Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

VEKİLİ : DAVANIN KONUSU : Tapu İptali ve Tescil veya Bedel Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/04/2021 tarih, 2018/625 Esas, 2021/287 Karar sayılı kararına karşı davacılar ve davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş olmakla dosya incelendi. KARAR Davacılar, mirasbırakan ...'nun .... Şti.nin ... Bankasından kullandığı krediye teminat olarak ......

    İdare Mahkemesinin 2002/424 sayılı kararı ile iptal edildiği şerhinin işlendiği anlaşılmış olup, öncelikle ipotek işlemini iptal edilip edilmediği araştırılıp, iptal edilmişse davanın reddine kara verilmesi, iptal edelimemiş ise davacı lehine tesis edilen ipoteğin 44m2 karşılığı olduğu ve davalının bu bedelin 1/2 hissesinden sorumlu olduğu dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, 2) 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı yasanın 21. maddesi ile Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklik ile; “24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan ve ipotekle teminat altına alınanlar da dâhil olmak üzere her türlü alacak ve bedeller, borçlu idarelerce, ipotek veya uygulama tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunda belirtilen kanuni faiz oranı uygulanmak suretiyle güncellenerek ilgililerine ödenir....

      İmar uygulamasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği, bu durumda açılacak kadastral parselin ihyası davası sonucunda, dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. İmar uygulamasıyla tesis edilen kanuni ipoteğin dayanağı da idari işlem olup, bu idari işlemin iptaliyle ipotek tesisinin de illetten mücerret, yani "yolsuz" hale geleceği ve iptal edilmesi gerektiği açıktır. Ne var ki; lehine ipotek tesis edilen davalının hakkı, kadastral parseldeki mülkiyet hakkına dayalıdır ve imar uygulamasıyla oluşturulan imar parselinin, dayanak idari işlemin iptaliyle sicil kaydının yolsuz hale gelmesi nedeniyle, davalının, kadastral parselin ihyası suretiyle mülkiyet hakkına kavuşacağı tartışmasızdır....

        İpotek akdinin çerçevesini resmi senette yazılanlar çizeceğinden, ipoteğin onbeşbin lira borç karşılığı 15.07.1973 tarihine kadar faizsiz kurulduğunun kabulü gerekir. İpotek alacağı, bu tarihe kadar ödenmemişse alacağı rehinle temin edilen kişi asıl alacağını ve bu tarihten sonrası için de sözleşmede kararlaştırılan oranda faizi, faiz oranı kararlaştırılmamışsa 15.07.1973 tarihinden dava tarihine kadar yasal oranda faiz alacağını isteyebilir. 01.11.2008 tarihli bilirkişi raporunda asıl alacak ve gecikme faiz tutarı 142.810,00 TL olarak saptandığından ipoteğin terkini için davacının ödemesi ve ipotek alacaklısına ödenmek üzere depo ettirilmesi gereken miktar budur. Mahkemece, bu miktarın depo ettirilerek ipoteğin terkinine karar verilmesi gerekirken resmi senette yazılanların dışına çıkılarak ipotek tutarının güncelleştirilmiş bedeli için davacının zorlanması ve bu bedel depo edilmediğinden bahisle de davanın reddolunması usul ve yasaya uygun düşmemiştir....

          Dairenin İlk Bozma Kararı 1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Dairemizin 05.10.2017 tarih 2016/22990 Esas, 2017/10592 Karar sayılı kararı ile tapu iptal ve tescil talebinin reddine yönelik temyiz itirazları yersiz olduğu, dava dilekçesinde dava konusu taşınmaza yönelik tapu iptali ve tescil isteminin kabul edilmemesi halinde taşınmazın ekonomik karşılığının ödenmesini talep edildiği, taşınmazın cebri icra ile davadan önce ... olması sebebiyle tapu iptali ve tescili isteminin reddine karar verildiği, davacı kadının davalı banka ve davalı ...'...

            Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Birleşen Tapu İptal ve Tescil-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından ipoteğin kaldırılmasına yönelik asıl davası hakkında verilen karar verilmesine yer olmadığı kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak...

              Bu açıklamalar karşısında ve özellikle davalı vekilinin ... verdiği şikayet dilekçesindeki beyanları ile 28.02.2014 günlü oturumdaki açıklamaları, senet arkasındaki şerh ve bilirkişi raporu gözetildiğinde davalının icra marifetiyle davacıdan tahsil ettiği bedelin zararın tazmini niteliğinde olmayıp, çekişmeli taşınmaz için davacıya ödediği bedelin iadesi olduğu dolayısı ile temlikin bedelsiz kaldığı sonucuna varılmaktadır. Davacı, temlikte iradesinin fesada uğratıldığını ileri sürmediğine, bir başka ifade ile davacı satış iradesi taşıdığına göre satış akti geçerliliğini korumaktadır. Salt bedelsizlik iddiasının iptal nedeni olmadığı da açıktır. Hal böyle olunca iptal tescil isteğinin reddedilmesi bedel isteğinin kabul edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalının temyiz itirazı değinilen yön itibariyle yerindedir....

                bedeli olarak net 85.000 YTL yatırmasına, anılan tarihe kadar bahsi geçen bedelin yatırılmaması ve ipoteğin kaldırılmaması durumunda devir işleminin gerçekleştirilmeyeceği ve 16.08.2008 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısının 9/A maddesinin aynen geçerli olmasına…” oybirliği ile karar verildiği görülmüştür....

                  Taraflar arasındaki “ipoteğin terkini, borçlu olmadığının tespiti, maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulü ile ipoteğin kaldırılmasına ve davacının ipotek dayanağı borcu olmadığının tespitine, %20 tazminat ve manevi tazminat talebinin reddine ilişkin karar davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir. 2. Direnme kararı davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3....

                    imalatların tamamının eksiksiz olarak kararlaştırılan şekilde ve zamanında gerçekleştirilmesi ve teslim edilmesi olduğunu, yüklenicinin hakediş ödemelerinin yapılmadığından bahisle işin tamamlanmasından imtina edemeyeceğini, davacının davalı Firmanın icra takibine maruz kaldığı gerekçesiyle sözleşmeye aykırı şekilde imalatı durdurduğunu, sözleşmenin 18. maddesinde kesin ve nakdi teminatın iadesi hususunun düzenlendiğini, teminatın iadesi koşulları oluşmadığı gibi ipoteğin fekki şartlarının da oluşmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu