in kefalet imzalarının bulunduğu 2010 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun tahsil edilerek kapatıldığını saptamıştır. Davalılar ...ve... ancak kefaletlerinin bulunduğu genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun bulunması halinde kefil sıfatıyla borçtan sorumlu olacaktır. Kefaletin asıl borçlunun doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olması sadece imzanın bulunduğu sözleşme için geçerlidir. Bir başka anlatımla, kefil imzasının bulunmadığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçtan sorumlu değildir. Bu durumda mahkemece, davacının takip tarihi itibarıyla davalılar ...ve...'in kefaletlerinin bulunduğu genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan herhangi bir alacağı bulunmadığı, alacağın kaynaklandığı sözleşmede ise davalılar ...ve...'in kefaletinin bulunmadığı, anılan davalıların borçtan sorumlu olmadıkları gözetilerek davalılar ...ve... hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi isabetlidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Uyuşmazlık, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan İİK'nun 72. maddesine dayalı istirdat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 19. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 19. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın anılan Daireye gönderilmesine 24.09.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 21/02/2019 NUMARASI : 2018/988 2019/246 DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR YAZIM TARİHİ : 14/06/2021 İSTEM : Davacı vekili, davalıların asıl borçlusu ve kefili olduğu genel kredi sözleşmesine kefil olduğunu, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun asıl borçlu tarafından ödenmemesi üzerine borcun kendisi tarafından ödendiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalılar, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : İlk derece mahkemesince, görevsizlik karar verilmiştir. İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN : Davalılar istinaf talebinde bulunmuştur. BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalılar istinaf dilekçesinde; vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 17. HUKUK DAİRESİNİN KARARININ GEREKÇESİ; İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17....
Davalı banka ile diğer davalı arasında 12/03/2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davacının bu sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığı, sözleşme uyarınca asıl borçluya 100.000,00TL limitli genel kredi sözleşmesi kapsamında kredi tahsis edildiği ve davalı bankanın da kabulünde olduğu üzere Genel Kredi Sözleşmesi'nin teminatını teşkil etmek üzere dava konusu icra takibinin dayanağı olan 22.09.2015 tanzim tarihli 08.03.2016 vade tarihli 50.000.00 TL bedelli bononun davacı tarafından keşideci, davalı asıl borçlunun lehtar sıfatıyla yer aldığı senedin düzenlenerek davalı lehtar tarafından ciro yoluyla davalı bankaya teslim edildiği, bononun teminatını teşkil ettiği 12.03.2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcunun 11.09.2015 tarihinde tamamen ödenerek kapatıldığı, dava konusu borcun davacının kefalet imzasının yer almadığı 29/02/2016 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, bu suretle dava konusu bononun teminat işlevinin sona erdiği,...
ın davalı banka ile aralarında 4 adet genel kredi sözleşmesi daha bulunmakta olup bunlardan birisinin de 02.03.2015 tarihli ve 1.000.000 TL limitli olduğunu, müvekkili ile imzalanan sözleşmeden sonra yeni limit ile yeni kefiller alındığını, müvekkilinin kefil olduğu sözleşmede diğer sözleşmelere atıf bulunmadığını, müvekkiline keşide edilen hesap kat ihtarnamelerinin yanlış ve eksik, dolayısıyla usulsüz olduğunu, 22.02.2017 tarihli ihtarnamede hangi genel kredi sözleşmesine ait borcun olduğunun belirtilmediğini, genel kredi sözleşmesinin-barkod numarasının yazılmadığını, yapılan ilamsız takiplerde müvekkilinin yaptığı sözleşmeden bahsedilmeden müvekkili ile ilgisi hiç olmayan genel kredi sözleşmelerinin konulduğunu ve dolayısıyla takiplerin usulsüz olduğunu, müvekkilinin ...'ın tüm genel kredi sözleşmelerine kefil olmayıp sadece 19.03.2013 tarihli genel kredi sözleşmesine kefil olduğunu, davalı banka, bilirkişi ve mahkemenin müvekkilini ...'...
e devrettiğini, ilgili devir işleminin 30.12.2016 tarih 9231 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, davacı ...' in şirket hisselerini devrettiği için davalı banka ile yapılan kredi kartı sözleşmesi ve kredi kartının iptal edilmiş olduğunu, tüm kredi kartı borcunun ödenmiş olduğunu, davalının "... İnşaat ve Tic. Ltd. Şti."nin yeni yetkilisi ile yeniden kredi kartı sözleşmesi akdettiğini ve yeni bir kredi kartı tesis ettiğini, yeni kart hamilinin davacı olmayıp, ilgili şirketin yeni yetkilisi olduğunu, davacının yeni kredi kartı sözleşmesinin kefili olmadığını, şirketi devretmiş olduğundan, devir tarihinden sonraki borçlarından hukuken hiçbir surette sorumluluğu olmadığını, ancak davalının, davacının hamili olmadığı kredi kartından, tarafı ya da kefili olmadığı sonraki tarihli kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan borçtan davacıyı sorumlu tutarak verilen boş senedi de anlaşmaya aykırı doldurarak Ankara 4....
Müvekkilinin kooperatife borcu olmamasına rağmen davalı kooperatif yetkilileri çeşitli malzemeler aldığı ve kredi kullandığı gerekçesi ile borcu olduğunu bildirdiğini ve bu borcu ödemesini istediğini, Davalı ...Kooperatifi’ nin önceki yetkilisi ...., müvekkiline ve kooperatife bağlı olan bir çok çiftçiye borç senetleri imzalatarak müvekkiline ve diğer çifçilere kooperatiften yardım almadıklarını veya aldıkları yardım miktarından ya da tahsis edilen kredi miktarlarından çok daha fazlası tahsis edilmiş gibi göstererek kooperatif ortağı çiftçileri borçlu gösterdiğini, Davalı kooperatifin şimdiki yetkilisi ... göreve geldikten sonra müvekkiline, almadığı 1 ton gübre, 1 ton vitamin gübresi alımından, 3.896,17-TL ve 4.068,09-TL tutarlarında kredi kullanımından kaynaklanan, borcu olduğu, ödemediği taktirde icra takibi yapılacağını bildirdiğini....
Şti. ile davalı banka arasında 02.08.2011 ve 21.10.2011 tarihli genel kredi sözleşmeleri imzalandığı ve bu sözleşmelerde davacının imzasının bulunmadığı, davacı tarafça imzalanan genel kredi sözleşmesi herhangi bir kredi borcuna hasredilmemiş olup, kredi borcu ödenmiş olsa bile kefil kefaletinden vazgeçmedikçe yeniden kullandırılan krediler için sorumluluğunun devam edeceği, bu nedenle davacının limit dahilinde dava dışı şirkete kullandırılan krediden sorumlu olması gerektiği, istirdat şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davacının kefalet imzası bulunmayan kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak için takip yapılıp, haksız olarak davacıdan tahsilat yapıldığı iddiası ile menfi tespit istemine ilişkindir....
HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I DOSYA NO : 2022/2679 KARAR NO : 2022/3383 İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 23/02/2022 ESAS NO : 2022/239 KARAR NO : 2022/212 MAHKEMESİ : AYDIN 3.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA) TARİHİ : 17/11/2021 ESAS NO : 2020/48 KARAR NO : 2021/338 DAVANIN KONUSU : İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)|Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)|İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) KARAR TARİHİ :22.9.2022 GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 22.9.2022 Aydın 3.Asliye Hukuk Mahkemesi(Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) ile Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi arasında oluşan görev uyuşmazlığının yargı yeri belirlenmesi yoluyla giderilmesi, Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından talep edilmekle dosya kapsamı incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, menfi tesbit ve istirdat istemine ilişkindir....
Davalının kefalet imzasını taşıyan Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan borcun bir noktada ödenmiş olması davalı kefilin, kefalet sorumluluğunu; daha sonra aynı sözleşmeye dayalı olarak kullandırılan krediler yönünden sona erdirmez. Kefaletten dönme sebeplerinin gerçekleştiği yolunda da herhangi bir iddia ve ispat bulunmamaktadır. Davalı dava ve icra takibine konu borcun genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmadığı ve asıl borçlunun davacı ile imzalamış olduğu tüketici kredisinden kaynaklandığını iddia etmiş ise de bu iddiasını dosya kapsamında usulüne uygun delillerle ispatlayamamıştır. Genel kredi sözleşmesi çerçeve bir sözleşme olup, cari hesap şeklinde işleyen bu sözleşme kapsamında birden fazla kredi kullandırılması mümkündür. Bu kapsamda takibe konu kredi kullandırılması ayrı bir sözleşme niteliğinde olmayıp, çerçeve niteliğindeki sözleşme kapsamında kullanılan kredi olduğunun kabulü gerekmiştir....