Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yazılı iddia ve beyanları tekrar etmekle birlikte, davalı tarafça protokolün varlığı ve ödeme iddialarının kabul edildiğini, takip konusu borcun üçüncü kişi tarafından ödendiği iddiasının sabit olması halinde borçlunun İİK'nın 71. maddesi uyarınca takibin iptalini isteyebileceğini, aynı konuda açılan davalarda itfa iddialarının kabul edildiğini, protokolde müvekkilinin taraf olduğunu, bu nedenle itfa iddiasında bulunabileceğini, bu durumda davanın kabulü ile İİK'nın 71/1. maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Dava, takipte taraf olmayan 3. kişinin takibin kesinleşmesinden sonraki evrede itfaya dayalı icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İtfa iddiasında bulunan davacı takipte taraf olmayıp üçüncü kişidir....

Davalı yan, davacının 13.11.2012 tarihli belge ile itfa edildiğini, borcun ödendiğini ileri sürmüştür. Davacı yan ise belgedeki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmiştir. Dosya kapsamında hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalının usulüne uygun defterlerinde dava ve takip dayanağı fatura kayıtlı olmayıp davacının daha önceki tarihli faturalarının ise kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Davalı, takip konusu faturanın kendilerine tebliğ edilmediğini de savunmaktadır. Davacının usulüne uygun tutulan defterlerine göre fatura miktarı kadar davacı alacaklıdır. Davalı vekili delil listesinde ve cevap dilekçesinde 13.11.2012 tarihli itfa belgesine dayanmış fotokopi niteliğindeki belge örneğini ibraz etmiş, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde itirazlarını açıklamıştır....

    nun 169/a maddesi gereğince borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatlanamamış olması, davacının takibe dayanak senette aval veren olması nedeniyle hakkında kambiyo senetlerine özgü takip başlatılmasında usul ve yasaya aykırılığın olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre talep edilen faiz usul ve yasaya uygun olduğu, davacı borçlu tarafından takibe konu bonodaki imzaya itiraz edilmediği gibi imza ikrar edilmediğini, bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiası yazılı belge ile ispat edilebileceğini gibi söz konusu hususun genel mahkemede yargılamayı gerektirdiğinden davanın reddine " karar verilmiştir....

    İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince: "Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafın takibe dayanak senetle bir ilgisinin olmadığı ve borcun ödendiği iddiası değerlendirildiğinde; borçlu borcu olmadığını veya borcun itfa veya imhal edildiğini yalnızca resmi veya imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş bir belge ile ispat edebileceği, davacı borçlunun dilekçesinde bu şekilde bir borcu olmadığını belirttiği ancak davacı/borçlunun dava dilekçesi ekinde ve delil listesinde İİK Madde 169/a uyarınca bir belge bulunmadığı, bonoya dayalı icra takibine ilişkin yapılan itirazlarda ispat yükü davacı/borçluda olduğundan davanın reddine, Şartlar oluşmadığından tazminat verilmesine yer olmadığına" dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı asil istinaf dilekçesinde özetle: mahkemece dava dilekçesindeki talepleri değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek yeniden inceleme yapılmasını talep etmiştir....

    Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 33. maddesinde yer alan hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu kuralından hareketle, borçlunun icra mahkemesine başvurusunun İİK'nın 71.maddesi kapsamında itfa nedeni ile takibin iptali istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğünün 2019/1224 Esas sayılı dosyası üzerinden borçlunun emekli maaşı üzerine konulmuş herhangi bir haciz bulunmasa da, alacağı mahsuben satışı yapılan taşınmazın bedeli ile dosya borcunun ödendiği iddiası yönünden tarafların gösterecekleri deliller toplanarak ve gerekirse bu konuda bilirkişi raporu aldıralarak itfa nedeni ile takibin iptali istemi hakkında karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir. Belirtilen bu nedenlerle borçlunun istinaf başvurusunun, başvurunun esası incelenmeksizin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir....

    Hukuk Dairesinin 2019/1665 esas, 2019/1048 karar sayılı ilamına dayalı olarak ilamlı takip başlatıldığı, icranın geri bırakılması başlıklı İİK 33/1 maddesinde “ İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesindeveya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır” hükmü bulunduğu, somut olayda taraflar arasındaki Sulh ve Hisse Devir Protokolünün adi nitelikte düzenlenmiş olduğu, maddede belirtilen nitelikte olmadığı, karşılıklı edimler içerdiği ve edimlerin yerine getirilip getirilmediğinin mahkemece değerlendirilemeyeceği, icranın geri bırakılmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından "... davanın, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borca itiraza ilişkin olduğu, itirazın yasal süresi içinde yapıldığı, İİK'nun 169/a-1 maddesine göre borçlunun, borcun olmadığı veya itfa veya imhal edildiği itirazını yalnız resmi veya imzası (alacaklı tarafından) ikrar edilmiş bir belge ile ispat edebileceği, ancak davacı tarafça dava konusu senedin zorla alındığı yönündeki iddianın yazılı delille ispat edilemediği, senedin zorla alındığı iddiası yargılamayı gerektirdiğinden dar yetkili icra mahkemesince incelenemeyeceği, davacının İİK'nun 169/a-1. maddesi kapsamında borçlu olmadığı yönünde delil sunamadığı, alacaklı tarafça da ödeme yapıldığı hususunun kabul edilmediği, dolayısıyla borçlu tarafın itirazlarını ispat edemediği anlaşıldığından; borca itirazın reddine" karar verilmiştir....

    nin 33/1. maddesi uyarınca ... icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçeyle icra mahkeme sine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir, itfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. Somut olayda, davacının ödeme iddiasına dayanak yaptığı ödeme belgesi, adi yazılı belge niteliğinde olup, İİK.33/1 maddesi kapsamında bir belge olmadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, HMK.355 mad....

    İİK'nın 169/a. maddesinde "Hâkim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı hâlinde itirazı kabul eder." hükmü yer almaktadır. Somut olayda; davacı borcu bulunmadığını İİK'nın 169/a maddesinde sayılan belgelerden biri ile ispat edememiştir. Dava dilekçesinde davacı, takip konusu bonodaki imzaya itiraz etmemiş, iradesi sakatlanarak bononun imzalatıldığını iddia etmiştir. Davacının bu iddiası, dar yetkili icra mahkemesinde değerlendirilebilecek bir iddia olmayıp, genel mahkemelerde değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, soruşturma dosyası kapsamından da davacının borcu bulunmadığı anlaşılamamaktadır. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun görüldüğünden, davacının istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

    İİK'nun 169/a-1 maddesi gereğince; borcun olmadığı veya itfa veya imhal edildiği resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre de, borcun olmadığı, itfa veya imhal edildiğine dair belgenin takip konusu borç sebebiyle verildiğinin kabul edilebilmesi için belgede takip dayanağı senede açıkça atıfta bulunulması zorunludur. Takip dayanağı bononun düzenlenme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nun 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 680. maddesi uyarınca açık bono düzenlenmesi mümkündür. Bu durumda, borçlunun, bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu yönündeki iddiasını yazılı belge ile kanıtlaması gerekir....

    UYAP Entegrasyonu