İcra Müdürlüğü’nün 2011/9582 sayılı Takip dosyasında yapılan 08.12.2011 günlü hacze konu menkullerden bir adet solaryum ve bir adet epilasyon cihazının üçüncü kişi ve borçlu arasında 28.05.2009’da kurulan adi ortaklığa ait olduğunu, ortaklardan birinin şahsi borcu nedeni ile adi ortaklığa ait malların haczedilemeyeceğini, solaryum cihazının ikinci el olarak alındığını, diğerinin Tekno Medikal isimli firmadan fatura ile alındığını, icra takibinin borçlu ve yakın akrabası arasında danışıklı olarak yapıldığını, adi ortaklık ilişkisinin fiilen bitmesi nedeni ile ortaklık mallarını kaçırmaya çalıştıklarını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2022/2244 esas sayılı dosyası kapsamında 17/05/2022 tarihinde yapılan haciz esnasında borçluya ait mallar hakkında Halil Furuncu tarafından T6 lehine istihkak iddiasında bulunulduğunu, dosya borçlusu T3 T6 ile imzaladığı 09/10/2019 tarihli adi ortaklık sözleşmesi gereğince haciz yapılan işletmede %49 hisseyle ortak olduğunu, sözleşme gereğince işletmenin idaresi T6'da olduğundan haciz esnasında ibraz edilen vergi levhasında da T6'ın adının yer aldığını, ancak borçlunun da işletmenin ortağı olduğunu, borçlunun bu durumu inkar etmediğini, hatta borçlu tarafından malların kendisine ait olduğuna dair delil tespiti yaptırıldığını, T6'ın istihkak iddiasının yerinde olmadığını belirterek 3. kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili, ... İcra Müdürlüğü’nün 2009/786 Takip sayılı dosyasından 19/3/2009 tarihinde haczedilen mahcuzların müvekkiline ait olduğunu, müvekkili ile borçlu arasındaki adi ortaklığın hacizden önce fesh edildiğini ve dava konusu mahcuzların müvekkiline bırakıldığını, adi ortaklığın fesh edildiği kabul edilmese bile adi ortaklığa ait malların BK 534. madde gereğince haczedilemeyeceğini belirterek istihkak iddiasının kabülü ile haczin kaldırılmasını, %40 tazminatın tahsilini dava ve talep etmiştir....
Mahkemece, davalının dayandığı adi nitelikteki belgelerin her zaman düzenlenebilecek belgelerden olduğu ve haczedilen makine ile bağlantı kurulamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davalı .... kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, alacaklının İİK’nun 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz....
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Dosya içerisine toplanan delillere göre, üçüncü kişi ve borçlu arasında BK’nun 520. maddesi kapsamında 16.06.2009’dan itibaren devam eden bir adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu, takibe konu borcun ise 30.07.2010 tarihli ilama bağlı alacak olduğu, borcun adi ortaklık ilişkisinin devam ettiği dönemde takibe konu edildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki icra takibine dayanak ilamda üçüncü kişiye karşı açılan davanın reddine, borçlu yönünden ise kabulüne, takibe konu edilen vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin borçluya yükletilmesine karar verilmiştir. Bu nedenle borcun adi ortaklığa ait bir borç olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Öte yandan Borçlar Kanunu’nun 534. maddesi gereğince adi ortaklıkta, bir ortağın alacaklıları haklarını, sadece ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabileceklerdir....
TMK'nın 639. maddesi gereğince "Miras sebebiyle istihkak davası, davacının kendisinin mirasçı olduğunu ve iyiniyetli davalının terekeyi veya tereke malını elinde bulundurduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her halde mirasbırakanın ölümünün veya vasiyetnamenin açılmasının üzerinden on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. İyiniyetli olmayanlara karşı zamanaşımı süresi yirmi yıldır." Bu hükümde davacı mirasçının soybağı uyuşmazlığı yahut mirasçılık sıfatına dair bir çekişmenin giderilmesi söz konusudur. Bu durumda uygulanacak zamanaşımı açıkça hüküm altına alınmıştır. Ancak dosyamızın incelenmesinde tarafların mirasçılık sıfatına dair herhangi bir çekişme mevcut olmayıp istem, murise ait hesaptan davalı tarafından çekilen bedelin tahsili istemine ilişkin olup adi istihkak niteliğindedir. Adi istihkak davasında ise zamanaşımı süresi söz konusu değildir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı borçlu tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili Şanlıurfa 1.İcra Müdürlüğü’nün 2010/10047 Takip sayılı dosyasından 12.1.2011 tarihinde haczedilen mahcuzların müvekkiline ait olduğunu belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasını %15 tazminatın tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili, haczin borçlunun adresinde ve huzurunda yapıldığını fatura ve adi kira sözleşmesinin muvazaalı olduğunu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Borçlu savunma yapmamıştır....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/854 Esas sayılı dosyasında davaya konu olan ve daha önce haczedilen menkullerin haciz mahallinde bulunduğu, davacı üçüncü kişilerin delil olarak faturaya ve 08/07/2014 tarihli adi ortaklık sözleşmesi ile adi yazılı nitelikteki kira sözleşmesine dayandığı, bu belgelerin dava dışı ...’nun açmış olduğu istihkak davasının görüldüğü tarih aralığında düzenlendiği, davacı üçüncü kişiler ile takip borçlusunun aynı iş kolunda faaliyet gösterdiği, bu nedenlerle davacı tarafın istihkak iddiasının muvazaalı olarak ileri sürüldüğü gerekçeleri ile istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. Dava konusu haciz borçlunun yokluğunda yapılmış olup, haciz mahallinde borçluya ait evrakın bulunduğuna dair haciz tutanağına yansımış her hangi bir bilgi yoktur....
Miras sebebine dayalı istihkak iddiası yoktur. Uyuşmazlık adi istihkak iddiasına ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : Dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 12.03.2007...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili, ... 8.İcra Müdürlüğünün 2006/2 ayılı iflas dosyasından, davacı ve borçlu şirket arasındaki adi ortalığın TOKİ'den ... konut ve sosyal tesis işinin üstlendiklerini ve işin tamamlandığını, adi ortaklığın TOKİ den olan alacağın, taraflar arasındaki hisseleri oranında davacının payına isabet eden 255.872,39 TL'nin davacı ... masasına kaydedildiğini belirterek, İİK'nun 228 maddesine dayalı olarak açtıkları istihkak davasının kabulüne karar verilmesini istemiştir....