Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış Sandıklı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/542 Esas sayılı dosyasında davacı vekilinin davadan feragat beyanının irade bozukluğu nedeniyle iptaline ilişkindir. Her ne kadar dava yargılamanın yenilenmesi olarak değerlendirilmiş ise de; dava HMK.nun 311 maddesine dayalı feragatin iptali istemidir. Bu çerçevede yapılan inceleme sonucunda; Feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde, feragatin iptali istenebilir (HMK m. 311). Bunun haricinde feragat beyanından dönülemez. Her ne kadar davacı kadın vekili irade bozukluğu nedeniyle feragat beyanlarından dönmek istediğini beyan etmiş ise de; müvekkili ile davalının barıştıklarını bu sebeple davadan vazgeçtiğini beyan ettikten sonra 05/03/2013 tarihli 11 nolu celsede vazgeçme beyanının davadan feragate yönelik olduğunu beyan etmiş ve beyanını imzası ile tasdik etmiştir....

Temyiz Sebepleri Davacı temyiz dilekçesinde özetle; feragat dilekçesinin irade bozukluğu nedeniyle geçersiz olduğunu, bu dilekçeyi verirken diğer davalar ile birlikte uzlaşma zemini olacağının düşünüldüğünü, ancak aldatılarak iradesinin sakatlandığını, Azerbaycan doğumlu olduğunu, Türkçe dilinin iyi olmadığını, feragat kelimesinin tam olarak ne anlama geldiğini ve sonuçlarını bilemediğini, feragat beyanının irade bozukluğu halinde verilmesi halinde iptal edilebileceğini belirterek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, feragat beyanının irade bozukluğu iddiası ile verildiğinden mahkeme kararının kaldırılması istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2.6100 sayılı Kanunu'nun 307 nci maddesi, 6098 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesi 3....

    Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakınca, öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, davacının feragat beyanının irade bozukluğu hallerinden biriyle malul olup olmadığı hususudur....

      Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakınca, öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, davacının feragat beyanının irade bozukluğu hallerinden biriyle malul olup olmadığı hususudur....

        Davacı vekili, karardan sonra verdiği 18/05/2015 havale tarihli dilekçesi ile davacı asilin feragate ilişkin beyanının irade bozukluğu nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek feragatin iptalini talep etmiştir. Davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragattan dönemez (rücu edemez); feragat ile bağlıdır. Ancak, feragatle ortaya çıkan sonucun buna sebep olan rızayı ifsat eden bir nedenle malul olduğu kanıtlanırsa, doğurduğu netice bakımından hileye, hataya maruz kalan kimseye talep hakkı bahşedeceği kuşkusuzdur. Öte yandan; diğer maddi hukuk işlemlerinde olduğu gibi (BK'nın 23. madde vd), hata, hile veya ikrah nedeniyle feragatın feshi (iptali) için dava açılabileceği gibi feragatın hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğu aynı davada da savunma yoluyla ileri sürebilir....

          Ancak, somut olayda davacının feragati nedeniyle reddine karar verilmiş bulunan davada, hile ve kandırma nedeniyle iradesinin fesada uğratılarak feragat beyanında bulunmasının sağlandığını öne sürerek kararı temyiz etmiştir. Başka bir anlatımla, feragat beyanının irade fesadı nedeniyle geçersiz olduğu iddiasıyla feshi ile soybağının reddi talebi hakkında karar verilmesini istemiştir. Bu gibi durumlarda yapılması gereken, feragatin geçersizliği iddiasının hadise olarak aynı mahkemede görülüp, sonuçlandırılmasıdır....

            Dosya kapsamında davacı asilin feragat dilekçesi sunduğu, mahkemece feragat sebebiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde feragat beyanının irade bozukluğu ile verildiğini ileri sürerek feragatin iptal edilmesini ve kararın kaldırılmasını talep etmiştir. HMK’nın 311/1 hükmünde feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı hükme bağlanmıştır. Feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Bu nedenle feragatten vazgeçmek yasal olarak mümkün değildir. Ancak HMK’nın 311/1 hükmünün 2. cümlesine göre irade bozukluğu hallerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir. Ne var ki, irade bozukluğu hallerinin bulunup bulunmadığı hususu dar yetkili icra mahkemesinde incelenemez (Yargıtay 12. HD 2014/17708 E, 2014/22306 K; Yargıtay 12.HD 2014/5535 E, 2014/9016 K; Ankara BAM 18.HD 2021/1698 E, 2021/2103 K; İzmir BAM 12.HD 2020/2257 E, 2021/1637 K; İstanbul BAM 21.HD 2020/1943 E, 2020/2386 K)....

            Feragat, davacının mahkemeye hitaben tek taraflı, açık bir irade açıklaması ile gerçekleşir. Feragat, kesin hüküm gibi sonuç doğurur ve irade bozukluğu hâllerinde, feragatın iptali istenebilir (HMK m. 311/1-2. cümle; Kuru, B.:Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6.Baskı, Cilt:IV, İstanbul 2001, sahife:3646 vd.). Davacının davadan feragatı halinde davanın reddine karar verilmesi gerekeceği şüphesizdir. Bu itibarla mahkemenin bu yöndeki gerekçesi kural olarak doğrudur. Ne var ki, somut olayda davacı feragat nedeniyle reddine karar verilen davada, hile ve kandırma nedeniyle iradesinin fesada uğratılarak böyle bir beyanda bulunmasının sağlandığını öne sürerek kararı temyiz etmiştir. Başka bir anlatımla, feragat beyanının irade fesadı nedeniyle geçersiz olduğu iddiasıyla bu beyanın feshi ile soybağının reddi hakkında karar verilmesini talep etmiştir. Bu gibi durumlarda yapılması gereken, feragatin geçersizliği iddiasının hadise olarak aynı mahkemede görülüp, sonuçlandırılmasıdır....

              Ne var ki, somut olayda davacı taraf feragati nedeniyle reddine karar verilmiş bulunan davada, hile ve kandırma nedeniyle iradesinin fesada uğratılarak feragat beyanında bulunmasının sağlandığını öne sürerek kararı temyiz etmiştir. Başka bir anlatımla, feragat beyanının irade fesadı nedeniyle geçersiz olduğu iddiasıyla feshi ile alacak talebi hakkında karar verilmesini talep etmiştir. Bu gibi durumlarda yapılması gereken, feragatin geçersizliği iddiasının hadise olarak aynı mahkemede görülüp, sonuçlandırılmasıdır....

                Ne var ki, davacının feragat beyanının hukuken geçerli bir iradeye dayanmadığı belirtilerek karar temyiz edildiğine göre; HMK'nın 311. maddesinin "İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir." şeklindeki ikinci cümlesi gözetilerek davacının feragat iradesinin geçerli olup olmadığı hususunun incelenebilmesi ve sonucuna göre bir karar verilebilmesi için hüküm bozulmalıdır. Davacı vasisinin temyiz itirazı açıklanan nedenle yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu