Kat 111 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın davalılardan T5 Adına olan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tüm takiyatlardan ari olarak tapuda kayıt ve tesciline tapu senedinin müvekkiline teslimine, diğer davalılar T3 Ve T7 Tarafından konulan ipoteklerden dolayı davacı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile dava konuşu taşınmaza konulan tüm ipoteklerin ve başkaca diğer hacizlerin terkin edilerek fekkine tüm ipoteklerin kaydının terkin edildiğinin ilgili tapu müdürlüğüne bildirilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirketler tarafından müşterek ve müteselsilen ödenmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "...Mahkemece "... Yukarıdaki açıklamalar ışığında ihtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir....
Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda dava konusu bağımsız bölümün konut niteliği ile davalı Akbank T.A.Ş. ile davalı T3.'nin alacaklı, davalı Garanti Koza....A.Ş.nin borçlu olduğu ipotek şerhleri, ayrıca dava dışı alacaklılara ait haciz şerhleri bulunduğu sabittir. İpotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu dava dosyasında davalı oldukları, davacının işbu davadaki talebinin ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin fekki istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık dava konusu taşınmazın aynına ilişkindir. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararı tüm icra işlemlerini değil sadece davalılar yönünden cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalılar aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1) Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının REDDİNE, 2) Alacaklının temyiz itirazlarına gelince; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamlı icra takibinde, borçlunun meskeniyet iddiası ile hacizlerin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince haczedilmezlik...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; konut satım sözleşmesinden kaynaklanan takyidatlardan arındırılmış tapu iptal ve tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin fekki istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karışı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ''kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır'' şeklinde tarif edilmiştir....
Dosya içerisinde mevcut dava konusu taşınmazlara ait tapu kayıtlarının incelenmesinde konut niteliğindeki 170 bölüm nolu taşınmazın davacı adına 29/05/2019 tarihinde satış edinme sebebine istinaden tapuya tescil edildiği ve halen davacı adına tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında ihtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir. Somut olayda icra takip alacaklıları ve davacının maliki bulunduğu dava konusu taşınmazın tapu kayıtlarında lehine ipotek şerhi işlenen alacaklılar işbu dava dosyasında davalı oldukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ve ipotekleri kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
ve karar kesinleşinceye kadar durdurulması mahiyetinde HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, aksi kanaatte olunursa taşınmazların tapu kaydına "davalıdır" şerhi düşülmesine, davalılar tarafından konulan ve taşınmazları üzerinde yer alan diğer tüm ipoteklerden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile söz konusu bağımsız bölümler üzeride yer alan diğer tüm ipoteklerin, ihtiyati hacizlerin, ihtiyati tedbirlerin ve başkaca diğer hacizlerin terkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ancak; Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan hacizlerin ve ipoteklerin tespit edilen bedel üzerine yansıtılmamış olması doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 9.satırındaki "ödenmesine" sözcüğünden sonra gelmek üzere "tapu kaydındaki hacizlerin ve ipoteklerin bedele yansıtılmasına" ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 09.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki haczin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişiler vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişiler vekili, davacılar adına kayıtlı taşınmazın borçlu Çukurova Elektrik AŞ lehine 2 adet ipotek tesis edildiğini, davalı idarenin ise bu ipotekler üzerine haciz koydurduğunu ancak Mersin 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/818 Esas ve 2007/1395 Karar ve Mersin 3.Sulh Hukuk Mahkemisinin 2007/795 Esas ve 2008/282 Karar sayılı ilamları ile ipoteklerin kaldırıldığını, kararın kesinleştiğini belirterek 6183 sayılı Yasa'nın 66.maddesine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını istemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının yaptığı icra takibi neticesinde dosyadaki mevcut hacizlerin kaldırılması için borcu ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespiti ile 3.102,64 TL’nin iadesini ve %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
Yargıtay Hukuk Gene Kurulu uygulaması ile kabul olunduğu üzere "Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki yararın bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması hâlinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir....