Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile ipotek kaydının taşınmazda yer alan iki katlı binanın 1.katındaki bağımsız bölüm üzerinden kaldırılmasına, söz konusu dairenin aile konutu olduğunun tespiti ile tapuya şerh edilmesine, ipoteğin 2.kat ve arsası üzerinde devamına karar verilmiştir....
DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı banka tarafından, ipoteğin kaldırılması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından açılan ipoteğin kaldırılması davasının reddine karar verilmiş, Dairemizin 25.5.2017 tarihli ilamı ile dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu ve ipotek tesis edilirken davacı eşten açık rıza alınmadığı için davanın kabul edilmesi gerektiğine dair hükmün bozulmasına karar verilmiş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur. Bozmaya uyulmakla bozmaya uygun karar vermek gereklidir....
Kanunun emredici düzenlemesi karşısında, aile konutu üzerinde hakları sınırlayacak nitelikteki işlemlerde, malik olmayan eşin bu işleme rızası olmadığını ileri sürmesi durumunda, açık rızasını varlığını ispat yükü de uyuşmazlık konusu işlemi yapan taraflara aittir. Somut olayda aile konutu taşınmaz üzerinde tesis edilen ipoteğin, tarafların ortak çocuklarının sahibi olduğu şirketin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcunun teminatı olarak konulduğu ve davacı eşin 24.07.2012 tarihli genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı sabit olmakla birlikte, dava konusu ipotek işleminin 26.11.2012 tarihinde yapıldığı, müteselsil kefil sıfatıyla kredi sözleşmesini imzalayan davacı eşin, bu kefaletinin, kefalet tarihinden 4 ay sonra aile konutu üzerine konulan ipotek işlemine muvafakat ettiğini anlamına gelmeyeceği izahtan varestedir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı; rızası dışında aile konutu üzerine ipotek konulduğunu, bu durumun Türk Medeni Kanunu'nun TMK 194. maddesine aykırı olduğunu iddia ederek ipoteğin kaldırılmasını istemiştir. Davalı banka vekili; davacının muvafakatinin alındığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme; davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar vermiştir....
Her ne kadar ipotek doğrudan doğruya aile konutundan faydalanma ve oturma hakkını engellemiyorsa da, hak sahibi eşin kötü niyetli ve muvazaalı işlemleri ile aile konutunun elden çıkarılma tehlikesi nedeniyle ipotek işlemine diğer eşin "açık rızası" şarttır. Somut olayda, davacı eş dava konusu 9356 ada 6 parsel sayılı 4 nolu taşınmazın aile konutu olduğunu ve taşınmaz üzerine davalılardan banka tarafından konulan 30.12.2005 tarihli ipotek işlemine açık rızasının bulunmadığını iddia ederek ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş davalılardan banka ise dava konusu taşınmazın ipotek işlemi tarihinde aile konutu olmadığını savunmuştur. Mahkemece dava konusu taşınmazın ipotek işlemi tarihinde aile konutu olup olmadığı yönünden her hangi bir araştırma yapılmaksızın hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kooperatif vekili tarafından davanın kabulü, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını ve taşınmaz kaydına aile konutu şerhi konulmasını talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir....
Tapu Müdürlüğü vekili; dava konusu taşınmazın malikinin davacı ... olduğunu, davacı ile diğer davalı şirket arasında taşınmazını 22/04/2016 tarih ve ... yevmiye ile davalı şirket lehine ipotek ettirdiğini, davacı vekilinin davalı şirkete olan borcun ödendiğini, ancak müvekkilinin o dönemdeki hukuki bilgisizliğinden ve taşınmaz üzerinde ipotek bulunmasının fiili olarak kendisine bir zararının bulunmadığı düşüncesinden dolayı davalı şirketten ve müvekkili Tapu Müdürlüğünden taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması yönünde bir talepte bulunmadığının belirtildiğini, tapu kayıtlarının incelenmesi sonucu ipotek borçlusu davacının ipotek konusu borcu ödemiş olmasına ve davalı şirkete herhangi bir borcu bulunmuyor olmasına rağmen ipoteğin kaldırılması yönündeki talebi yerine getirilmediğinden ipotek şerhinin kaldırılmadığını iddia ettiğini, müvekkili Tapu Müdürlüklerinin, Tapu Sicil Tüzüğüne göre ipotek borçlusunun, ipotek alacaklısına olan ipotek borcunu ödeyip ödemediğini kontrol etme gibi bir...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.03.2009 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.09.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalıya olan 22.000,00. TL borcu sebebiyle 180 ada 1 parsel numaralı taşınmazda payı üzerine konulan ipotek şerhinin bedelin ödenmesi koşuluyla kaldırılması isteğinde bulunmuştur. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesine dayalı ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir. Davacı kadın vekiline 21.04.2016 tarihli celsede, aile konutu üzerinde hak sahibi olan ipotek akdinin diğer tarafını oluşturan eşini davaya dahil etmesi için iki hafta kesin süre verilmiş, ancak eşin davaya dahil edilmesi için gerekli tebligat giderleri gösterilmemiş ve süreye uyulmamasının sonuçları hatırlatılmamıştır. Bu haliyle verilen süre, kanunda kesin süreye bağlanan sonuçları doğurucu nitelikte değildir....
`nin kullanmış olduğu kredi için ipotek tesis ettirdiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, davalı bankanın taşınmazın aile konutu olduğunu bilecek durumda olduğunu belirterek taşınmaz üzerine davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına, taşınmaz kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı banka vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacının ipotek işlemi için muvafakatnamesinin alındığını, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine, davacı aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. III....