Mahkemece davanın kabulüne, 4904 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 2 No'lu bağımsız bölümün davalı ... adına olan kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline, taşınmaz üzerinde bulunan ipotek ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmün davalı ..., dahili davalılar ...,...vekilleri temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesince 2016/5596 Esas, 2019/877 Karar sayılı bozma ilamı ile "... tapu iptal ve tescil talebinin davalı ... tarafından kabulü nedeniyle kabulüne, taşınmazda bulunan ipotek ve haciz şerhlerinin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yukarıda yer verilen yanlış gerekçeye dayanarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş..." şeklindeki gerekçeyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, tapu iptali ve tescil talebinin kabulü ile; ...,......
Şubesi tarafından ... namına açılmış ve açılacak bilcümle borçlu hesaplardan, ..., doğmuş ve doğacak diğer diğer bütün borçlardan ve sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, kanun gibi diğer her türlü sebeplerden bankanın merkez ve şubelerine karşı doğmuş ve doğacak tüm borçlarının 180.000 Türk Lirasına kadar olan alacakları ... ipotek etmeyi kabul ediyoruz” şeklindeki kayıtlar nedeniyle, söz konusu ipoteğin, borçlunun kullandığı/kullanacağı her türlü kredinin teminatı olarak tesis edildiği ve dolayısıyla zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmaktadır. Resmi senette yer alan söz konusu kayıtlar karşısında, lehine ipotek tesis edilen T.C. ...Bankası A.Ş.'nin 30/03/2017 tarihli cevabi yazısında, ipotek sözleşmesi ekinde konut finasmanı kredi sözleşmesini göndermesinin sonuca etkisi bulunmamaktadır....
Dava, taşınmaz üzerindeki ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması, bunun mümkün olmadığı takdirde rayiç değerinin tespiti ve tahsili talebine ilişkin olup, davacının öncelikli talebi ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması talebine ilişkin olduğundan, Hakimler ve Savcılar Kurulunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri İş Bölümü ile ilgili 01.09.2020 tarihinden itibaren geçerli İş Bölümü Kararı uyarınca, 18.Hukuk Dairesinin görevine giren dava ve uyuşmazlıkların 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile 6098 s.TBK'nın 2.Kısmında düzenlenen ve diğer dairelerin görev alanında kalmayan dava ve işlere bakmakla görevli olması nedeniyle, dava konusu uyuşmazlıkta HSK'nın İş Bölümü Kararı hükümleri uyarınca, istinaf inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesine aittir....
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, tapudan ipotek akit tablosunun okunaklı ve onaylı bir örneği getirtilerek, ayrıca ipoteğin mahiyeti ve konulma nedeni ilgili banka şubesinden sorulmak suretiyle araştırılarak, zorunlu ipotek olup olmadığı; zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun tamamen ödenip ödenmediği tespit edildikten sonra ipoteğin meskeniyet şikayetine engel olmadığı kanaatine varılması halinde meskeniyet şikayeti değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar vermektir. Öte yandan, kabule göre de alacaklının alınan bilirkişi raporuna dair itirazları hakkında inceleme yapılmadan sonuca gidilmesi ve yine sadece şikayete konu 10.02.2015 tarihli haciz hakkında karar verilmesi gerekirken önceki haczi de içerecek şekilde ayrı ayrı hacizlerinin kaldırılması da doğru görülmemiştir. O halde mahkemece, yukarıda yazılı ilkeler uyarınca inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
e tescil tarihi olan 29.08.2012 tarihinde devredilmesi gerekirken kararın kesinleştiği tarihte tescil işlemi yapıldığını, haksız tescil nedeni ile hacizlerin haksız ve hukuka aykırı duruma düştüğünü, müvekkilinin icra takipleri açısından 3. kişi niteliğinde olup icraya konu olan borçlarla bir ilgisinin bulunmadığını, müvekkilinin kendi kusuru ile hacizlerin konulmasına sebebiyet vermediğini ileri sürerek alacaklarının davalı aleyhine baki kalmak üzere hacizlerin kayıtsız ve şartsız fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bir kısım davalılar vekilleri, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Nin 20/06/2019 tarihli haciz kaldırma yazısı ile söz konusu taşınmazlar için herhangi bir alacak kalmadığını sadece bu taşınmazlar üzerinde yer alan şerh ve hacizlerin kaldırılmasıyla diğer taşınmazlar üzerinde yer alan hacizlerin durması yönünde talepte bulunduğunu, ancak icra müdürlüğünün bu talebi dikkate almadığını, alacaklı tarafa ödenen 440.000,00 TL tutar üzerinden yatırılan harcın alınarak taşınmazlar üzerinde yer alan 150/C şerhinin ve hacizlerin kaldırılması için açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi yönünde hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığını beyan ederek, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir....
nin, takibe konu taşınmazda ipotek hakkının bulunduğunu, taşınmaz üzerindeki menkullerin ipotek kapsamında kaldığını, alacaklının alacağına mahsuben satışa iştirak edemeyeceğini ileri sürerek icra müdürlüğüne başvurduğu, icra müdürlüğünce esas dosyaya yapılması gerektiği gerekçesi ile istemin reddedildiği, üçüncü kişinin, icra müdürlüğünün ret kararını şikayet konusu yaptığı, talimat icra mahkemesince şikayet edenin başvurusu hacizlerin kaldırılması olarak değerlendirilip, işin esası incelenerek talebin reddine karar verildiği görülmektedir. Üçüncü kişi ...'nin icra mahkemesine başvurusu, taşınmaz üzerinde bankanın rehninin bulunması ve rehnin haciz tarihinden önce olması nedeni ile alacaklının alacağına mahsuben satışa iştirak ettirilmemesine ilişkindir. Başvuru bu haliyle işin esasına ilişkin olup, asıl icra mahkemesine yapılması gerekir. Dolayısıyla talimat mahkemesine yapılan başvuru sonuç doğurmaz....
İcra Müdürlüğü'nün 22/11/2017 tarih 17475 yevmiye nolu ve İstanbul 34. İcra Müdürlüğü'nün 09/10/2017 tarih 33206 yevmiye nolu hacizler ile muhatap Denizbank A.Ş. lehine ve muhatap T7 aleyhine 20.000.000,00- TL bedelli 15/08/2014 tarih 11286 yevmiye nolu ipoteğin devam ettiği tespit olunduğunu, durumla alakalı olarak davalılara Bakırköy 16. Noterliği 10/08/2018 tarih 12725 yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmede yazılı taşınmaz bedeli defaten ödendiği, bedelsiz kalmış ipotek ile icrai hacizlerin fekkinin, ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 iş günü içerisinde hacizlerin ve ipoteğin fekkinin sağlanmaması veya sebepsiz sürüncemede bırakılması halinde meydana gelebilecek zararların tazmini ve sair yasal yollara başvurulacağı hususu davalılara ihtaren bildirildiğini, davalılardan Denizbank A.Ş., Beyoğlu 48....
Meskeniyet şikayetinde; ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin haciz tarihi itibariyle bankaya kredi borcunun devam ettiği durumlarda, borçlunun konulan haciz dolayısıyla meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yoktur. Zaten ipotek olarak gösterilen taşınmazın, her türlü borç için haczedilme ve paraya çevrilme konusunda riske atma iradesini borçlu göstermiş sayılır. Bu durumda, ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin bankaya kredi borcu olduğu anlaşıldığına göre, mahkemece, meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi ve istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir....