Başvuru bu haliyle İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanmalıdır. Somut olayda borçlu tarafından dosyaya sunulan ve alacaklı tarafından imzası inkar edilmeyen 10.01.2014 tarihli ödeme belgesinde, “31.03.2014 tarihli senete mahsuben, tutarı 20.000 TL” açıklaması olduğu, bu durumda ödeme belgesinin borca itirazı kanıtlamaya yeterli ve dolayısıyla İİK.nun 169/a-1 maddesine uygun nitelikte belgelerden olduğu görülmektedir. Öte yandan imzayı kabul eden alacaklının, ödeme belgesinde tahrifat yapıldığı iddiası yargılamayı gerektirdiğinden, icra mahkemesi dar yetkili mahkeme olup, borca itiraz halinde ancak İİK'nun 169/a maddesi uyarınca inceleme yapabilir. O halde mahkemece borca itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Hakim duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder" hükmü yer almaktadır. Somut olayda, borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusu İİK.nun 168/5. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, itirazın incelenmesi aynı kanunun 169/a maddesi gereğince duruşmalı olarak yapılmalıdır. Bu nedenle, mahkemece, borca itiraz hakkında duruşma açılıp, tarafların beyan ve belgeleri sorularak, borçluya itirazlarını ispat, alacaklıya ise bu hususta savunma hakkı tanınarak tarafların gösterecekleri deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, evrak üzerinden eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Alacaklının geç ödeme nedeniyle protokolün 3.maddesine dayanarak cezai şart olarak bu ödemeleri saydığını ve takip konusu dosyadaki borcun kapanmadığı yönündeki iddiası genel mahkemede yargılama yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Bu nedenlerle borçluların isteminin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi doğru değildir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 08.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİK'nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlunun yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı, imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabileceği, itfa veya imhal iddiasının yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle ispat ettiği takdirde icranın geri bırakılacağı düzenlenmiştir. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise, icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri bakımından,iddiayı ispata elverişli belgeler belirtilmiştir. Takip borçlusu (davacı) tarafından itfa itirazlarına yönelik olarak 2016 ve 2017 tarihli tediye makbuzları sunulmuştur. Takibe dayanak ilamın karar tarihi 19/10/2020'dir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 71/1. maddesi uyarınca takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa nedeniyle takibin iptali istemine ilişkindir. Aydın İcra Müdürlüğünün 2019/44163 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takip olduğu, ödeme emrinin davacıya 13/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği ve davacının bir kısım mallarına haciz işlemi uygulandığı görülmüştür. İİK'nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Takibin kesinleşmesinden sonraki itfa itirazı süresiz olarak ileri sürülebilir....
Tetkik Hakimi …'ın Düşüncesi : Uyuşmazlık, davacının 1995 yılı istemlerinin incelenmesi sonucu T.C.Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünden "Hasılat-Kira" sözleşmesiyle kiraladığı otel binasında ve müştemilatına ilişkin yaptığı harcamaların özel maliyet bedeli olarak mı yoksa doğrudan gider olarak mı kayıt edilip itfa edilmesine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinden kiralanan otel binasında yapılan modernizasyon harcamalarının gayrimenkulün ekonomik ömrünü uzattığı ve değerini artırdığı anlaşıldığından bu harcamaların özel maliyet bedeli olarak itfa edilmesi gerektiği yolundaki mahkeme kararı yerindedir....
Davacı tarafın itfaya ilişkin dava ve istinaf isteminin değerlendirilmesinde; Davacının başvurusu, İİK'nun 71/1. maddesine dayalı itfa iddiası olup, anılan madde uyarınca borçlu, “takibin kesinleşmesinden sonraki devrede” borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini “her zaman” icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilebilmesi için itfa şikayetinin İİK'nun 71. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge ile veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu icra mahekemesine başvurusunda; itfa ile birlikte zamanaşımı itirazında bulunmuş, mahkemece itfa yönünden değerlendirme yapılarak İİK.nun 169/a maddesinde sayılı belgelerle itfa itirazının ispat edilemediğinden bahisle itirazın reddine karar verilmiş, ancak zamanaşımı itirazı hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamıştır....
Borçlu, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ait ödeme itirazında bulunmuş olmakla, başvuru bu hali ile İİK'nın 149/a-1 maddesi göndermesiyle İİK'nin 33/1. maddesine dayalı takipten önceki döneme ilişkin itfa itirazıdır. İİK.nın 33/1. maddesine göre kesinleşme öncesi itfa itirazı, icra emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesine yapılmalıdır. Somut olayda; borçlunun icra emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayeti bulunmadığı halde, mahkemece tebligatın usulsüz olduğu, dolayısıyla itirazın süresinde olduğu kabul edilerek işin esasının incelendiği görülmektedir. O halde; takibin kesinleşmesinden önceki döneme ait itfa itirazı yasal yedi günlük sürede yapılmadığına göre mahkemece istemin süre aşımından reddi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İİK'nun 33. maddesi, ''İcra emrinin tebliğ üzerine borçlu 7 gün içinde dilekçeyle icra mahkemesi'ne başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir'' hükmünü içermektedir. Somut olayda 04.02.2016 tarihinde icra emri tebliğ edilmiş olup borçlu tarafça yedi günlük itiraz süresi geçirildikten sonra 26.02.2016 tarihinde İcra Mahkemesi'ne itfa itirazında bulunulmuştur. Bu durumda Mahkemece, itirazın yedi günlük süre içinde yapılmadığı nazara alınarak süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanması gerekmiştir....