Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Tapuda isim düzeltilmesi davalarında amaç tapudaki kayıtların, nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. 1-Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalı ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, "Dava; yaş tashihi davasıdır. Mahkememizce tüm dosya kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; Mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında yaşının düzeltilmesi talep olunan küçük Berfin'in beyanından ve davacıların beyanlarından Berfin'in 2005 doğumlu olduğu, talep konusu edildiği üzere 2002 doğumlu olmadığı anlaşılmıştır. Tüm bu nedenlerle yaş tashihi istenilen küçüğün 2005 doğumlu olduğu hususu sabit olduğundan, davacılarca ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurmak gerekmiştir." gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 29.03.2006 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.10.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, murisi ve kendisine ait dava konusu taşınmazlarda ... adlarının yanlış yazıldığını, murisinin tapuda ..., ..., ... olan ... adlarının Abdo ve kendisinin ... olan ... adının nüfus kaydına uygun şekilde ... olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Nüfus kayıtlarındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup mahkemeler hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorundadır. Somut olayda doğum tarihlerinin düzeltilmesi istenenlerin Konya Numune Hastanesinden alınan 26.07.2010 tarihli raporlarında,...'in 6 yaş ile, ...'nın 5 yaş sonu ve 6 yaş ile uyumlu olduğu belirtilmiştir. Raporda kardeşlerin ikiz olduğu konusunda bir açıklık mevcut olmadığı gibi, dosya kapsamında da ikiz oldukları ile ilgili bir iddiada bulunmamaktadır. Bu durumda aynı anneden doğan 2 çocuğun raporda belirlenen yaşlarda olması yaşamın olağan akışı ile bağdaşmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.12.2005 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.03.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir....
Somut olayda, davacının murisi dedesi ... oğlu ... ve murisi babası Müfrettin oğlu ... mirasçısı olduğu veraset ilamlarından anlaşılmakla davacının murisleri yönünden kimlik bilgilerinin düzeltilmesi ile ilgili aktif dava ehliyeti vardır. Ancak, dosyadaki Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/340-631 sayılı tapuda isim tashihi hükmünün dava konusu 2358 parsel sayılı aynı taşınmazla ilgili ve kesinleşmiş olup olmadığı böylece davacının murisi dedesi ... oğlu ... açısından davada hukuki yararının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Ayrıca diğer isminin düzeltilmesi istenen tapu malikleri Akife kızı ... ve Akife oğlu ... ve Nasiye kızı Bahriye yönünden de davacı ile aralarında irtibat kurulmamış, bu paydaşlar yönünden davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı araştırılmadan davanın esasına dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan karar bozulmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 25.3.2004 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim ve soyadı tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.6.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir....
İsim düzeltme davaları, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan HUMK.nun 13.maddesi uyarınca, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır. Tapuda isim düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanısıra 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702.maddesinin son fıkrası ile ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden, elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan herhangi biri de, tek başına tapuda miras bırakanla ilgili düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu tür davanın, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde, yetkiye dayanılarak dava açan kişinin, aktif dava ehliyeti vardır....
Dava, tapu kaydında isim düzeltilmesi istemine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Somut olayda; davacı "..." olan isminin "..." olarak tapu kaydına yazıldığını, "..."in kardeşi olup kendi adındaki hata nedeniyle "..." adına iki kez kayıt yapılmış gibi görüldüğünü, gerçekte Mahirlerden birisinin kendisi olduğunu ileri sürerek düzeltme istemiştir. Gerçekten de, dava konusu 121 ada 24 ve 133 ada 30 parsel sayılı taşınmazlar ... ...'na ait iken ölümü ile mirasçıları adına tespit ve tescil edilmiştir. Bu husus kadastro tutanağının edinme sütununda ayrıntılı olarak yazılmıştır. ... ...'...
Bu durumda davanın mülkiyet ihtilafına ilişkin bulunduğu ve ancak tapu malikine husumet yöneltilerek açılacak bir tapu iptali ve tescil davası ile çözümlenebileceği düşünülmeksizin, Tapu Sicil Müdürlüğü hasım gösterilerek açılan davanın tapuda isim düzeltilmesi şeklinde değerlendirilerek yazılı olduğu gibi karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 05.02.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....