Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelipte kanunen makul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde borçlu borcunu icra dairesine tamamiyle yatırırsa icra mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir....” düzenlemesi yer almaktadır. Şikayete konu ipotekli taşınmazın paydaşlarının vekili, yukarıdaki madde hükmü çerçevesinde ipoteğin terkin işlemleri için icra müdürlüğüne başvurmuş, takip eden işlemler neticesinde icra müdürlüğünce ipotek kaydının terkini için dosya icra mahkemesine gönderilmiş, icra mahkemesince, İİK'nun 153. maddesindeki yasal koşulların oluşması nedeniyle ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. İpotek alacaklısı, ipoteğin fekki talebi üzerine, kanunen makbul bir sebep beyan ederek borçlunun yatırdığı parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina edebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipotek terkini davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, dava dışı ...nın dava dışı banka ile akdetmiş olduğu kredi sözleşmesini müvekkili ile dava dışı ..., ... ve ...'nın müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, ayrıca müvekkili adına kayıtlı taşınmazlar üzerine ipotek tesis edildiğini, ancak sözleşmeden kaynaklanan borcun ödenmemesi nedeniyle icra takipleri başlatıldığını, daha sonra banka alacağını dava dışı kefillerden ...'...
404/801 payının değerinin ise 1.280.576,00 TL x (404/801) = 645.883,53 TL = 645.880,00 TL olarak hesaplandığı; sonuç olarak dava konusu taşınmazın dava tarihi olan 30.12.2019 tarihi itibari ile değerinin 645.880,00 TL olarak takdir ve tespit edildiğinin ifade edildiği; yerleşik Yargıtay uygulaması doğrultusunda keşif sırasında belirlenen taşınmaz değeri ile terkini talep edilen takyidatların toplam değerinden az olanı üzerinden harç alınması gerektiği anlaşılarak tapu iptal ve tescil talepli asıl dava yönünden eksik 9.322,26 TL ve haciz şerhlerinin terkini talepli birleşen dava yönünden hacizli alacakların toplamı ile dava konusu taşınmaz değerinden hangisinin değeri az ise bu değer üzerinden nispi harç alınması gerektiği anlaşılmakla eksik 10.859,24 TL nispi karar ve ilam hacının tamamlatıldığı; Somut olayda eldeki asıl davanın tapu iptali ve tescil ile ipoteğin kaldırılması ve birleşen davanın ise haciz ve takyidatların kaldırılması istemine ilişkin olmasına; davacı arsa sahibi ile asıl...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payının takdir edilen karşılığının artırılması ve ipotek şerhinin terkini istemine ilişkin olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 5.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 20.12.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının dava dışı şirketten alacaklı olduğunu, davacı tarafın taşınmaz üzerinde bulunan 100'den fazla haciz için farklı farklı davalar açarak haksız yargılama gideri ve vekalet ücreti tahsilatı yapmayı amaçladığını, usul ekonomisi ve yargılamanın sağlıklı devam edebilmesi için öncelikle işbu davaların ilk açılan dosyada birleştirilmesi gerektiğini, taşınmaz üzerindeki hacizlerin İcra İflas Kanunu'nun 106 ve 110 uncu maddelerine göre herhangi bir geçerliliği bulunmadığını, hacizlerin konulduğu tarihler dikkate alındığında tüm dosyalardan konulan hacizler için satış isteme süreleri geçmiş olduğundan hacizlerin herhangi bir geçerliliği ve davacının taşınmazına bir etkisi bulunmadığını, icra müdürlüğüne hitaben yazılacak bir dilekçe ile kaydı terkin edilebilecek bir haciz için işbu davanın açılması ve görülmesi gerekmediğini, davanın açılmasında herhangi bir kusurları bulunmadığını savunarak davanın reddini savunmuştur. III....
Medeni Usul Hukukunda olduğu gibi, icra hukukunda da harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 28/b maddesine göre, tahsil harcı, alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilir. İcra ve İflas Kanunu'nun 15. maddesi ise, kanunda tersine hüküm bulunmadıkça, bütün harç ve masrafların borçluya ait olduğunu, bunların neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın borçludan tahsil olunacağını öngörmektedir. Şikayetçi taraf alacaklı banka ile anlaştıklarını ve haricen borcun ödendiğini beyan etmiş ve buna istinaden de harçsız olarak tapuya konulan şerhlerin kaldırılmasını talep etmiştir. Haricen tahsil edilen borca ilişkin konulan hacizlerin harçsız olarak kaldırılması mümkün olmadığı ' şeklindeki gerekçe ile "Şikayetin Reddine" karar verilmiştir....
Kaldı ki, hacizlerin işlendiği tarihten önce tapu iptal ve tescil davası kesinleşmiş durumdadır. Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesi tarafından, davacının dava açmakta haklı olduğu değerlendirilerek haciz şerhlerinin terkini ile yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulmasına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf itirazlarının 6100 sayılı HMK'nin 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/106 E. sayılı dosyasından verilen kararla, davacı tarafın borçlu olmadığının tespitine ve ipotek terkini hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, karara karşı Müvekkili Banka tarafından İstinaf başvurusu yapıldığını ve dosyanın halen İstinafta olduğunu, dava dışı ... Ltd. Şti. nin Müvekkil Banka ile olan kredi ilişkisinin koşulları ve safahatının müvekkil banka kayıtları ile sabit olduğunu, kredi borçlusu tarafından yerine getirilmeyen kredi şartları nedeni ile ipoteğin terkin edilmemesi Müvekkili Bankanın en doğal ve yasal hakkı olduğunu, ortada Bankacılık İşlemleri, Bankacılık Teamülleri ve mevzuatı açısından hiçbir haksız ve hukuka aykırı durumun bulunmadığını, kaldı ki; dava dışı ... Ltd. Şti....
Şti ile kredi sözleşmesi akdedildiğini, davalı ...’in anılan şirketin yetkilisi ve kredi sözleşmesinin kefili olduğundan kullanılan kredilerin teminatı olarak taşınmazı ipotek verdiğini, tapu kayıtlarına güvenerek taşınmaza ipotek konduğunu, iyi niyetli olduklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. İhbar olunan Isparta 6.Noteri ... ve İhbar olunan fer’i müdahil ...; kendilerinin kusuru ve sorumluluklarının olmadığını, nüfuz cüzdanının sahte olduğunun anlaşılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. İhbar olunan ..., anılan vekaletnameyi ... isimli emlakçının düzenlettirdiğini, yapılan işlemlerden haberi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İhbar olunan ..., taşınmazı ... isimli şahıstan satın aldığını ve ...’a sattığını, satıştan sonra vekaletnamenin sahte olduğunu öğrendiğini ve ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunduğunu belirtmiştir....
Şti ile kredi sözleşmesi akdedildiğini, davalı ...’in anılan şirketin yetkilisi ve kredi sözleşmesinin kefili olduğundan kullanılan kredilerin teminatı olarak taşınmazı ipotek verdiğini, tapu kayıtlarına güvenerek taşınmaza ipotek konduğunu, iyi niyetli olduklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. İhbar olunan... 6.Noteri ... ve İhbar olunan fer’i müdahil ...; kendilerinin kusuru ve sorumluluklarının olmadığını, nüfuz cüzdanının sahte olduğunun anlaşılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. İhbar olunan ..., anılan vekaletnameyi ... isimli emlakçının düzenlettirdiğini, yapılan işlemlerden haberi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İhbar olunan ..., taşınmaz...isimli şahıstan satın aldığını ve ...’a sattığını, satıştan sonra vekaletnamenin sahte olduğunu öğrendiğini ve ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunduğunu belirtmiştir....