...’tan alacaklı olduğu, davacı ... ... ipotekli taşınmazı satın alan sıfatıyla borçtan sorumlu olduğu, ipotekli taşınmazı ipotek yükü ile satın alan ...’nun ipotekli taşınmazı ipotek yükü ile satın alan ...’nun 07.01.2016 tarihi, ..., ..., 369 ada, 2 parsel, 3 nolu bağımsız bölüm, 300.000,00 TLbedelli, 1 derece, takibe konu alacaktan ipotek limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğu, ipotek veren borçlu yönünden DEPO isteminin takdirinin Mahkemeye ait olduğu, ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; Adli Tıp Kurumu raporundan davacının ipotek tesis tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğu anlaşıldığından davacının ipotek tarihinde fiil ehliyetinin olmadığı yönündeki iddiası yerinde görülmediği, davacının okuma yazma bilmediği için ipotek senedinin iki tanık huzurunda imzalatıldığından Noterlik Kanunun 86. ve 87. maddeleri uyarınca yapılan bu işlemin geçerli olduğu, davacının bu yöndeki iddialarının yerinde görülmediği, davacının banka alacağı için taşınmazı üzerinde ipotek yolu ile güvence sağladığı, başkasının borcu için taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettiren kişinin temel borç ilişkisinin borçlusu (kefili) haline gelmeyeceği, davacının teminatı kişisel bir teminat olmayıp ayni bir teminat olduğundan eşin rızası alınmadan ipotek tesis işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı, ipotek tesis edilen taşınmaz için eşinin rızasına gerek olmadığı, tesis edilen ipoteğin geçerli olduğu gerekçesi ile ipoteğin fekki davasının reddine karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; Adli Tıp Kurumu raporundan davacının ipotek tesis tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğu anlaşıldığından davacının ipotek tarihinde fiil ehliyetinin olmadığı yönündeki iddiası yerinde görülmediği, davacının okuma yazma bilmediği için ipotek senedinin iki tanık huzurunda imzalatıldığından Noterlik Kanunun 86. ve 87. maddeleri uyarınca yapılan bu işlemin geçerli olduğu, davacının bu yöndeki iddialarının yerinde görülmediği, davacının banka alacağı için taşınmazı üzerinde ipotek yolu ile güvence sağladığı, başkasının borcu için taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettiren kişinin temel borç ilişkisinin borçlusu (kefili) haline gelmeyeceği, davacının teminatı kişisel bir teminat olmayıp ayni bir teminat olduğundan eşin rızası alınmadan ipotek tesis işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı, ipotek tesis edilen taşınmaz için eşinin rızasına gerek olmadığı, tesis edilen ipoteğin geçerli olduğu gerekçesi ile ipoteğin fekki davasının reddine karar verilmiştir....
Bu işlemler için her zaman şikayet yoluna gidilebileceğinden, davacının takibe konu borçla ipotek senedine konu borçla ilgisi olmadığını, ileri sürmüştür. Tapu müdürlüğünden getirtilen ipoteğin dayanağı 31/08/2016 gün 22004 yevmiye nolu ipotek senedi incelendiğinde, ipotek senedinin birinci maddesinde, taşınmazını ipotek gösteren davacının, borçlu şirketin borçlu ya da kefil sıfatıyla imzaladığı nakdi ve/veya gayrinakdi kredi sözleşmelerinden kambiyo senetlerinden ve banka ile imzaladığı tüm sözleşme ve taahhütnamelerinden doğmuş ve doğacak banka alacaklarının 500.000,00- TL tutarına kadar olan miktarının tahsilini temin için taşınmazın ipotek gösterildiği açıkça yazılmıştır. Öte yandan takip, davacının kefil olarak borçtan sorumlu olması nedeniyle değil, taşınmazı dava dışı borçlu yararına ipotek göstermesinden dolayı davacıya karşı başlatılmıştır....
İpoteğin geçersiz olduğu ileri sürülmüş ise de davacının taşınmazı satın aldığı... ile aralarında tüketici hukukunu ilgilendiren bir alışveriş olmadığı, lehine ipotek tesis edilen şirketin ise ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olduğu hususları nazara alındığında davalı bankanın ipotek tesisi işleminde dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırı bir işleminden bahsetmek mümkün değildir. Dava dilekçesinde dayanılan Yargıtay kararı somut olaya uygun değildir. Bu haliyle ipotek sözleşmesinde herhangi bir hukuka aykırılık görülmemiştir. Taşınmazın aile konutu olması da davacının edinme tarihinden önce tesis edilmiş ipotek yönünden hukuki bir engel oluşturmamaktadır. İpotek ile sorumlu olunan borç miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bankacı bilirkişi ... raporunda özetle; Davalı Bankanın dava dışı...A.Ş....
Zira, kesin borç ipoteğinde ipotek akit tablosunda belirtilen ana alacaktan başka TMK.nun 875. maddesi uyarınca takip giderleri ile faiz ve diğer fer'ileri de teminat kapsamına girmektedir. Üst sınır ipoteğindeki bu ana ilke başlangıçta belirli olmayan bir borca giren ve taşınmazında alacaklı lehine ipotek tesis ettiren borçlu veya borçlu lehine ipotek veren üçüncü kişiler bakımından önem taşıdığı gibi tapu sicilinde kayıtlı ipotek limitine itibar ederek aynı taşınmazda alacakları için ipotek tesis ettirecek üçüncü kişiler yönünden de tapu sicilindeki kayda itibar edilmesi bakımından büyük bir önem taşımaktadır. (YHGK'nın 22.02.2012 tarih ve 12-778 E., 94 K. sayılı ilamı bu yöndedir.) İpotek akit tablosunda limit miktarı saptandıktan sonra, "bu meblağa ilaveten ve ayrıca" ibareleri ile ipoteğin kapsamını genişleten kayıtların eklenmesinin, üst sınır ipoteği olarak tesis edilen ipoteğin türünü anapara ipoteğine dönüştürmesi mümkün değildir. ....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kredi sözleşmesine kefil olduğu ve konutunu davalı bankaya ipotek verdiği, davacının ipotekin fek edilmesi için davalı bankadan talepte bulunduğunda, asıl kredi kullanan kişinin 3.280,00 TL'lik çek defteri kanuni karşılık riski bulunduğu gerekçesiyle ipotek fek ücretiyle birlikte toplam 3.590,00 TL'nin davacıdan tahsil edildiği, ipotek fek ücretini talep eden davacının, bankanın krediyi kullanan kişinin kanuni riskleri için istediği ücreti kendi isteği doğrultusunda yatırdığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 12/02/2015 NUMARASI : 2015/166-2015/159 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki ipotek alacaklısı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İpotek borçluları vekili icra mahkemesine başvurusunda; İİK.'nun 153. maddesi uyarınca ipoteğin fekkini talep etmiş, mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, talebin kabulü ile ipotek kaydının terkinine karar verilmiştir. İİK.'...
Bilindiği üzere ipotek, halen mevcut veya henüz doğmamış olmakla beraber ileride doğması kuvvetli kişisel bir alacağı teminat altına alma amacı güden sınırlı bir ayni haktır. Bu haliyle ipotek teminat altına alınan alacağa bağlı bir hak olarak kendisini gösterir. Bir alacağı teminat altına almak için ipotek kurulunca borçlunun kişisel sorumluluğu devam eder. Bu sorumluluğun yanında ipotek dolayısıyla taşınmaz ile sorumluluk doğmuş olur. Borçlunun mutlaka ipotekli taşınmaz maliki olması gerekli değildir (TMK. m.881/2). Bu yüzden de taşınmaz maliki rehinli alacağı, alacaklıya ödemek suretiyle taşınmazın satılarak paraya çevrilmesini önlemek yetkisine sahiptir (TMK. m. 884). İpotekle ilgili bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Terkini dava konusu yapılan 17.08.1984 tarihli ipoteğin, ... 4. Noterliği'nin 17.08.1984 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin teminatı olarak tesis edildiği, incelenen resmi akit tablosundan anlaşılmaktadır....
Firmasının kullandığı kredilerin teminatı olarak alındığını, ilgili şirketlerin gayrinakit riski, komisyon borcu, masraf borcu, çek taahhüt borcu bulunduğunu, gayrimenkuller üzerindeki ipotek kapsamının ipotek bedelleri ile sınırlı olmadığını, lehine ipotek verilen firmaların kullandığı kredilerin faiz ve diğer ferilerini de kapsadığını, davacıların boçları ödemeleri gerektiğini belirterek öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini aksi durumda davanın reddine karar verilmesi istemiştir....