ipoteğin geçersiz olmasına sebebiyet verdiğini belirterek aile konutu olarak kullanılan ve aile konut şerhi tapu kaydına işletilen taşınmazın tapu kaydındaki 300.000- TL bedelli ipotoğin ve icra müdürlüğünce konulan ipoteğin paraya çevrilme şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz üzerine ipotek tesis ettirildiğini, cari hesaba dayalı borcun ödenmemesi üçerine borçlular İdris Dikmen ve T3'a muacceliyet ihtarı gönderildiğini, ihtarnamenin T3'ın eşi davacıya 19/12/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, dava konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanılmadığını, ipotek tarihinde taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığını, davacının kötü niyetli olup aile konutunun ipotek verildiği en başından beri bildiğini, yaklaşık bir yıldır herhangi bir işlem yapmadığını, açılan takibi sürüncemede bırakmak adına kötü niyetli olarak davayı açtığını, aile konutu ile ilgili düzenlemelerin tapuya itimat prensibi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 18.01.2017 KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık, aile konutu olan taşınmaza ait tapu kaydı üzerine davacı eşin rızası alınmadan konulmuş bulunan ipotek şerhinin kaldırılması isteğine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 19.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava konusu uyuşmazlık aile konutu olarak özgülenmiş olan taşınmaz üzerinde TMK.nun 194.maddesine aykırı olarak davalı lehine tesis edilmiş olan ipotek işleminin geçersizliğine ve ipoteğin terkini istemine ilişkin olduğuna göre davanın Aile Mahkemesinin görevine girdiği düşünülmeden işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.6.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.06.2006 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.07.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydındaki ipotek şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. Davalı, taraflar arasında gayrimenkul satımı dışında karz ilişkisi bulunduğunu, açılan davanın reddine savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. İpotek; kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.02.2010 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.02.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen pay sebebiyle 32046 ada 31 sayılı parselin tapu kaydı üzerindeki ipoteğin terkini istemine ilişkindir. Davalı, terkini istenen ipoteğin idari yargı yerinde kaldırılması ve ipotek bedelinin depo ettirilmesi gerektiğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ipoteğin 13.12.1986 tarihinde tesis edildiğinden ve on yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle ipotek şerhinin kaldırılmasına karar verilmiştir....
Davacı, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu, davalı eş tarafından kendisinin haberi ve izni olmadan üzerinde ipotek tesis edildiğini ileri sürerek, ipoteğin kaldırılmasını ve aile konutu şerhi konulmasını talep etmiş (TMK m. 194), mahkemece davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına ve taşınmaza aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir. Dava konusu taşınmazın tapuda "betonarme iki katlı ev, besihane ve bahçesi" vasfıyla ve davalı eş adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Dava aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına yönelik olduğuna göre, öncelikle aile konutu olarak kullanılan bölümün belirlenmesi gerekir....
İpotek konulan taşınmazın aile konutu olup olmadığı yönünden yapılan değerlendirmede; Dava konusu taşınmaz üzerinde, ipotek tesis edilen 04/12/2018 tarihinde aile konutu şerhinin bulunmadığı, bu şerhin 26/09/2019 tarihinde konulduğu, davacı T1 ile feri müdahil Cömert Gürel'in 21/03/2004 tarihinden beri resmi nikahlı karı koca oldukları, çıkartılan Takbis kaydına göre davacının Konya'da tek bir meskeninin bulunduğu, bunun da ipotek konulan taşınmaz olduğu belirlenmiştir. Davalı bankaya 17/06/2020 tarihli duruşmada verilen 5 nolu ara kararı ile tanınan süreye rağmen davalı bankanın ipotek konulan taşınmazın aile konutu olmadığını ispat edemediği, ipoteğin tesis tarihi itibariyle bu şerh bulunmasa dahi davalı bankanın basiretli bir tacir olarak bu hususu araştırması ve bilmesi gerektiği, dolayısıyla ipotek tesis tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın aile konutu kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....
Davalı Halkbank vekili cevap dilekçesi ile; davaya konu edilen olayın, müvekkili bankanın, dava dışı şirkete kullandırmış olduğu bir krediden kaynaklandığını, müvekkili banka açısından acılan davada mahkemenin görevsiz olduğunu, davanın ticaret mahkemesinde açılması gerektiğini, davacı ile müvekkili banka arasında herhangi bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığını, tesis edilen ipoteğin T.Halk Bankası A.Ş. tüzel kişiliğine hitaben tesis edildiğini, davacı tarafın taleplerinin zamanaşımına uğradığını, taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhinin bulunmaması nedeniyle ipoteğin kaldırılması talebi ve dava dilekçesindeki diğer tüm iddiaların hukuka aykırı olduğunu, taşınmazın tapu kütüğüne aile konutu şerhi işlenmesi gerektiğini, şerhin etkisinin kurucu nitelikte olduğunu, müvekkili banka lehine ipotek tesis edilirken, tapu kaydında aile konutu şerhinin bulunmadığını, bankanın tapu siciline güvenerek ipotek tesis ettiğini, bankanın iyi niyetinin korunması gerektiğini, somut olayda ipotekli taşınmaz...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesince; ipoteğe konu taşınmazın aile konutu olduğu, ipotek tesis sözleşmesinde de davalı ipoteğe konu taşınmazın adresini vermiş ve ipotek tesis tarihinde de ikametgah adresinin aynı adres olduğu, ipotek tesis edilirken davalı banka ipotek tesisi için ekspertiz incelemesi dahi yapmadığı, ipotek tesis eden kişinin adresi ile ipotek tesis edilen taşınmazın aynı olmasını dahi dikkate almadan basiretli bir tacir gibi davranma zorunluluğu olmasına ayrıca bankacılık yasasına göre de yapması gerekli olan incelemeleri yapmadan ipotek tesis edenin nüfus kaydında evli olduğu görülmesine rağmen eşin açık muvafakati aranmadığı bu nedenle ipotek tesisinin şekil şartları da oluşmadığı, davalı banka kendi kusurlu davranışına dayanarak hak elde etme yoluna giderek icra takibi başlatmış olup davacı bu aşamada durumdan haberdar olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine ve ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir....
TEMYİZ EDENLER: Davacı vekili ve davalı ... vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek temyiz dilekçesinin süresinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması istemine ilişkindir. Davacı vekili müvekkilinin rızası dışında aile konutu üzerine ipotek konulduğunu, bu durumun Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 194. maddesine aykırı olduğunu iddia ederek ipoteğin kaldırılmasını istemiştir. Davalı şirket vekili ipoteğin tesis edildiği tarihte tapuda taşınmazın aile konutu olduğuna dair herhangi bir şerh bulunmadığını, bankanın 4721 sayılı TMK’nın 1023. maddesi gereğince iyi niyetli üçüncü kişi olarak ayni hak kazandığını ve iyi niyetli kazanımının korunması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı ... taşınmazın aile konutu olduğunu, eşinin ipotekten haberi olmadığını beyan etmiştir....