Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 96, 105, 108, 249 ve 236 sayılı parsellerin tapu kaydında mevcut ipotek şerhinin vekalet aktinin kötüye kullanılarak tesis edildiği iddiasına dayalı ipotek şerhinin terkini istemine ilişkindir. Birleştirilen davada ise, ipotek alacaklısı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibine itirazın iptalini istemiştir. Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı ve birleşen davanın davalısı.... temyiz etmiştir. Gerçekten, 07.06.2006 günlü ipotek akti davacı ve birleşen davanın davalısının vekili ... vasıtasıyla kurulmuştur. .... ile vekil ... arasındaki 25.07.1996 tarihli vekaletnamede vekile bir sınırlama olmaksızın ipotek sözleşmesi yapma yetkisinin verildiği görülmektedir. ....
Derecede yer alan Denizbank'ın lehtarı olduğu ipotek kapsamında konulan 150/c şerhinin kaldırılması aşamasında, ipoteğin kaldırılması için 200.000TL ödeme almayı kabul eden banka ile yapılan bu anlaşma sonucu Denizbank'a yalnızca 200.000TL ödenmesine rağmen, 150/c şerhinin terkini için 2.Derecedeki ipoteğin üst limit olan 4.800.000TL üzerinde tahsil harcı alınmasının hatalı olduğunu, müvekkili için 200.000TL haricen tahsil söz konusu iken, 150/c şerhinin kaldırılması için ipotek üst limitinden tahsil harcı alınmasının hukuka ve hadiseye uygun olmadığını ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
Kabule göre de; 16.06.1989 tarihli ipotek akit tablosunda aynen “…10.000.000 TL’si karşılığında bilafaiz ve on ay vade ile kanuni derecede … ipotek suretiyle rehin edildiği” sözleri bulunmaktadır. Bunun anlamı, lehine ipotek tesis edilen kişilerin on ay süreyle faiz isteyemeyecekleri ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ipotek borçlusu aleyhine takip yapılmayacağıdır. İpoteğin kurulduğu 16.06.1989 tarihinden sonra lehlerine ipotek tesis edilen kişiler faize hak kazanır. İpotek, ana para dışında faizi de teminat altına alındığından, mahkemece sadece 10 TL’den ibaret ana paranın depo edilmesi suretiyle ipoteğin terkini de doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 16.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; 1-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yeralan ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, 2-7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince, bozma öncesi hüküm altına alınan bedele ilk karar tarihine kadar, bozma sonrası tespit edilen ve karar kesinleştiğinde hak sahibine ödenmesine karar verilen fark bedele kararın kesinleşme tarihine kadar faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde bozma öncesi tespit edilmiş olan bedele yönelik faiz hükmü kurulmaması ve fark bedele son karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasın ayrı bir bent olarak (Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yeralan ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin yazılmasına, b)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının faize ilişkin 4. bendinin çıkartılmasına, yerine kamulaştırma davasının 4 ay içerisinde tamamlanmamış...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.10.2010 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 20.04.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, ipotek şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ipoteğin sehven konulduğu gerçekte mevcut olmadığından bahisle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hükmü, davacılar temyiz etmiştir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davacı idare adına tesis edilen borç ipoteği bedelinin güncellenmesi, bedelinin depo edilmesi suretiyle bu ipoteğin terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ipotek şerhinin terkinine dayanak ... tarafından ... Tapu Müdürlüğüne yazılan 21/01/2020 tarih ve E.245-916 sayılı yazı örneğinin dosya arasına alındıktan sonra, Birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 20/12/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.09.2014 gününde verilen dilekçe ile ipotek şerhinin terkini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.06.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.12.2013 gününde verilen dilekçe ile ipotek şerhinin terkini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Köyünde ilk olarak 1978-1981 yılları arasında yapılan orman kadastrosu sırasında dava konusu 631 parsel sayılı taşınmazın orman sınırları içerisinde bırakıldığını, aynı yerde 1999 yılında kesinleşen 2/B uygulamasına tabi tutulmayarak orman niteliğini koruduğunu buna rağmen taşınmazın davalılar adına tapuya kaydedildiğini belirterek davalılardan ... adına olan tapunun iptalini, davalı ... lehine konulan ipotek şerhinin terkinini, TEDAŞ lehine olan kamulaştırma şerhinin terkinini talep etmiş, birleşen dosya ile ise; dava konusu 631 parsel sayılı taşınmazın başka parsellerle birleşip 32 parçaya ifraz olduğunu, dava konusu ettikleri yerin 148 ada 1 parsel ile yol ve yeşil alan olarak ayrılan kısım içerisinde kaldığını ileri sürerek tapunun iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescilini, davalıların haksız el atmalarının önlenmesini istemiştir....
tan satın aldığını ve bedelini de ödediğini, satın aldığı tarih itibariyle tapu kaydında davacı banka lehine herhangi bir ipotek şerhinin bulunmadığını, yolsuz terkin işlemiyle ilgisinin bulunmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... yanında feri müdahiller ... ve ..., davacı banka tarafından gönderilen ipotek terkini yazısını yanlış anlamaları sonucu her üç daire üzerindeki ipotek şerhini sehven terkin ettiklerini ancak söz konusu terkin işleminden sonra ipotek şerhinin korunması gereken 2 ve 5 nolu dairelerin davalı ... tarafından akrabası ve yakın ilişki içinde oldukları ... ve ...'e satıldığını, bu satış işlemlerinin tarafların birbirlerini tanıyor ve akraba olmaları nedeniyle danışıklı(muvazaalı) ve hileli olarak yapıldığını, dilekçeleri ekinde sundukları nüfus kayıtları ve diğer delillere göre taraflar arasında yapılan işlemin danışıklı olduğundan dolayı kendilerinin sorumlu tutulamayacaklarını beyan etmişlerdir....