Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesinin ---- kararı ile muris ------ mirasının reddedildiği ve kararın 05/03/2019 tarihinde kesinleştiği bu nedenle davalının davacılar leline icra takibi yapamayacağı anlaşıldığından icra veznesinde ödenen miktarlar yönünden istirdat davasının kabulüne, kalan borç yönünden ise davacıların davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-DAVANIN KABULÜNE, 2-İstirdat davası yönünden; ------ ----------yukarıda belirtilen tarihler itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-İstanbul Anadolu ----. İcra Müdürlüğü'nün ------ sayılı dosyasına istirdat dışı kalan 06/04/2021 tarihi itibariyle bakiye 13.479,10 TL. alacak yönünden davacıların davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine, 4-Kötü niyet tazminat talebinin reddine, 5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 3.924,42 peşin harç ile 44,40 TL....

    İstirdat davasının biri takip hukukuna, diğeri maddi hukuka ilişkin olmak üzere iki şartı vardır. İstirdat davası açılması için ilk şart, geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olmasıdır. Borçlunun, ödeme emrine itiraz etmemesi veya itiraz etmiş olmasına karşın itirazının kesin kaldırılması nedeniyle, kesinleşmiş olan icra takibi dolayısıyla, bu parayı gerek nakden, gerek mallarının haczedilip satılması suretiyle cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmış olması gerekir. İstirdat davasının açılmasının ikinci şartı ise, maddi hukuk bakımından, aslında borçlu olmadığı bir parayı cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmış olmasıdır (2004 sayılı İİK m.72/7). İstirdat davasının, borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekir. İstirdat davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer....

      DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE; Dava, istirdat istemine ilişkindir. ------ tarihinde -----yayımlanarak----- tarihinde yürürlüğe giren 7155 Sayılı Kanun'un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A hükmü ile; "Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce ------ başvurulmuş olması dava şartıdır." şeklinde yapılan düzenleme ile konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce------başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114/1'de dava şartları ayrı ayrı sayılmış, 114/2'de de diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu düzenlenmiştir....

        İcra ve İflas Yasası'nın 72/6. maddesi hükmü gereği menfi tespit davasının açılmasından sonra yargılama sürecinde borç ödenmiş ise ıslaha dahi gerek olmaksızın davacının talebi üzerine -hatta davacının istemi olmasa bile- davaya istirdat davası olarak devam edileceği öngörüldüğüne göre, mahkemece davanın istirdat davasına dönüştüğü gözetilerek davacıların ödeme tarihine kadar icra dosyasında yapılan harç, masraf, vekalet ücreti vs. masraflar da dahil olmak üzere sorumlu oldukları borç miktarının tespiti için bilirkişiden ek rapor alınıp, davacılara iade edilecek gerçek bedelin bulunmasından sonra oluşacak sonuca göre davacı tarafın talebi de dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken yetersiz araştırma ve eksik incelemeye dayalı olarak iade edilecek miktar da açıkça hükümde gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

          Ancak davacı taraf aynı zamanda taşınmazın icra yoluyla satışının hukuka aykırı olduğunu, ipoteğin kaynağı olan borç ilişkisine yönelik menfi tespit iddiası ve tapu iptal tescil istemi kabul görmediği takdirde taşınmazın değerinin tahsilini istemesinin menfi tespit ve istirdat yönünden değerlendirmek gerekmektedir. Bilindiği üzere istirdat davaları bir yıllık hak düşürücü süreye tabi davalardandır. Dosya arasına alınan Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/679 esas sayılı dosyasında davacı taraf davalı ... İnşaat aleyhine yapılan işlerle ilgili olarak alacak davası açmış olup bu davada davacı lehine 16/09/2014 tarihli ilam ile alacağa hükmedilmiştir. Bu kararda belirtilen 199.362,92 TL alacak belirlenirken ... Elektrik tarafından düzenlenen ve davacı tarafından kabul edilen 101.117,10 TL fatura bedelinin ve yine ... tarafından ödenen 1.560,00 TL tutarın bu alacaktan mahsup edildiği açıkça belirlenmiştir....

            Somut olayda, davacı tarafından istirdat istemiyle açılan davanın asıl davadan tefrik edildiği, mahkemece yapılan araştırmada davalının bilanço esasına göre defter tuttuğu, tacir olduğu, istirdat isteminin bir miktar para alacağına ilişkin olduğundan 6102 sayılı TTK'nın 5/A maddesi gereğince dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, davanın 25/06/2020 tarihinde açıldığı, davacının istirdat davası yönünden zorunlu arabuluculuğa 02/09/2020 tarihinde başvurduğu ve son tutanağın 11/09/2020 tarihinde tutulduğu, dava açıldığı sırada henüz arabuluculuğa başvurulmamış olduğu anlaşılmakla, mahkemece davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle TTK'nın 5/A ve HMK'nın 115/2.maddesi gereğince reddine karar verilmesi yerinde olmuştur....

              Davacı şirket tarafından asıl davada eksik ve ayıplı yapılan işler nedeni ile verilen çeklerden borçlu olunmadığının tespiti , ödenen çekler nedeni ile istirdat ve artan ayıplı iş nedeni ile fazla ödemenin istirdadı, birleşen davada ise çekler nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti ve istirdat talep edilmektedir. Bozma ilamında da isabetle belirtildiği üzere birleşen dosya davalısı ...Yapı Elemanları Taah. San. ve Tic. A.Ş.’nin eksik ve ayıplı yaptığını bilmesi gerektiğinden iyi niyetli hamil olarak kabulü mümkün değildir. Bu nedenle davacı menfi tespit ve istirdat istemini birleşen dosya davacısına da ileri sürebilir. Menfi tespit istemi ile ilgili olarak da yargılamanın devamı sırasında menfi tespite konu olan alacak karşı tarafa ödenmiş olursa menfi tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve bu halde davanın kabulü durumunda ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte istirdadına karar verilir....

                Davalılar, hak düşürücü süre itirazında bulunmuş ise de; istirdat davaları 1 yıllık hak düşürücü süreye tabi olmasına rağmen, bu sürenin borcun tamamen ödendiği tarihten itibaren başlaması, Konya .... İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı takibinin ise henüz infazen kapatılmamış olması, dolayısıyla hak düşürücü sürenin henüz başlamamış olması nedeniyle davalı tarafın hak düşürücü süre itirazlarının da reddine karar verilmiştir. Davalılar, ...'ya devredilen taşınmazlardan ... ve ...'ye ait taşınmazlara ilişkin istirdat talebi yönünden aktif husumet yokluğu itirazında bulunmuş iseler de; davalı tarafın taşınmaz devirlerinin davacı tarafın borcu nedeniyle yapıldığını kabul etmesi, davacı tarafın da bu devirler nedeniyle alacak (istirdat) talebinde bulunması nedeniyle ...'nun bu taşınmazlara ilişkin istirdat talebi yönünden de aktif husumet ehliyetinin bulunduğu kabul edilmiştir. Davalı taraf, ...'...

                  Esas sayılı dosyasına yine bildirilmeyerek dosyanın derdest tutulduğunu, sonuçta müvekkillerinin 100.283,13-TL(asıl alacak) borcu için müvekkillerinden toplamda 179.820,00-TL tahsil edildiğini, 283,13-TL asıl alacak üzerinden devam edilmesi gereken Konya .İcra Müdürlüğü'nün ......

                    Mahkemece Dairemizin 30.3.2007 ve 8.3.2010 tarihli bozma kararlarına uyularak yapılan yargılama sonucunda dava konusu senet bedellerinin dava açıldıktan sonra ödenmiş olması nedeniyle davanın istirdat davasına dönüşmüş olduğu gözetilerek bu hali ile davanın kabulüne, davacı tarafça ödenen 13.545,71 TL’nin davalı alacaklıdan alınarak davacı borçluya verilmesine, asıl alacak tutarı 2.577,75 TL’nin %40’ ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Mahkemece Dairemiz bozma kararlarına uyulduğu halde özellikle esasa ilişkin bozma gerekçelerini içeren 30.3.2007 tarihli bozma kararımızın gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu