DAVA TÜRÜ : İstihkak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı üçüncü kişi vekili, müvekkilinin işyerini ve demirbaşlarını borçlu şirketten 30.6.2014 tarihinde devraldığını, müvekkilinin mallarının haczedildiğini belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı alacaklı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davacı üçüncü kişinin hacizde istihkak iddiasında bulunduğu, hacizde davacıya tanınan yedi günlük yasal sürede davanın açılmadığı gerekçesi ile davanın hak düşürücü süre sebebiyle reddine karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı T8 vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, tüm davacılar yönünden süresinde istihkak iddiası ileri sürülmediğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, müvekkili lehine alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 96 ve devamı maddeleri uyarınca üçüncü kişinin istihkak iddiasına ilişkindir. 3. kişinin istihkak iddiasında bulunması halinde, icra müdürlüğünün borçlu ve alacaklıya istihkak iddiasına karşı beyanlarını bildirmesi için bildirimde bulunması ve buna göre prosedürü işletmesi gerekir. İcra dosyasına bildirilen istihkak iddiası ile yasada öngörülen hak düşürücü dava açma süresi kesilir. İstihkak iddiası üzerine İcra Müdürlüğü tarafından İİK'nun 97/1 maddesindeki prosedürün işletilmesi gerekir....
İlan süresinde kimse başvurmazsa ve sulh hakimi de hiçbir mirasçı tespit edememişse, miras sebebiyle istihkak davası açma hakkı saklı kalmak üzere miras Devlete geçer.” düzenlemesi getirilmiştir. Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle tabi değildir (TMK md.7)....
İlan süresinde kimse başvurmazsa ve sulh hakimi de hiçbir mirasçı tespit edememişse, miras sebebiyle istihkak davası açma hakkı saklı kalmak üzere miras Devlete geçer.” düzenlemesi getirilmiştir. Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle tabi değildir (TMK md.7)....
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; yapılan haciz sırasında mahalde hazır bulunan Hakan Oğdu tarafından abisi olduğunu beyan ettiği T1 lehine istihkak iddia edildiğini, taraflarınca istihkak iddiasına itiraz edildiği ve İstanbul 19.İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/400 E 2019/222 Karar sayılı kararıyla takibin devamına karar verildiğini, haczedilen mahcuzların resen kıymet takdiri yapılmış, toplam 20.750,00 TL olup, harcın bu tutar üzerinden yatırılması gerektiğini, dolayısıyla eksik kalan harcın tamamlatılmasını, haciz mahallinde hazır bulunan işyeri çalışanı ve davacının kardeşi Hakan Oğdu davacı T1 aleyhine istihkak iddiasında bulunduğunu, ileri sürülen istihkak iddiasının geçerli olmadığını, nitekim 3. Kişinin başka bir 3. Kişi lehine istihkak iddia etmesi mümkün olmadığını, dolayısıyla geçerli bir istihkak iddiasının mevcut olmadığını, dava konusu haciz işlemleri sırasında mahcuzlara ait fatura sunulmadığını, İstanbul 19....
Sulh Hukuk Mahkemesi’nce dosya üzerinden tensiben verilen kararla, dava konusu ihtilafın terekeye ilişkin olduğu belirtilerek dosya Adana 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilen işbu dosya numarasını alan 2018/15 terekeye kaydolunarak işleme alınan davanın konusuna ilişkin olarak re’sen yapılan HMK aykırı belirlemeye itiraz ettiklerini, yapılan bu değişikliğin istihkak davalarının hükümleri ile tereke davalarının hükümlerinin birbirinden farklı olması sebebi ile HMK 26. md.’de düzenlenen taleple bağlılık kuralına aykırı olduğunu, öncelikle işbu davaya davacının talebi uyarınca miras sebebiyle istihkak davası olarak devam edilmesini, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak inşa edilen tüm ara kararlarından rücu edilmesini talep ettiklerini, açılan bu davanın miras sebebiyle istihkak davalarında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu ve davanın görev yönünden reddi gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, muris Hacı Ömer Sabancı’nın ölüm tarihinde yürürlükte bulunan...
İcra Dairesinin muhtırasına cevabi yazısı getirilerek incelendikten sonra, istihkak davası sebebiyle satışın durdurulmasına karar verilip verilmediği dikkate alınarak satış isteminin 1 yıllık yasal süre içerisinde gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edildikten sonra sanığın hukuki durumun değerlendirilmesi gerekirken, eksik kovuşturma ile mahkumiyet kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 09.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tek başına istihkak iddiası yerinde değildir. davaya konu olan 34 XX 423 plakalı araçta davacının haricinde 4 ayrı kişinin daha hissesi bulunmaktadır. iş bu davanın, iştirak halindeki bir menkul mal nedeniyle açılıyor olması dikkate alınarak mecburi dava arkadaşı olarak tüm mirasçıların birden dava açması ve 5 mirasçının da istihkak iddiasında bulunması gerekirdi. dava bu yönüyle husumetten yoksun ve usulsüz açılmıştır. Dava konusu 34 XX 423 plakalı araç, muris suat gür’ün mirasçılık belgesine istinaden ayşe gür,ayşen gür,davacı T1 ile mirası reddeden sabahattin gür’ün çocukları arasında 5 hisseli bir konumda bulunmaktadır. Oysa ki davacı taraf, dilekçesinin sonuç ve istem kısmında 34 XX 423 plakalı aracın kendisine ait (sadece kendisine ait olduğundan) bahisle istihkak iddiasında bulunmaktadır.davacının iddiası bu açıdan yersiz ve gerçek dışı iddialara dayanmaktadır....
, davalı şirketin kötü niyetli eylemleriyle toplamda 23.900TL ödeme yaptırarak davacı şirketi mağdur ettiğini ve sebepsiz zenginleştiğini, akabinde istihkak davasında ise İstanbul 17.İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/1380 esas 2019/774 karar sayılı 26/09/2019 tarihli kabul kararının 31/01/2020 tarihinde kesinleştiğini, istihkak kararının kesinleşmesine rağmen davalı şirket tarafından yapılan ödemenin iade edilmemesi sebebiyle 23.900TLnin ticari faizi ile birlikte tahsili için İstanbul 11.İcra Müdürlüğünün 2021/3288 esas sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını, ancak borçlu şirket tarafından itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu beyanla, haksız itirazın iptali ile asıl alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava, alacaklının İİK'nun 99. maddesine dayalı 3. kişinin istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir. İstihkak davalarında geçerli bir haczin bulunması dava şartı olup, hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir. Buna göre, bir takipte haciz aşamasına geçilebilmesinin ve haczin geçerli olmasının ön koşulu da geçerli ve halen ayakta bir alacağın ve takibin bulunmasıdır. Davacı alacaklının 18.11.2015 tarihli karar düzeltme dilekçesindeki beyanlarına göre, takibin borçlu tarafından yapılan ödeme sebebiyle infaz edildiği anlaşılmaktadır. Bu bilgilere göre, karar düzeltme incelemesi tarihi itibariyle geçerli bir takip bulunmamakta olup, bu doğrultuda dava da konusuz kalmıştır....