Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

davaları açısından dava değerinin belirtilmesi ve bu değer üzerinden harç yatırılması gerektiğini, istirdat davasının belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacı yanın dava dilekçesinde istirdat yönünden miktar bildirmediğini, davacı vekilinin 01/07/2020 tarihli duruşmadaki beyanında ise 2.208 TL yönünde talepleri olduğunu belirtmiş olduğunu, yine aynı davacı vekilinin 10/11/2020 tarihli duruşmadaki beyanında istirdat talebi miktarlarının 5.245,00 TL olarak düzelttiklerini ifade ettiklerini, Mahkeme tarafından ise davacı talepleri aşılarak istirdat davası yönünden 43.970,99 TL'nin müvekkilinden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olduğunu, Mahkemenin istirdat yönünden vermiş olduğu kararın usul ve yasaya aykırılık teşkil etmekte olduğunu, davacı vekilinin dava dilekçesinde talep miktarını belirtmemesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, 01/07/2020 tarihli duruşmadaki beyanında ise 2.208 TL yönünde taleplerini ıslah yapmaksızın ve harcı tamamlamaksızın 5.245,00...

Mahkemece genel yetki kuralı gereğince davalı savunmasının yerinde olduğu, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinin yetkili olacağına ilişkin menfi tespit davalarında uygulanan İİK.nun 72/7.maddesinin istirdat davalarında uygulanmasının mümkün olmadığı, kaldı ki, icra takip dosyasında ödeme emrinin iptaline karar verilmesi nedeniyle ortada geçerli bir takibinin de bulunmadığı gerekçeleri ile yetkisizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava; İİK.nun 72/7.maddesi uyarınca açılmış istirdat davasıdır. Aynı yasanın 72/son maddesi uyarınca menfi tespit ve istirdat davaları takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Somut olayda Konya’da icra takibine girişildiğine göre bu yer mahkemesi de yetkilidir. Ödeme emrinin iptal edilmiş olması icra takibinin de iptali sonucunu doğurmaz....

    nun aracından çalındığını, ... 3 Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından çeklerin iptaline karar verildiğini, çek iptali kararı nedeniyle davalının alacak talep edemeyeceğini, davacıların cirantalarla ticari ilişkisinin bulunmadığını, davalının kötüniyetli olduğunu belirterek davacıların icra dosyalarında çeklerden dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, çeklerle ilgili olarak ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/30 Esas sayılı istirdat davasında davanın reddine karar verildiğini, kararın Yargıtay aşamasında olduğunu, davacıların istirdat davasının reddi nedeniyle borçlu olduğunun belirlendiğini hasımsız çek iptali kararının borçsuzluğu ispata yeterli olmadığını belirterek davanın reddi ile % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir....

      Dava, istirdat istemine ilişkindir. 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren, 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” hükmü uyarınca ''konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda'' dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale gelmiş, eş söyleyişle arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstirdat-Menfi Tespit-Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı İstirdat, menfi tespit ve alacak davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava kiracı tarafından açılan; Kira bedelinden borçlu olmadığının tespiti, haksız ödenen kira parasının istirdadı, kira alacaklarının tahsili için kiralayan tarafından başlatılan icra takiplerinden dolayı borçlu olmadığının tespiti, davalı kiralayan tarafından talep edilen su parası ve hasar bedeli nedeni ile borçlu olmadığının tespiti, davalı uhdesinde kalan nakdi teminatın iadesi istemlerine ilişkindir....

          Açıklanan nedenlerle; davacının borçlu olmadığı parayı takibin kesinleşmesi nedeniyle ödemek zorunda kaldığı, istirdat davasının İİK'nun 72/7. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı dikkate alınarak istirdat davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken, istirdat davasının reddine karar verilmesi usül ve yasaya aykırı olup, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir....

          Kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, kesinleşen icra takibine rağmen menfi tespit davaı açmaması ve cebri icra tehdidi altında borcu ödemiş olması halinde, İİK 72/3 maddesi uyarınca paranın kendisine geri verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir. İstirdat davası , eski( sonuçlanmış) icra takibinin borçlusu tarafından açılır. Yani, davacı sıfatı ( aktif husumet ehliyeti), borçluya aittir. İcra konusu borç üçüncü kişi tarafından ödenmiş olsa bile, davacı sıfatı borçluya aittir.Borcu ödemiş olan kişi,(alacaklıya karşı) istirdat davası açamaz.(Baki KURU, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.344, ikinci tıpkı bası,) Kural olarak, istirdat davasını, ancak kendisine karşı icra takibi yapılmış ve takipte süresinde ödeme emrine itiraz etmemiş veya itirazı İTM tarafından kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı (cebri icra tehdidi altında) icra dairesine ödemiş olan borçlu açabilir....

          Borç ödendikten sonra açılacak dava istirdat davası olup bu davanın da İİK'nın 72/VII. maddesi uyarınca borcun ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, açtığı menfi tespit davasında ihtiyatı tedbir kararı almamış veya verilen ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması sebebiyle dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası Yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda İİK'nın 72/VII. maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü süre de uygulanmaz....

            Davalı vekili, alacağın icra marifetiyle 24.08.1999 tarihinde tahsil edilmesine rağmen menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülmediğini, istirdat davası için yasada öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiğini belirterek davanın reddini istemiştir....

              Talep edilen alacak Bakırköy 30.İş Mahkemesi'nin 2018/14 karar sayılı kararı ile davanın açılmamış sayılmasına dair kararı sonucu icra dosya borcu olarak haricen ödenen 53.000,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsili istemine ilişkindir. İstirdat davası; borçlu olmadığı halde hakkında başlatılan icra takibi nedeniyle ödeme yapan kişinin görevli ve yetkili mahkemeye başvurarak yaptığı ödemenin kendisine iade edilmesi talebiyle açtığı davadır. İİK.nun 72.maddesinde düzenlenmiş olan istirdat davası iki şekilde söz konusu olabilir. Bunlarda ilki icra takibi sırasında borçlusu olunmayan bir borcun alacaklıya ödenmesi halinde doğrudan istirdat (geri isteme) davası açmaktır....

              UYAP Entegrasyonu