"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.11.1999 ve 17.11.1999 gününde verilen dilekçeler ile tapuya vakıf şerhinin yazılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 4.7.2002 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davada, çekişmeli parsellerin tapu kütüğünün beyanlar hanesine " ... Vakfından" şerhinin işlenmesi istenmiştir., Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı ... temyize getirmiştir. ... İdaresinin kayıtlara bu şerhi düşürmek istemekteki amacı ileride taviz bedelinden mahrum kalmamayı sağlamaktır. Taşınmazın taviz bedeline tabi olma koşullarından biriside o taşınmazın sahih vakıflardan olduğunun saptanmasıdır. Başka bir anlatımla uyuşmazlığın giderilmesinde "... ......
, davalı tarafından, satış dosyasına gönderilen, 15.03.2016 tarih ve 2849 sayılı yazıda, 395.828,00 TL vakıf taviz bedelinin talep edildiğini, bunun üzerine, satış memurluğu, gayrimenkulun kaydında görünen; "Zemini Şehzade Mehmet Vakfı" şerhinin kaldırılabilmesi için, 395.828,00 TL tutarlı vakıf taviz bedelini davalının hesabına yatırdığını, netice olarak, vakıf taviz bedeli, gavrimenkulün icra ihalesindeki satıs bedelinin %10'u nispetinde hesap edilerek davalıya ödenmiş olduğunu, Satış Tevzi Raporunun eki olan hesap tablosunda görüleceği üzere, müvekkili T1 ödediği vakıf taviz bedelinin 65.971.33 TL, diğer müvekkili Maksume Sırmalı'nın ödediği vakıfa taviz bedeli tutarının 32.985.67 TL olduğunu, toplam ödenen taviz bedelinin 98.957.00 TL olduğunu, yaklaşık 450 yıl önce konulan ve içeriği tam olarak bilinmeyen bir şerh nedeniyle, müvekkillerinden 98.957.00 TL tahsil edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu konuya ilişkin olarak, uzun yıllardır görülen emsal davalarda, vakıf şerhinin...
Bozmaya uyan Mahkemece; davaya konu vakıf arazisinin taviz bedeline tabi bulunduğu, taşınmazın özel mülk olarak vakfedilmesi ve vakfın sahih bir vakıf olması nedeniyle taviz bedelinin tahsilinin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur. 2. Dairece verilen 10.02.2021 tarihli ve 2021/190 E., 2021/1186 K. sayılı ilamıyla mahkeme kararı onanmış, onama ilamına karşı, davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenmiştir. 3....
Kaldı ki, vakıf şerhinin terkini için 10 yıllık süreye bakılmaksızın dava açılması mümkündür. 10 yıllık süre geçmiş olsa bile açılan davada önemli olan vakfın niteliğinin belirlenmesidir. Şayet terkini istenen vakıf gayrisahih vakıf ise kayıtlardaki vakıf şerhi vakıfta ... İdaresinin ivaz hakkı bulunmadığından kabul edilecek şerh sahih bir vakıfa ait ise, terkin ivaz karşılığı yapılacaktır. Çünkü vakıf taşınmazlardaki ... İdaresinin hakkı taviz bedeliyle sınırlıdır. Burada eski hukukumuzda kaynağını Arazi Kanununun 4. maddesinden alan ve vakıfları mülkiyet hakkının devredilip edilmemesine göre vakfın nitelik bakımdan ayıran iki türünden bahsetmek yerinde olacaktır. Bunlardan ilki, sahih vakıflardır. Sahih ... aynı anda akara tahsisli gelirlerinden yararlanılan vakıf türüdür. Sahih vakıflarda getirdikleri gelirlere göre ya mukataalı vakıf veyahutta icareteynli ... olarak ayrıma tabi tutulur. Diğeri ise, sahih olmayan ......
Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda, dava konusu taşınmazların miri arazi olduğu, bu nedenle ödenmiş bulunan taviz bedelinin iadesi gerektiği, gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve 5.478 TL taviz bedeli olarak ödenen miktarın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık; ödenen taviz bedelinin istirdatı talebine ilişkindir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu, dosya üzerinde yapılan inceleme ile hazırlanmış ve dava konusu taşınmazın menşeinin miri araziden olduğu, dolayısıyla taşınmazın üzerindeki vakıf kaydının gayr-i sahih vakıf kabilinden olduğu, söz konusu kaydın terkininin taviz bedeli ödenmesine tabi olmadığı görüşünü içermektedir. Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, taşınmazdaki vakıf şerhine dayanılarak taviz bedeli istenebilmesi; ilgili vakfın sahih vakıflardan olması koşuluna bağlıdır....
Sözü edilen 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 18.maddesi hükmünce; tapu kayıtlarında icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabidir. Yasanın 3.maddesinde yapılan tanıma göre de, Mukataalı vakıf: zemini vakfa üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder. Hal böyle olunca somut uyuşmazlığının çözümü için, kayda işlenen vakfın mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerde mukataalı hayrata tahsis edilmeyen ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir....
Paşa” vakfı şerhinin taviz bedelini 26.06.1959 tarihli makbuz ile kadastrodan önce revizyon tapu kaydı üzerinden ödenmiş olduğu gibi nizalı vakfın gayri sahih vakıf olduğu, taviz bedeline tabi bulunmadığı nedeni ile tapudan terkini ile davalıya 2.959.00 YTL. taviz bedeli borcu olmadığının tespiti istenmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, emsal 1995/255 – 1998/34 sayılı dosya incelemesinde vakıf niteliği hakkında İstanbul Hukuk Fakültesi Öğretim Üyeleri tarafından oluşan bilirkişi tarafından düzenlenen 31.03.1988 tarihli raporda, nizalı vakfın gayri sahih vakıf olup, taviz bedeline tabi olmadığı belirtilmiş olduğu nedeniyle usul ekonomisi gereğince yeniden inceleme yapılması gerek görülmeyerek davanın kabulüne, vakıf şerhinin terkinine, davacının taviz bedeli borcunun olmadığının tespitine 12.12.2007 tarihinde karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... İdaresi vekili temyiz etmiştir. Dava, vakıf şerhinin terkini isteğine ilişkindir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde;taviz bedelinin bir gayrimenkul mükellefiyeti olduğunu, bütün vakıfların taviz bedeline tabi olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda dava konusu taşınmazın menşei miri arazi olduğu için üzerindeki vakıf kaydının gayr-i sahih vakıf kabilinden olduğunu, bu itibarla söz konusu kaydın terkininin taviz bedeli ödenmesine tabi olmadığı, buna rağmen davalı idare tarafından tahsil edilen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesinin gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık; ödenen taviz bedelinin istirdatı talebine ilişkindir. Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, taşınmazdaki vakıf şerhine dayanılarak taviz bedeli istenebilmesi; ilgili vakfın sahih vakıflardan olması koşuluna bağlıdır. Gayri sahih vakıflar yönünden taviz bedeli isteminin hukuksal bir dayanağı bulunmamaktadır....
Hukuk Dairesince verilen 2009/4962 Esas 2009/6889 Karar sayılı bozma ilamında; 5737 sayılı Yasanın geçici 5 inci maddesi gereğince vakıf şerhleri ile ilgili devam etmekte olan davalarda zamanaşımı ve hak düşürücü sürelere ilişkin hükümlerin uygulanmayacağına, bu ibareden taviz bedelinin alınmasına dayanak oluşturan vakıf şerhinin hukuka aykırı şekilde konulduğunun ve ödenen taviz bedelinin istirdadı davalarını da kapsadığının anlaşılması gerektiğine, bu sebeple kök tapu kaydı ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak vakfiye örneğinin değerlendirilip vakfın sahih vakıflardan olup olmadığının saptanması gerektiğine işaret edildiği, anılan dosyada Doç.Dr....'dan alınan bilirkişi raporunda; dava konusu vakfın sahih vakıflardan olduğunun ve ......
Tüm bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere; taviz bedeline ilişkin davalarda vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması şarttır....