WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

G E R E K Ç E: Davanın, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olarak açıldığı, ilk derece mahkemesince 23/03/2023 tarihli ara karar ile menfi tespit davasının istirdat davasından tefrikine karar verildiği, daha sonra da davacı vekiline istirdat davası yönünden arabuluculuk tutanağının ibrazı için bir haftalık kesin süre verildiği, muhtıranın davacı vekiline 01/03/2023 tarihinde tebliğ edildiği, kesin sürede tutanağın ibraz edilmediğinden bahisle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır....

    Somut olayda, yargılama aşamasında davacı vekili 30.06.2017 tarihli dilekçesi ile davalarına istirdat davası olarak devam ettiğini belirtmiştir. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Buna göre menfi tespit davasının devamı sırasında borcun herhangi bir nedenle ödendiği iddiası üzerine mahkemece bu iddia araştırılıp ödemenin kanıtlanması halinde, talep olmasa dahi dava kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceğinden açılan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmelidir. Mahkemece bu yönde araştırma yapılmadan karar verilmesi doğru olmamıştır....

    İstirdat davaları niteliği itibariyle sebepsiz zenginleşme davaları olduğu için sebepsiz zenginleşen aleyhine bu davalar açılabilecek ve yine İİK 72. maddesi uyarınca istirdat davasını da ancak takip borçlusu alacaklıya karşı açabilecektir. Üçüncü kişi ise alacaklıya karşı istirdat davası değil, sebepsiz zenginleşmeye dayalı dava açabilecektir ancak bu davayı da icra dosyasında borçlu konumunda olan kişiye karşı yöneltebilecektir. Tüm bu bilgiler ışığında .... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı takip dosyasında davalının alacaklı, dava dışı ... ... ve ... Şirketlerinin borçlu, davacı ... Şirketi'nin ise 3. Kişi konumunda olduğu, istirdat davasını ancak icra takip borçlusunun açabileceği, üçüncü şahıslar tarafından bu davaların açılamayacağı anlaşılmaktadır....

      Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, B: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146)....

        HD 24/04/2019 tarih ve 2017/5720 E 2019/3751 K) Öte yandan; Menfî tespit davası, davalının (alacaklının) dava konusu bedeli davacıdan tahsil etmeden önce veya icra takibinden önce sonuçlanmazsa yada dava esnasında ihtiyatî tedbir kararının kaldırılması nedeniyle, borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfî tespit davasına artık istirdat davası olarak devam edilecektir. Böylece menfî tespit davası istirdat davasına dönüşecektir. Bu halde, menfî tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşür. Bunun için borçlunun (davacının) bir talepte bulunması şart değildir. Borcun ödendiğini öğrenen mahkeme, kendiliğinden (re'sen), menfî tespit davasına istirdat davası olarak devam eder. Borcun ödenmesi üzerine menfî tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüştüğünden, burada borçlunun borcunu öğrenmesi ile başlayan İİK. M.72 deki hak düşürücü süre uygulanmaz....

        Davalı vekili, istirdat davasının bir yıllık süre geçtikten sonra açılması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, davacının mıcırın uygun olmadığı şeklindeki İl Özel İdaresi yazısına rağmen ödemeyi yaptığını, malzemeyi bilerek ve görerek aldığını, müvekkilinin mıcırın yol işinde kullanılabileceğine ilişkin bir taahhüdünün bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, mıcırın evsafına uygun olmadığının İl Özel İdaresinin 13.09.2006 tarihli yazısı ile davacıya bildirildiği, davacının istirdat ve tazminat davası açma hakkı olduğunu bu tarihte öğrenmiş olmasına rağmen bir yıl içinde dava açmadığı belirtilerek zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Asliye Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirket aleyhine davalı tarafından girişilen icra takibi sonucunda ödeme yapmak zorunda kalındığını, takip dayanağı çekteki tahrifat nedeniyle Bursa 6.İcra Mahkemesinin 2007/418 Esas sayılı dosyası ile takibin iptal edildiğini belirterek icra tehdidi altında ödenen 15.000.00 YTL’ nin davalıdan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, istirdat davasının koşullarının oluşmadığını, İcra Hukuk Mahkemesinin kararının dayanak yapılamayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir....

            Davalı vekili cevabında istirdat davasının ödemenin yapılmasından itibaren 1 yıl içerisinde açılması gerektiğini, bu sürenin hak düşürücü süre olup, ödeme tarihi 05.06.2006 tarihinden itibaren bir yıllık sürenin dolduğunu, kaçak tahakkuk işleminde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece istirdat davalarının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği, 05.06.2006 tarihinde fatura konusu paranın davalı şirkete ödendiği ve davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 20.11.2007 tarihinde açıldığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 15.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece, davacı yanca ıslah dilekçesi verilerek davanın 32.672.50 YTL üzerinden istirdat davası olarak görülmesinin istendiği, söz konusu bu değerin ise Asliye Hukuk Mahkemesi' nin görev alanına girdiği gerekçeleriyle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, başlangıçta harca esas değer 4.750 YTL gösterilerek açılmıştır. Davacı vekili, yargılama sırasında mahkemeye sunduğu16.04.2007 tarihli ıslah dilekçesiyle icra dosyasına 29.672.50 YTL daha ödediklerini belirterek davaya 32.672.50 YTL üzerinden istirdat davası olarak devam etmek istediklerini belirtmiş ise de, harç yatırılmamıştır. Harçlar Kanunu' nun 32. maddesine göre yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamaz. Mahkemece bu yönler gözetilmeden ve harç ikmal ettirilmeden görevsizlik kararı verilmesinde isabet görülmemiştir....

                Mahkemece toplanan delillere göre, davacının cebri icra tehdidi altında ödeme yaptığını ispatlayamadığı, açılmış olan ceza mahkemesi davasının yapılan ödeme konusunda istirdat davasının dayanağını oluşturacak zorlayıcı bir unsur olmadığı, olayda istirdat davasının açılması için yasanın aradığı temel koşulların oluşmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 06.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu