Yargıtay Hukuk Gene Kurulu uygulaması ile kabul olunduğu üzere "Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki yararın bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması hâlinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir....
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Mahkemenin, dava konusu taşınmazlar üzerine konulan ve tasarrufun iptali istenilen ipoteklerden 06.05.2008 tarihinde tesis edilen ipoteğin İİK'nun 279.maddesindeki 1 yıllık sürede yapılmadığından reddine 27.05.2008 tarihli ipotekle ilgili davanın kabulüne ilişkin kararı, Dairemizin 25.09.2012 tarih... karar sayılı ilamı ile, dava konusu ipotek işlemi 27.05.2008 tarihinde yapıldığı borçlu adresinde hacizlerin 06.06.2009 ve 15.09.2009 tarihlerinde yapıldığı bu durumda İİK'nun 279.maddesinedki geriye doğru 1 yıl içinde yapılmadığından davanın tümden reddi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozma sonrasında mahkemece direnme kararı verilmiş, Hukuk Genel Kurulu 13.05.2015 tarih ...r sayılı ilamı ile direnme kararını onamış,...'...
İhtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir. Elbette cebri icra ile ilgili olarak temel yasa niteliğindeki İİK menfi tesbit davalarında icranın durdurulmasını özel koşullara bağlamıştır. Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması, kira alacağı istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
İlâmın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir." denilmekte olup bu hükme göre menfi tespit davasının kabulü kararının kesinleşmesi üzerine, kararın içeriğine göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan, icra dairesi tarafından icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Menfi tespit davası borçlu lehine sonuçlanmadan önce, borçlunun malları haczedilmiş ise, menfi tespit kararının kabulü üzerine haczedilen mallar satılamaz ve davanın kabulü kararının kesinleşmesi üzerine bu haciz kalkar ... Somut olayda, ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.12.2013 Tarihli, 2013/329 Esas ve 2013/315 Karar sayılı kararı ile takibe konu senetten dolayı borçlunun alacaklıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş ancak şikayet tarihi itibariyle karar kesinleşmemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tüm takyidatlardan ari tescil, ipoteklerden ve diğer hacizler ile takyidatlardan dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin, hacizlerin ve takyidatların tüm fer'ileri ile birlikte fekki istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir....
İhtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir. Elbette cebri icra ile ilgili olarak temel yasa niteliğindeki İİK menfi tesbit davalarında icranın durdurulmasını özel koşullara bağlamıştır. Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda takyidat alacaklılarının davada ve birleşen davada taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; dava konusu 45 nolu bağımsız bölümün davalı T21....
, taşınmazın 3. kişilere satmasını ve devrini önlemek amacı ile dava sonuna kadar davalıdır şerhi islenerek takdiren teminat alınmaksızın davalı T5 yönünden yapılacak takipler nedeni ile taşınmazın cebri icra yolu ve satışının tedbiren durdurulmasını, T5 Ş ve T3 tarafından konulan ipoteklerden dolayı davacı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve beyan etmiştir....
olarak devrederek yükümlülüğe girdiğini, davalı Finans kurumlarının taşınmazın üzerine ipotek koyarken projede yer alan bağımsız bölümlerin 3.kişilere satılmış veya satılmakta olduğunu bilebilecek durumda olduğunu, yeterli araştırma ve özeni göstermediğini, davalı finans kurumlarının teminat karşılığı kredi vermek için sadece tapu kayıtları ile yetinmesinin mümkün olmadığı nedenleriyle, dava konusu İstanbul İli Esenyurt İlçesi Çınar Mah. 382 ada 43 parselde yer alan 1 blok zemin kat 91 nolu bağımsız bölümde yer alan diğer davalılar Akbank A.Ş. ve T3 tarafından konulan ipoteklerden dolayı davacı müvekkil’in borçlu olmadığının tespiti ile dava konusu bağımsız bölüm üzerinde yer alan diğer davalılar Akbank A.Ş. ve T3. tarafından konulan tüm ipoteklerin ve varsa başkaca diğer hacizlerin terkin edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DELİLLER : Tapu senedi, Konut teslim tutanağı, Delil listesi sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yüklenicinin temlikine dayalı davacı adına satış sözleşmesi gereğince tapuda tescili yapılan taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğinde bulunan tapu kaydındaki hacizlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Davada istem, davacı ile T15 Anonim Şirketi arasında imzalanan gayrimenkul satış sözleşmesi gereğince mülkiyeti tapuda davacı adına devir ve tescil edilen dava konusu konut niteliğindeki taşınmaz üzerindeki iddiaya göre hukuka aykırı tesis edilen tapu kaydındaki hacizlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, hacizlerin kaldırılması yani hukuki ayıbın giderilmesi istemine ilişkindir....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 06/02/2020 NUMARASI : 2020/129 ESAS - 2020/54 KARAR DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : K A R A R TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı T7 Ticaret A.Ş.’den bedelini tamamen ödeyerek müvekkil tarafından satın alınan İstanbul İli Esenyurt İlçesi Çınar Mahallesi 382 Ada 43 Parselde bulunan Burgaz Ada Blok No:A32 bağımsız bölümün mülkiyetinin tapuda müvekkiline devrinin yapılması ve taşınmazın tapu kaydında diğer davalı Finans kuruluşları T4 ve T6 A.Ş. tarafından konulan ipoteklerden dolayı davacı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile söz konusu ipoteklerin tapudan tüm ferileri ile birlikte terkin edilerek (fek edilerek) ipoteklerin kaydının terkin edildiğinin ilgili tapu müdürlüğüne bildirilmesini ve dava konusu olan taşınmazın üzerine davalılar T4 ve T6 A.Ş. tarafından konulan ve tapu kaydında mevcut tüm ipoteklerin...