Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-TL toplam borcun ödenmesi için Beşiktaş 17.Noterliğine ait 10.11.2015 tarihli 118332 yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, davacının müvekkili bankanın teminatında bulunan bağımsız bölümü, bankanın ipotek hakkını bilerek satın aldığını, davalı banka alacağını tahsil edemediğini, teminatında bulunan ipotekli gayrimenkulleri paraya çevirme yoluna gitmek için teminatında bulunan lehine ipotek verilen gayrimenkulleri ipotekli olarak satın alan 3.kişilere ve borçluya yasal düzenlemeler doğrultusunda ihtarname gönderdiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ Mahkemece, "İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir....

Teminatla ilgili hükümlere ve ipotek tescil istem yazılarına göre 200.000,00- TL üzerinden ipotek tesis edildiği, davalı borçluların imzasının bulunduğu, Kulu Tapu Sicil Müdürlüğü'ne hitaben yazılı bulunan ipotek tesis ve tescil istemli yazı üzerine taşınmazın 11/10/2012 tarih, 4461 yevmiye no ile ipoteğin işlendiği, 09/01/2020 tarihi itibari ile Ziraat Bankası AŞ. tarafından ipotekli alacağın 63.655,00- TL ivaz karşılığında Hızır Yılmaz'a devir ve temlik ettiği anlaşılmaktadır....

Somut olayda, tescili istenen ipotek akit tablolarının resmi şekilde gösterilmiş gibi düzenlendiği, başka işlemlerin yevmiye numaralarının verildiği, diğer bir anlatımla ipotek tesisi prosedürünün sahte belgelerle gerçekleşmiş gibi gösterildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı gibi akit tablosu resmi şekilde düzenlenip yevmiye numarası almasına rağmen hatalı olarak ipoteğin tapuya tescil edilmemesi durumunda ipotek hak sahibi olan tescilin sağlanması ve tapu sicilinin düzeltilmesini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 1025. maddesi bu hakkı tanımıştır. Davacı da ipotek akit tablolarının resmi şekilde düzenlendiği inancıyla eldeki davayı açmıştır. Kısaca söylemek gerekirse davacının dava açma hakkı bulunmaktadır. Ancak, davacının tescilini istediği ipotek hakkı doğmadığından davanın reddi bu nedenlerle doğru olduğundan temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/295 Esas sayılı dosyası ile dava konusu 4442 ada 20 parsel sayılı taşınmazın müvekkili adına tescil edildiğini, ipotek akit tablosu incelendiğinde müvekkili ile davalı arasında herhangi bir alacak/borç ilişkisinin bulunmadığının görüleceğini, tacir bankanın tesis ettiği ipotek ve dayanağı borç ilişkisinin dava dışı .... ve sahibi olduğu ...Ltd. Şti. firmasına ait olduğunu, taşınmazın bu ipotek tesisinden önce mahkeme kararı ile müvekkili adına tescil edildiğini, mahkeme kararı ile müvekkili adına tescil edilen taşınmaz üzerinde işlevsiz hale gelen ipotek hakkının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II....

      Bu madde ipotek alacaklısının takip yapmadığı hal içindir. Takip yapıldığında borç ve fer'ilerinin tamamen ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılması takibin doğal sonucudur. Bu açıklamalar ışığında somut olayın incelenmesinde şikayetçi ... maliki olduğu 1219 ada 6 parsel sayılı taşınmazı üzerinde 7.10.1958 tarih 3048 yevmiye sayılı ipotek bulunduğunu, ipotek bedelini Malatya 2. İcra Müdürlüğünün 2011/2416 sayılı dosyasına depo ettiğini, ipotek lehtarı Asef Baloş mirasçılarına da muhtıra tebliğ edildiği halde ipotek kaldırılmadığından mahkemece ipoteğin fekkine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, istem derdestlik nedeniyle reddedilmiş, hükmü şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Dosya arasına konulan ve derdestliğe konu edilen; Malatya 1....

        talepte bulunduğunu, ancak ipotek terkin edilmediğinden, müvekkilinin bankalara yaptığı kredi başvurularında olumsuz sonuçlar aldığını belirterek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve taşınmaz üzerindeki ipotek kaydının terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          olup huzurdaki davadaki taleplerin müvekkili bankanın haklarını etkilemesinin mümkün olmadığını, müvekkili bankanın kredi müşterisi diğer davalı Emay'a kullandırdığı krediler nedeni ile doğmuş ve doğacak bilcümle borçlarının teminatlarından birini teşkil etmek üzere huzurdaki davaya konu taşınmaz müvekkili banka lehine ipotek tesis ve tescil edildiğini, bu ipoteklerin tesis ve tescil edildiği işlem tarihleri itibari ile taşınmaz üzerindeki hak sahibi Emay olup davacı bu taşınmazın maliki olmadığı gibi ipotek akdinin tarafı da olmadığını, yine ipotek işlemleri itibari ile müvekkili bankanın tapu kaydına göre taşınmazın maliki olan Emay ile yaptığı ipotek akitleri gereğince ve ipotek tesis edilmesinde hukuken hiçbir sakınca/engel bulunmayan taşınmazı tapu kayıtlarına/siciline dayanarak/güvenerek iyi niyetle kredi alacaklarının teminatlarından birini teşkil etmek üzere ipotek aldığını, ipoteklerin tesis edildiği tarihler itibari ile taşınmazın kaydında ipotek işlemine engel herhangi bir şerh...

          Yasanın 1021.maddesine göre de; “Kurulması kanunen tescile tabi ayni haklar, tescil edilmedikçe varlık kazanamaz.” Buna da “tapu siciline tescil ilkesi” adı verilmektedir. Sınırlı bir ayni hak olan taşınmaz rehni de Türk Medeni Kanununun 856.maddesi hükmü gereği, bazı istisnalar dışında tescille kazanılır. Böylelikle tescil edilen taşınmaz rehni alenileşmiş olur ve bundan sonra taşınmaz üzerinde hak kazanmak isteyen üçüncü kişiler rehin hakkını görerek işlem yaparlar. Ancak, taşınmaz rehninin kazanılmasına rağmen yolsuz olarak tescil edilmemesi veya tescil edilmiş rehnin yolsuz olarak terkini uygulamada sıkça görülen bir durumdur. Bu gibi hallerde, tescil edilmemiş rehnin veya yolsuz olarak terkin edilmiş taşınmaz rehninin mahkeme hükmüyle tapu kütüğüne tescil edilmesi ya da terkin edilmesi mümkündür....

            Davalı Güven Varlık Yönetim A.Ş vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle ; ilgili ipotek alacağı nedeni ile daha önce defalarca ipotek takibi yapıldığını, faiz ve diğer nedenlerden dolayı takiplerin iptal edildiğini, bu nedenle davacıların ipotek tesis işlemini daha önce öğrenmemiş olmalarının mümkün olmadığını, en son usul ve yasaya uygun olarak başlatılan takipten önce yapılan takiplerle öğrenilen ve sırf alacağı sürüncemede bırakmak amacı ile kötü niyetle açılan bu davanın reddi gerektiğini, banka tarafından ipotek tesis edildiği 10/04/2007 tarihinde taşınmaz üzerine aile konutu şerhi bulunmadığını, bu durumda kurulduğu anda geçerli bir ipotek tesisi bulunduğunu, temlik alan sıfatı ile iyi niyetli olduklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir....

            ; alacaklılarını zarara uğratmak kastiyle sanık tarafından 1425 ada 5 parsel ve 5645 parsel sayılı taşınmazların üzerlerindeki ipotek alacakları ile birlikte devredildiğinin anlaşılması karşısında; taşınmazların değeri ile ipotek borcu belirlenerek taşınmazların değerinin üzerindeki ipotek alacaklarının karşılanmasını müteakip bu dosya borcu yönünden alacaklıyı tatmin edebilecek miktarda bir paranın kalıp kalmayacağı tespit edilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden,eksik araştırma ile sanığın beraatine karar verilmesi isabetsiz olduğundan temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün isteme ayıkırı olarak BOZULMASINA, 13.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu