’nun 168/5. maddesi hükmü gereği, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Somut olayda ödeme emri tebligatının muteriz borçlu şirkete 15.5.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunulmadığı, itirazın ise yasal beş günlük süreden sonra icra mahkemesine 21.5.2015 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır. O halde, mahkemece başvurunun süresinde olmadığı kabul edilerek itirazın süreden reddine karar verilmesi gerekirken esasının incelenerek kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

                maddesinde düzenlenen yasal sürede icra mahkemesine başvurarak; takip dayanağı bonoların zorla imzalatıldığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, yargılama aşamasında da borçlunun protokol sunarak borca itiraz ettiği, mahkemece; borçlunun itfa itirazını 5 günlük sürede şikayet dilekçesi ile belirtmediği, alacaklının protokolü kabul etmediği, senetlerin ve ibra protokolünün zorla alındığı iddialarının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Borçlunun takibin kesinleşmesinden önce sunmuş olduğu, 25.04.2014 tarihli taraflar arasında anlaşma ve ibra protokolü başlıklı belgede takip konusu borcun ibra edildiği görülmektedir. Alacaklının protokoldeki imzaya itirazı olmadığına göre, alacaklının protokole karşı diğer beyanları dar yetkili icra mahkemesinde dinlenmez. O halde mahkemece İİK'nun 169/a-5. maddesine göre itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

                  Hakim duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder" hükmü yer almaktadır. Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK.nun 168/5. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, itirazın incelenmesi aynı kanunun 169/a maddesi gereğince duruşmalı olarak yapılmalıdır. Bu nedenle, mahkemece, borca itiraz hakkında duruşma açılıp, taraf teşkili sağlandıktan ve tarafların iddia ve delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, evrak üzerinde ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu