Şti. lehine ipotek tesis etmiştir. 21.08.2007 tarihli ... yevmiye numaralı ipotek resmi senedinde m.1 ''... Bankası A.Ş. Merkez ve Şubeleri (... "BANKA” olarak adlandırılacaktır.) tarafından Borçlu ... Ltd....
Ltd Şti'ne olan kefaletinden kaynaklanan borcunun bulunduğu, söz konusu borcun ipotek veren Barış Kocabay'ın kefaletinden kaynaklanmış olduğundan ipotek ile teminat altına alınan borç kapsamında olduğu, nitekim ipotek resmi senedinde Barış Kocabay'ın kefalet borcunun ipotek teminatı kapsamında bulunduğunun açıkça belirtildiği, dava dışı Barış Kocabay'ın kefil olduğu dava dışı Öz Mina ... Ltd. Şti.'nin borcu ödenmeden ipoteğin fek edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Şti'ne olan kefaletinden kaynaklanan borcunun bulunduğu, söz konusu borcun ipotek veren ...'ın kefaletinden kaynaklanmış olduğundan ipotek ile teminat altına alınan borç kapsamında olduğu, nitekim ipotek resmi senedinde ...'ın kefalet borcunun ipotek teminatı kapsamında bulunduğunun açıkça belirtildiği, dava dışı ...'ın kefil olduğu dava dışı ... ... Ltd. Şti.'nin borcu ödenmeden ipoteğin fek edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; fekkini talep ettikleri ipoteğin üst sınır ipoteği olup, ipotek miktarının tamamen ödendiğini, ...'...
İİK. 45/1. maddesinde ipotek tesis edilmiş alacaklarla ilgili olarak ipotek tutarını aşan miktar için takip yapılacağı belirtilmektedir. Somut olaya bakıldığında davalı taraf kredi asıl borçlusu olmadığı gibi, ipotek veren de değildir. Bu durum karşısında davacı banka kredi sözleşmesinde kefil bulunan davalı aleyhine tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla ipotek tutarını aşan miktar için takip yapabilir. Mahkemece açıklanan bu yönler gözetilmeksizin yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.04.2008 gününde verilen dilekçe ile ipotek şerhinin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.12.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipotek şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. Davalı ...mirasçıları, ipotek bedelinin ödenmediğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiştir. Hükmü, bir kısım ...mirasçıları temyiz etmiştir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır....
Şti. hesabına ipotek konulduğunu, davalı ...’nun vekillik görevini kötüye kullanarak vekaletnameyi aldığının ertesi günü ve müvekkiline bilgi vermeden banka lehine ipotek kaydı koydurduğu, vekaletnamede başka bir şirket hesabına ipotek verilmesi yönünde yetkinin bulunmadığını, davalı bankanın ana sözleşmesinde 3. şahıslardan müşteri lehine ipotek alabileceği şeklinde bir faaliyet düzenlemesinin bulunmadığını, anılan işlemin bankacılık kanunu ve sözleşmesine aykırı olduğunu, ipotek işleminin Borçlar Kanunu’nun genel işlem şartlarına Borçlar Kanunu 584. maddesine aykırı olduğunu, ipotek kurulması işleminin davacı aleyhine ve iradesi dışında olduğunu beyanla ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Bu haliyle ipotek, azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 851 ve 881. maddelerinde ifadesini bulan azami meblağ (üst sınır) ipoteğinde alacağın ulaşacağı miktar önceden belirsiz olduğundan taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosunda gösterilen limitle sınırlanabilir....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 6562 ada 1 sayılı parselde borçlu ...’ın 1/136 payı olduğunu, alacak sebebiyle takip yapıldığını, 17.12.2004 tarihinde taşınmazın tapu kaydına haciz şerhi işlendiğini, ne var ki borçlunun 28.06.2004 tarihinde payı üzerine davalı yararına ipotek tesis ettiğini, borçlu hakkında ipotek alacaklısının yaptığı takip sonucu taşınmazın satılmasına karar verildiğini ve alacağına mahsuben davalının ihale suretiyle taşınmaza malik olduğunu, böylelikle yaptığı takibin semeresiz kaldığını, 28.06.2004 tarihli ipotek akti muvazaalı düzenlendiğinden ve esasen ipotek de belli bir süre için tesis edildiğinden, 6564 ada 1 sayılı parseldeki 1/136 pay üzerindeki ipoteğin terkinine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ipotek alacaklısı, davalı alacağının gerçek bir alacak olduğuna dair bir delil getirmediğinden bahisle dava kabul edilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir....
davacı banka lehine 1. derece 1. sıra süresiz ipotek tesisini, bakiye kısım için davalı adına kayıtlı diğer taşınmazlar üzerine ipotek tesisini, bu talep de yerinde görülmezse 350.000 CHF kadar davalı üzerine kayıtlı başkaca taşınmazların üzerine davacı banka lehine ipotek tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
dan taşınmaz satın aldığını, daha sonra kredi için başvurduğunda evin üzerinde davalı ... lehine ipotek tesisi edilmiş olduğunu öğrendiğini, tapu görevlisinin taşınmaz üzerinde ipotek olduğundan bahsetmediğini, davalı ...’ın kendisine evi sattıktan sonra da söz konusu evi ipotek göstererek 15/04/2014 tarihinde ve 17/02/2014 tarihinde iki kez daha kredi çekip evi ipotek ettirdiğini, evi satın aldıktan sonra ipotek için tapuya hiç gitmediğini ve imza da atmadığını, banka görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitini ve taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkini talep ve dava etmiştir. Davalı Hazine vekili, davacının taşınmazı 11/04/2014 tarihinde satın aldığını, ipotek tesis tarihinin ise 18/05/2012 olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....