İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır.İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) Türk Medeni Kanunu’nun 856. maddesi uyarınca tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Ancak bunun için, ana para ipoteğinde sözleşmedeki miktar ödenmiş olmalı veya ödenmemişse mahkemeye depo edilmelidir. Somut olaya gelince; 19.02.1998 tarihli Encümen Kararı ile davalı yararına 1.000.000 TL. için 4 yıl süreli kanuni ipotek konulduğu görülmektedir. İpoteğin çerçevesini resmi senet çizeceğinden, resmi senette kararlaştırılan vadeden sonra ipotek bedelinin artırılabileceği yazılmadığından ipotek alacaklısı sözleşme hilafına bu bedelin artırılmasını isteyemez....
Dosyada mevcut Kendi Konutu İpotekli Bireysel Finansman Sözleşmesinin 17.7 maddesine göre, borçlu ve kefiller mevzuat gereği mevzuat tarafından belirlenecek KKDF, BSMV, rehin, haciz, ipotek konulması ve kaldırılması ile ilgili olarak yapılan, gereken her türlü vergi, resim, harç ve masrafları peşinen ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, keza ipotek fekkine ait fek harcı ile fek yazısı ekinde yer alacak banka imza sirküleri noter tasdik harcı borçluya ait olduğu hususunun yazılı bulunduğu, davacı tarafından ipotek fek harcının yatırıldığına ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı ve davalı banka tarafından ipotek fek harcının müşteri memnuniyeti çerçevesinde ilgili birimlerinden onay alınarak yatırıldığı ve 27/07/2018 tarihli Hatay Tapu Müdürlüğü'ne ipoteğin kaldırılması için yazı yazıldığının bildirildiği ve hali hazırda taşınmaz üzerinde davalı bankaya ilişkin ipotek bulunmadığı anlaşılmış olup, tespit edilen olgulara göre verilen kararda yasaya aykırı bir yön bulunmamatadır....
İncelenen tüm dosya kapsamına göre ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin eldeki davada husumetin ipotek lehdarına yöneltilmesi gerektiği ancak dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler nazara alındığında ipotek lehdarının kim olduğunun tespit edilemediği, her ne kadar yargılama sırasında Denizli ili Merkezefendi ilçesi Sırakapılar Mah. 4101 ada 8 parselde kayıtlı taşınmaz üzerindeki SN:44607537 Nolu Davalı lehine tesis edilen 22.000.000 E.TL ipotek alacaklısının kimlik bilgilerine ulaşılamadığından ve araştırmalara rağmen bulunamadığından taşınmaz üzerindeki ipotek alacaklısının 3561 Sayılı yasa gereğince hak ve menfaatleri ve Hazine çıkarlarını korumak üzere Denizli İl Defterdarlığının yönetim kayyımı olarak atanmasına karar verilmiş ise de, Yargıtay 14....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.9.2004 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.7.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava imar uygulaması sırasında 2981 sayılı İmar Affı Yasasının 10/c maddesi uyarınca konulmuş bulunan ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Dosyaya getirtilen 38806 ada 17 parsel numaralı taşınmaz tapu kaydına göre sicilin 2981 sayılı yasa uygulaması ile oluştuğu anlaşılmaktadır. Tescil ile birlikte 25.3.1988 tarihinde taşınmaz yükümü olarak ... ... yararına da 184.000 TL bedelli ipotek tesis edilmiştir....
, dava konusu taşınmaz üzerindeki ipotek ve şerhin.....borcuna ilişkin olduğu,.......adına yapılan tescil işlemi geçmişe etkili olarak feshedildiğinden, davacının taşınmazı satın aldığı......ait olan taşınmazın......tarafından ipotek edilmesi de mümkün olmayacağından, .....ait mülkiyet hakkı başından itibaren geçersiz olacağından bu kişinin borcu nedeniyle yapılan ipotek işlemi ve İ.İ.K. madde 150/c şerhinin de geçersiz hale geldiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile, .......bağımsız bölümün tapu kaydında mevcut 14/07/1997 tarih ve 8070 yevmiye, 13/02/1998 tarih 948 yevmiye ile konulan ipotek ve 150/C şerhleri ile bu ipotek nedeni ile konulmuş haciz şerhlerinin terkinine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava ipoteğin ve ipotek dışındaki şerhlerin kaldırılması istemine ilişkindir....
Blok Kat ... bağımsız bölüm numarası ... olan taşınmaz üzerine davalı müvekkil şirket lehine konulan 22/09/2020 tarihli ipoteğin kaldırılması yönünde usul ve yasaya aykırı hüküm tesis edildiğini, işbu nedenle usul ve yasaya aykırı karara karşı yüksek mahkemeniz nezdinde kararın ortadan kaldırılması ve davanın reddi talepli olarak tarafımızca istinaf kanun yoluna başvurulması zorunluluğu hasıl olduğunu, sözleşme gereği alınan teminatların iade şartları oluşmadığından yerel mahkemece ipoteğin fekkine ilişkin verilen karar hatalı olup, yüksek mahkemece ilgili kararın kaldırılması gerektiğini, dava dilekçesinde belirtilmiş olduğu üzere davacı yan tarafından üstlenilmiş iş çerçevesinde davacı yanca müvekkil şirkete yapılan işlerin teminatı, işlerin teslimi aşamasından sonra ise garanti yükümlülüğü kapsamında teminat alındığını, yerel mahkemece davacı lehine fekkine karar verilen ipotek, dunker projesine ilişkin verilmiş olup ve ilgili proje kapsamında davacının henüz garanti yükümlülüğü devam...
Dava konusu ipotek üst sınır ipoteğidir. Ancak davada önemli olan husus, davalının İstanbul 10. İcra Müdürlüğü dosyasında davalı alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçmiş olmasıdır. 130.00,00 TL'lik ipotek borcunun 100.000,00 TL'sinin ödendiği konusunda ihtilaf yoktur. Bu durum taraflar arasında düzenlendiği sabit olan 29.12.2015 tarihli protokolde bakiye 30.000,00 TL ödendiğinde ipoteğin kaldırılacağı belirlenmiştir....
Yapılan incelemede; ipotek 01.08.2012 tarihinde tesis edilmiş, dava 24.04.2015 tarihinde açılmıştır. İpotek tesis edilen taşınmaz ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sonucu alacağına mahsuben davalı bankaya 11.11.2015 tarihinde cebri icra ile satılmış, ihalenin feshi davasının reddi üzerine eldeki davanın yargılaması devam ederken 13.10.2016 tarihinde kesinleşmiştir. Davanın ipoteğin kaldırılması davası olması ve dava konusu ipoteğin de paraya çevrilmiş olması nedeniyle dava konusuz hale gelmiştir. O halde; ilk derece mahkemesince konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davacı yararına yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesi yerinde olduğundan, davalı bankanın istinaf başvurusunun reddine karar verildiği gibi davacı tarafında istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 1020 ] "İçtihat Metni" Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.12.2007 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.01.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipotek şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır.İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) Türk Medeni Kanunu'nun 856. maddesi uyarınca tapu siciline tescil edilmesi gerekir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/02/2019 NUMARASI : 2017/2 ESAS -2019/27 KARAR DAVA KONUSU : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) KARAR : Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı konusuz kalan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükme karşı taraf veillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....