Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/198 Esas KARAR NO : 2021/853Karar DAVA : Menfi Tespit(tapu iptal ve tescil talebi yönünden 08/04/2016 günlü 13. celse ara kararı ile dosya tefrik edilmiştir.)...

    Somut olayda uyuşmazlık, menfi tespit, istirdat ile tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.Dosya kapsamından tarafların 2005 yılında boşandıkları anlaşılmaktadır.Davacı, boşanma sonrsında davalı eşi ve çocukları ile birsüre biraya gelerek birlikte yaşadıklarını idda ederek bu dönem için davlı tarfından talep edilen nafaka yönünden borçlu olmadığının tespit edilmesine, ödediği nafakaının istirdatına ve bu dönmede kendi adına kayıtlı olan ancak yarı hissesini davalıya devrretini belirttiği taşınmazın tapusunun iptali ile tamamının adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Dava mal rejimi tasfiyesinden kaynaklanan bir dava olmayıp,boşanan eşler arasında nafaka alacağından kaynaklanan menfi tespit, istirdat ile tapu iptal ve tescil davasıdır. Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

      Mahkemece, yapılan yargılama sırasında tapu iptal ve tescil taleplerine yönelik davanın bu dosyadan tefrikine karar verilmiş, diğer talepler yönünden ise benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı ve davalı defter ve kayıtlarında davalı şirketin davacı ...'tan alacaklı olduğunun belirlendiği, davacıların ticari ilişki çerçevesinde davalılara açık senetler verdiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, menfi tespit davasıdır. Davacılar dava dilekçelerinde menfi tespit istemi dışında tapu iptal ve tescil talebinde de bulunmuş ve toplamda dava değerini 170.000,00 TL olarak bildirmişlerdir. Mahkemece bu miktar üzerinden harç alınmıştır. Mahkeme yargılama sırasında tapu iptal ve tesciline ilişkin dava konusunda ayırma kararı vermiştir....

        Mahkemece, davacının ibraz ettiği üç adet ödeme belgesinin davalı tarafından kabul ve ikrar edildiği, takip kesinleştikten sonra yapılan ödemeler nedeniyle açılan menfi tespit davasına bakma görevinin İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın icra mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 22.01.2013 tarih, 2012/15114 Esas, 2013/1042 Karar sayılı ilamıyla; "mahkeme tarafından dava İİK.nun 71.maddesine dayalı menfi tespit davası olarak nitelendirilmiş ise de, dava dilekçesinden anlaşıldığı üzere davanın teminat amacıyla verilen çekin ödendiği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkin bulunduğu, öte yandan İİK.nun 71.maddesinin menfi tespit davası ile ilgili olmayıp madde başlığından da anlaşılacağı üzere “İcra Mahkemesi Kararıyla Takibin Talik veya İptali”ni hükme bağladığı, menfi tespit davasıyla icra takibinin talik veya iptali...

          Ancak davacının dava dilekçesine göre dava, teminat amacıyla verilen çekin ödendiği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Öte yandan İİK’nun 71’inci maddesinde kanun koyucu tarafından düzenlenen konu menfi tespit davası da değildir. İİK’nun 71’inci maddesinin konusu, bu maddenin başlığında da açıkça yazıldığı gibi “İcra Mahkemesi Kararıyla Takibin Talik veya İptali”dir. Menfi tespit davası ile icra takibinin talik veya iptali istemlerinin birbirinden farklı konular olduğu ise izahtan varestedir. Bunun yanında daha önce icra takibinin iptaline karar verilmiş olması nedeniyle de İİK’nun 71’inci maddesi anlamında bir istemde bulunulmasına ve icra mahkemesi tarafından iptaline karar verilen bir takibin, yeniden iptaline karar verilmesinin nasıl mümkün olacağı da mahkeme kararında açıklanmamıştır....

            -K A R A R- Davacılar vekili, müvekkilinin 5 adet çekten dolayı davalıya borçlu olmadığını ileri sürerek menfi tespit davası açmış, mahkemece davadan 20.11.2008 tarihli dilekçe ile feragat edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı ve müdahil vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-Müdahil ... Elektrik AŞ.vekili hükmü temyiz etmişse de müdahilin hükmü tek başına temyiz etme yetkisi bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekmiştir. 2-Davacı borçlunun açtığı menfi tespit davasında tedbir kararı alınmış ve infaz edilmiştir. Menfi tespit davasının reddi halinde tedbir nedeniyle alacağına geç kavuşan davalı alacaklı lehine kural olarak tazminata hükmedilmelidir. Ancak somut olayda davacı borçlunun talebi üzerine davalının başlattığı takip iptal edilmiştir. İcra mahkemesi kararıyla takibin iptaline karar verildiğine göre iptal edilen takibin durdurulması nedeniyle davalı alacaklının alacağına geç kavuşmasından söz edilemez....

              Davacı tarafından davalı aleyhine Varto Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/198 Esas, 2016/151 Karar sayılı dosyası üzerinden, icra takibine konu taşınmazlar nedeniyle yolsuz tescil iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil istemli dava açıldığı, yargılama sırasında ıslah ile birlikte davaya konu icra dosyası nedeniyle menfi tespit talebinde bulunulduğu, mahkemece 06/05/2016 tarihinde menfi tespit ve tapu iptal tescil isteminin kabulüne karar verildiği, kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1.Hukuk Dairesi'nin 20/06/2018 Tarih, 2018/249 Esas, 2018/11336 Karar sayılı ilamı ile, uyuşmazlığın çözümü için öncelikli olarak davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği, ıslahla talep edilen menfi tespit isteminin usulüne uygun bir dava olmadığı belirtilmek suretiyle davacıya menfi tespit davası açması için süre verilerek dava sonucuna göre tapu iptal tescil konusunda karar verilmesi için hüküm bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında...

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)'nun “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. maddesi: “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” düzenlemesini içermektedir. Anılan maddeden anlaşıldığı üzere borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir ve takip konusu alacağın borçlusu olmadığının tespiti isteyebilir. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur....

                Öte yandan menfi tespit davasında, alacaklı olarak kim taraf gösterilmiş ise, dava sonunda verilen karar, sadece ona karşı hüküm ifade eder. Somut olayda, takip alacaklısı bonoda ciranta olup, keşideci ve lehtar hakkında takip yapmıştır. Menfi tespit davası, keşideci ile lehtar arasında görülmektedir. Yukarıdaki yasa hükmü gözetildiğinde, alacaklı cirantanın taraf olmadığı menfi tespit davasında verilen karar alacaklıyı bağlamaz. Takip alacaklısı 3. kişi ciranta olup, menfi tespit davasının tarafı değildir. Bu nedenle anılan karar ile senedin iptal edilmiş olması, ona karşı hüküm ifade etmez. O halde mahkemece, borçlunun, TTK.nun 687/1.maddesinde belirtildiği üzere, alacaklı hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile zararına hareket ettiğini iddia ve ispat edemediği gibi, İİK.nun l69-a/1. maddesinde öngörülen nitelikte bir belge ile de iddiasını kanıtlayamadığı dikkate alınarak istemin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

                  HUKUKİ YARAROLUMSUZ (MENFİ)TESPİT DAVASIYARGILAMA GİDERİ VE VEKALET ÜCRETİNDEN SORUMLULUK 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 89 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 168 ] 492 S. HARÇLAR KANUNU [ Madde 2 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 178 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

                    UYAP Entegrasyonu