Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

K A R A R Dava konusu uyuşmazlık kredi sözleşmesinden kaynaklanan istirdat isteğine ilişkindir. 492 sayılı kanunun değişik 123/son maddesinde yargı harçlarından istisna olan işlemler açıklanmış olup, bankaların genel kredi sözleşmeleri ile müşterilerine kullandırdıkları kredilerin ödenmemesi nedeni ile açtıkları dava ve icra takiplerinde ödenmesi gereken yargı harçlarının istisna kapsamına girmediği açıktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 6.10.2010 gün, 2010/12-443 E, 2010/471 K sayılı kararı) 4603 sayılı kanunun 4. maddesindeki "bu kanun çerçevesinde yapılacak işlemler ve bu işlemlere ilişkin olarak düzenlenecek kağıtlar her türlü vergi, resim ve harçtan müstesnadır" düzenlemesi açıkça yargı işlemlerini kapsamamaktadır....

    Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece tarafların alacak borç durumunun bankacılık konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla banka kayıt ve defterlerinin de yerinde incelenerek, tarafların iddia ve savunması dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken; hakimin hukuk ve teknik bilgisi dışında uzmanlık gerektiren konularda hiçbir rapor alınmaksızın karar verilmesi doğru görülmediği gibi, davanın nispi harca tabi olması nedeniyle hüküm altına alınan toplam alacak miktarı üzerinden karar ve ilam harcının tahsiline karar verilmemesi ve dava dosyasındaki yargılama giderlerinin davada haksız çıkan davalılar aleyhine yükletilmesi gerekirken yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması doğru görülmemiştir....

      ın 06.08.2014 tarihli kredi sözleşmesinde imzasının bulunmadığı belirtildiği halde müvekkilinin dava açmakta hukuki menfaati bulunmadığı değerlendirmesinin hatalı olduğunu, müvekkilin iki kredi sözleşmesinden de sorumlu tutulduğunu, müvekkillerin dava konusu kefalet sözleşmelerinde eşlerinin rızası bulunmadığını, bu haliyle kefaletin yasal şartları oluşmadığı halde müvekkillerin sorumluluğuna gidilmesinin kefalet hukukuna aykırı olduğunu, bilirkişi, icra dosyasındaki hesaba itirazlarının olmadığını iddia ettiğini, oysa ki müvekkilin hiç bir borcu olmadığı iddiası ile açmış oldukları menfi tespit davasında, icra takibinde yapılmış hesaba itiraz olmadığı gerekçesi ile yeni hesap yapılmamasının hatalı olduğunu, davanın istirdat davasına dönüşmüş olması nedeni ile bilirkişi tarafından dosyaya ödenen miktara bakılmaksızın hesap çıkartılması gerektiğini, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna istinaden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu ileri sürerek ve re'sen göz önüne...

        Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/04/2015 tarih ve 2014/274-2015/173 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı; dava dışı... ile davalı banka arasında ipotek karşılığı imzalanan tarımsal kredi sözleşmesine kefil olduğunu, dava dışı asıl borçlunun kredi borcunu ödememesi üzerine aleyhine icra takibi yapıldığını, banka tarafından hesaplarına bloke konulması sebebiyle 62.163,85 TL'yi ödemek zorunda kaldığını, asıl borçlu tarafından bankaya verilen ipoteklerin sahte olduğunu ve kredi sözleşmesinden önce bu yerlerin taşınmaz satış vaadiyle üçüncü kişilere satıldığını tespit ettiğini, krediye verilen ipoteklere güvenerek kefil olduğunu, bu haliyle kefaletinin geçersiz sayılması...

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, tüketici kredi sözleşmesinden kaynaklı istirdat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay .... Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay .... Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 03/.../2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Zira, davanın temelini oluşturan icra takibinde davalı banka tarafından 1998 ve 1999 tarihli iki ayrı Tarımsal Kredi Sözleşmesine dayanılmıştır. Davacılar bu sözleşmelerden 1998 tarihli olanını müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları halde 1999 tarihli Tarımsal Kredi Sözleşmesine imza koymamışlardır....

              - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin 1998 yılında davalı bankadan kredi alarak ödediğini, ancak kredi alma sırasında bankanın tüm köy halkını birbirlerine kefil ettiğini, müvekkilinin kendi ihtiyarı ile kredi kefalet sözleşmesini imzalamadığını, borcun defalarca yenilerek 8.1.2004 tarihi itibariyle 19.776.947.000.TL: den sorumlu imiş gibi, asıl borçlu ... ile birlikte müvekkili aleyhine icra takibinin devam ettirildiğini, icra yoluyla müvekkilinden 1.800.000.000.TL: tahsil edildiğini belirterek, müvekkilinin takip dosyasında belirtilen miktar kadar davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, ödenen paranın yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı T.C....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2022/127 Esas KARAR NO : 2022/127 DAVA : İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 08/09/2020 KARAR TARİHİ : 22/02/2022 Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı şirket tarafından ihtarname başlıklı -------- gönderilen yazıda ---kadar yazılı bir sözleşme bulunmasa da ---- ---- boyunca ---- bekletildiği, --- kadar geçen ---- ücretinin doğduğu, işbu ücretin ------ olunan----- müvekkilimize yansıtıldığı, işbu fatura bedelinin 3 iş günü içerisinde ödenmesinin ihtaren bildirildiği' belirtilmiş, ekinde fatura aslı gönderildiğini, davalı şirket bu kerre iade edilen faturadan dolayı alacaklı olduğu iddiası ile ---- dosyasından müvekkil şirket aleyhine icra takibi başlattığını, müvekkili --- devam ettirebilmek için bankalardan kredi başvurusu yaptığından davaya konu icra takibi olduğu belirtilerek müvekkil...

                  Kaynaklanan) ilişkindir....

                  - K A R A R - Davacı icra takip dosyasına konu 02.11.1999 tarihli ve 1999/474 sayılı kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını, davalı bankadan hiçbir zaman kredi kullanmadığı gibi, kimseye kefil de olmadığını ileri sürerek takip konusu kredi sözleşmesinden dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamış, 27.09.2013 tarihli celsede raporu kabul etmediklerini ve davanın reddini istediklerini beyan etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu