WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; Vergi Dairesi cevabı uyarınca borçlunun haciz adresinde hala faaliyette bulunduğu, 13.02.2013 tarihli haciz sırasında da borçlunun hazır bulunduğu, haciz sırasında üçüncü kişi şirket unvanının bulunduğu borçlu adına düzenlenmiş kartvizitin ve 17.01.2013 tarihli üçüncü kişi şirketin düzenlediği borçlunun adı ve kaşesinin bulunduğu dava dışı kişi adına düzenlenen faturanın bulunmuş olması nedeniyle, İİK'nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup, ispat yükü altında olan üçüncü kişinin karinenin aksini kesin ve güçlü delillerle ispatlaması gerekir. Davacı üçüncü kişi kanıt olarak kira sözleşmesi, bayilik sözleşmesi ve fatura sunmuştur. Sunulan sözleşmeler adi yazılı olup, haciz adresine ilişkin değildir....

    Mahkemece toplanan delillere göre: “davaya konu haczin yapıldığı iş yerinin borçlu tarafından üçüncü kişiye kiralandığını ve içindeki eşyaların da sözleşme ile yine üçüncü kişiye devredildiği, iş yeri devrine ilişkin İİK’nun 44. madde gereklerinin yerine getirilmediği, BK’nun 179. maddesi uyarınca devralanın da işletmenin borçlarından sorumlu olacağı, öte yandan haciz mahallinde borçluya ait eşyaların görüldüğü, borçlu ve davacı şirket temsilcilerinin aynı kişi olduğu, sunulan adi kira sözleşmesi ve faturaların sonradan düzenlenmesinin mümkün bulunduğu, yapılan iş yeri devrinin danışıklı olduğu“ gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....

      Uyuşmazlık, İİK.nun 96. vd.maddelerine dayanan istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu aracın trafik kaydı üzerine 15.1.2010 tarihinde haciz şerhi konulmuş olup araç 18.3.2008 tarihli noterde düzenlenen mülkiyeti muhafaza kaydı ile satış sözleşmeyle davacı 3.kişi ve davalı borçlu adi ortaklığına satılmıştır. Dosyada istihkak davasını açan 3.kişi ortaklardan ... olup, takip borçlusu ise diğer ortak...'dir. 18.3.2008 tarihli satış sözleşmesinde ortakların payına ilişkin bir hüküm yer almamakla birlikte BK.nun 523. maddesi uyarınca ortakların ortaklıktaki paylarının 1/2 oranında olduğunun kabulü gerekir. Borçlar Kanunu'nun 534.maddesinde bir ortağın alacaklıları haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki hissesi üzerinde kullanabilecekleri yazılı ise de, bu hüküm ortaklığa ait mal üzerinde haciz konulmasına engel değildir. Çünkü o malın içinde borçlu ortağın da hissesi vardır. Öte yandan İİK.nun 94.maddesinde ortağın hissesine haciz konulabileceği öngörülmüştür....

        Ayrıca her zaman düzenlenmesi olanaklı ve dayanak mahkeme ilamındaki işçi alacağının doğum tarihinden sonraki tarihleri taşıyan fatura ve vergi levhası ve adi nitelikli kira sözleşmeside mülkiyeti ispata yeterli belgelerden değildir. Davacının istihkak davasının alacaklıdan mal kaçırma amacını içerdiği açıktır. O halde davacının davasını ispat ettiğinden söz edilemez. Mahkemece bu yönler gözden kaçırılarak aksi düşüncelerle davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre davacı 3. kişinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişi ve davalı alacaklıya geri verilmesine 17.5.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Uyuşmazlık, 3.kişinin İİK.nun 96.vd.maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir. Haciz 28.5.2010 tarihinde borçluya ödeme emri tebliğ edilen, aynı zamanda alacaklının borçluya çektiği ihtarnamenin de tebliğ edildiği adreste, borçlu ...'ün huzurunda yapılmıştır. İİK.nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Bu karinenin aksinin davacı 3.kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerekir. Haciz yapılan adres borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olan adres olup istihkak iddiasında bulunan 3.kişi borçlu ...'ün eşidir. Ayrıca istenilen her kişi adına düzenlenmesi olanaklı, borcun doğumundan sonraki tarihi taşıyan faturalar ile vergi levhası, adi nitelikli kira sözleşmesi de karine aksini ispata yeterli değildir. Bu durumda karine aksinin ispat edildiğinden söz edilemez....

            Uyuşmazlık, alacaklının İİK'nun 99.maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi davasına ilişkindir. Dava konusu haciz, 20.10.2008 tarihinde, borçluya ödeme emri tebliğ edilen "... Cad., No:56/3 .../..." adresinde yapılmıştır. Haciz mahallinde borçlu şirkete ait bir çok belge ele geçirilmiştir. O halde, İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Bu yasal karine aksinin davalı 3.kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerekir. Davalı 3.kişi haciz adresindeki faaliyetine borcun doğumundan hatta takip tarihinden sonra başlamıştır. Davalının dayandığı borcun doğumundan sonraki tarihli adi nitelikli kira sözleşmesi ile haciz adresine dair elektrik, telefon faturası gibi belgeler tek başına karine aksini ispata yetmez. Kaldı ki, haciz adresinden 3.kişiden önce borçlunun 24.9.2008 tarihine kadar faaliyet gösterdiği, 3.kişinin ise 20.9.2008 tarihinde aynı adreste faaliyete başladığı vergi kayıtları ile ortadadır....

              Uyuşmazlık, davacı 3.kişi tarafından İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince açılmış istihkak davasına ilişkindir. Somut olayda 15.06.2007 tarihli haciz dava dışı borçlu şirketin tebligat adresinde ve şirket ortağı ...'in huzurunda yapıldığından İİK 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olup aksinin kesin ve güçlü delillerle ispatlanması gereklidir. Mahkemece bu yöndeki tespit doğrudur. Ancak davacı tarafından sunulan dava konusu mahcuzlara ilişkin 15.12.2000 tarihli faturada mahcuzlara ait ayırt edici özellikler bulunmamaktadır. Yine davacı tarafından sunulan 15.04.2007 tarihli kira sözleşmesi takip konusu borcun doğumundan, ödeme emri tebliğinden ve 07.02.2007 tarihli hacizden sonra düzenlenmiş olup adi nitelikte ve her zaman düzenlenebilecek belgelerdendir....

                Uyuşmazlık, davacı 3.kişi tarafından İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince açılmış istihkak davasına ilişkindir. Somut olayda 15.06.2007 tarihli haciz dava dışı borçlu şirketin tebligat adresinde ve şirket ortağı...in huzurunda yapıldığından İİK 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olup aksinin kesin ve güçlü delillerle ispatlanması gereklidir. Mahkemece bu yöndeki tespit doğrudur. Ancak davacı tarafından sunulan dava konusu mahcuzlara ilişkin 15.12.2000 tarihli faturada mahcuzlara ait ayırt edici özellikler bulunmamaktadır. Yine davacı tarafından sunulan 15.04.2007 tarihli kira sözleşmesi takip konusu borcun doğumundan, ödeme emri tebliğinden ve 07.02.2007 tarihli hacizden sonra düzenlenmiş olup adi nitelikte ve her zaman düzenlenebilecek belgelerdendir....

                  Mahkemece toplanan delillere göre: dava konusu haczin yapıldığı yerdeki iş yerinin davacı üçüncü kişi ve borçlu tarafından 25.08.1988 tarihli sözleşme uyarınca adi ortaklık şeklinde işletildiği, üçüncü kişinin sözleşmede belirtilen 10 yıllık sürenin sonunda 23.09.2008 tarihli ihtarname ile fesih ihbarında bulunduğu, diğer ortağın bunu kabul etmediği, bu durumda 818 sayılı BK’nun 535/7. maddesi gereğince feshin Mahkeme kararı ile yapılması gerektiği, ancak TMK’nun 702/4. maddesi uyarınca adi ortaklardan her birinin topluluğun haklarını korumak için dava açabileceği, üçüncü kişinin iş yeri ruhsatının alındığı 1989 yılından beri çalıştığı yeri takibin başlamasından sonra kiraya verdiği, gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişi tarafından İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca “istihkak” davası olarak açılmıştır. Davacı üçüncü kişinin icra takibi ile ilgisi bulunmamaktadır....

                    AŞ. vekili yazılı dilekçesinde, hacizli antika eşyaların müvekkili şirketten satın alınmış olması nedeniyle mahcuzların borçluya ait olduğunun kabul edilmesinin müvekkili şirketin hak ve menfaatlerini doğrudan etkileyeceğinden davaya davacı yanında fer i müdahil olarak katılma istemlerinin kabulü ile davacı .... tarafından açılmış istihkak davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili; üçüncü kişi şirket ortağının, borçlu ...'in kayınpederi olduğunu, haciz mahallinin mülkiyetinin borçlu Kaya'nın eşine ait olduğunu, bu nedenle üçüncü kişi ve borçlu arasında organik bağ bulunduğunu, sunulan kira sözleşmesinin adi yazılı olduğunu, istihkak iddiasına konu malların bedelinin ödenip ödenmediği hususunun araştırılması gerektiğini belirterek istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu