Somut olayda, tescili istenen ipotek akit tablolarının resmi şekilde gösterilmiş gibi düzenlendiği, başka işlemlerin yevmiye numaralarının verildiği, diğer bir anlatımla ipotek tesisi prosedürünün sahte belgelerle gerçekleşmiş gibi gösterildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı gibi akit tablosu resmi şekilde düzenlenip yevmiye numarası almasına rağmen hatalı olarak ipoteğin tapuya tescil edilmemesi durumunda ipotek hak sahibi olan tescilin sağlanması ve tapu sicilinin düzeltilmesini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 1025. maddesi bu hakkı tanımıştır. Davacı da ipotek akit tablolarının resmi şekilde düzenlendiği inancıyla eldeki davayı açmıştır. Kısaca söylemek gerekirse davacının dava açma hakkı bulunmaktadır. Ancak, davacının tescilini istediği ipotek hakkı doğmadığından davanın reddi bu nedenlerle doğru olduğundan temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/295 Esas sayılı dosyası ile dava konusu 4442 ada 20 parsel sayılı taşınmazın müvekkili adına tescil edildiğini, ipotek akit tablosu incelendiğinde müvekkili ile davalı arasında herhangi bir alacak/borç ilişkisinin bulunmadığının görüleceğini, tacir bankanın tesis ettiği ipotek ve dayanağı borç ilişkisinin dava dışı .... ve sahibi olduğu ...Ltd. Şti. firmasına ait olduğunu, taşınmazın bu ipotek tesisinden önce mahkeme kararı ile müvekkili adına tescil edildiğini, mahkeme kararı ile müvekkili adına tescil edilen taşınmaz üzerinde işlevsiz hale gelen ipotek hakkının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II....
olup huzurdaki davadaki taleplerin müvekkili bankanın haklarını etkilemesinin mümkün olmadığını, müvekkili bankanın kredi müşterisi diğer davalı Emay'a kullandırdığı krediler nedeni ile doğmuş ve doğacak bilcümle borçlarının teminatlarından birini teşkil etmek üzere huzurdaki davaya konu taşınmaz müvekkili banka lehine ipotek tesis ve tescil edildiğini, bu ipoteklerin tesis ve tescil edildiği işlem tarihleri itibari ile taşınmaz üzerindeki hak sahibi Emay olup davacı bu taşınmazın maliki olmadığı gibi ipotek akdinin tarafı da olmadığını, yine ipotek işlemleri itibari ile müvekkili bankanın tapu kaydına göre taşınmazın maliki olan Emay ile yaptığı ipotek akitleri gereğince ve ipotek tesis edilmesinde hukuken hiçbir sakınca/engel bulunmayan taşınmazı tapu kayıtlarına/siciline dayanarak/güvenerek iyi niyetle kredi alacaklarının teminatlarından birini teşkil etmek üzere ipotek aldığını, ipoteklerin tesis edildiği tarihler itibari ile taşınmazın kaydında ipotek işlemine engel herhangi bir şerh...
Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptal tescil, muhdesatın aidiyetinin tespiti ve olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. HMK’nın 297. maddesinde öngörüldüğü üzere kararın hüküm sonucu kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Esasen yerel mahkeme de davanın tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemli olarak açıldığını gerekçeli kararında belirtmiştir. Buna rağmen hüküm fıkrasında tazminat talebi hakkında hüküm kurulmadığı gibi hükmün gerekçesi incelendiğinde davacının tapu iptal ve tescil talebine ilişkin olarak gerekçe gösterilmesine karşılık tazminat isteminin neden reddedildiğine dair herhangi bir gerekçe sevk edilmemiştir. Bir başka deyişle mahkemece davacıların tazminat istemini de kapsar şekilde açık bir hüküm kurulmadığı gibi gerekçe de gösterilmemiştir....
Müdahil RCT Varlık Yönetim A.Ş vekili, davacının tazminat talebinin reddine, aksi kanaatin hasıl olması durumunda ipoteklerin talep edilen derecelere değil de tapu siciline güven ve iyi niyetin korunması ilkeleri ışında mevcut ipotek alacaklılarından sonra gelmek üzere tapuya tescillerine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu taşınmazların davacı kurum lehine usulüne uygun olarak ipotek tesis edilmiş iken bilahare davacı kurumun talimat ve bilgisi haricinde ipoteklerin fek edildiği ve davacı tarafın mevcut taşınmaz üzerine usulsüz olarak fek edilen ipoteklerin yeniden tesisi yönünde dava açmış ise de getirilen tapu kayıtlarına göre dava dışı üçüncü kişiler adına taşınmazın intikalinin yapılmış olduğu gerekçesiyle tapu kayıtları dava dışı üçüncü kişiler adına geçmiş olduğundan yeniden ipotek tesisi yönündeki davanın reddine, davacı tarafın tazminat davası açmakta muhtariyetine karar verilmiştir....
talepte bulunduğunu, ancak ipotek terkin edilmediğinden, müvekkilinin bankalara yaptığı kredi başvurularında olumsuz sonuçlar aldığını belirterek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve taşınmaz üzerindeki ipotek kaydının terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu madde ipotek alacaklısının takip yapmadığı hal içindir. Takip yapıldığında borç ve fer'ilerinin tamamen ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılması takibin doğal sonucudur. Bu açıklamalar ışığında somut olayın incelenmesinde şikayetçi ... maliki olduğu 1219 ada 6 parsel sayılı taşınmazı üzerinde 7.10.1958 tarih 3048 yevmiye sayılı ipotek bulunduğunu, ipotek bedelini Malatya 2. İcra Müdürlüğünün 2011/2416 sayılı dosyasına depo ettiğini, ipotek lehtarı Asef Baloş mirasçılarına da muhtıra tebliğ edildiği halde ipotek kaldırılmadığından mahkemece ipoteğin fekkine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, istem derdestlik nedeniyle reddedilmiş, hükmü şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Dosya arasına konulan ve derdestliğe konu edilen; Malatya 1....
Yasanın 1021.maddesine göre de; “Kurulması kanunen tescile tabi ayni haklar, tescil edilmedikçe varlık kazanamaz.” Buna da “tapu siciline tescil ilkesi” adı verilmektedir. Sınırlı bir ayni hak olan taşınmaz rehni de Türk Medeni Kanununun 856.maddesi hükmü gereği, bazı istisnalar dışında tescille kazanılır. Böylelikle tescil edilen taşınmaz rehni alenileşmiş olur ve bundan sonra taşınmaz üzerinde hak kazanmak isteyen üçüncü kişiler rehin hakkını görerek işlem yaparlar. Ancak, taşınmaz rehninin kazanılmasına rağmen yolsuz olarak tescil edilmemesi veya tescil edilmiş rehnin yolsuz olarak terkini uygulamada sıkça görülen bir durumdur. Bu gibi hallerde, tescil edilmemiş rehnin veya yolsuz olarak terkin edilmiş taşınmaz rehninin mahkeme hükmüyle tapu kütüğüne tescil edilmesi ya da terkin edilmesi mümkündür....
Uzunburun Mevkii 197 ada 1 parsel sayılı 12200 m2 miktarlı taşınmazın Selah Edikli adına kayıtlı iken satılığa çıkarıldığını müvekkillerinin satış konusunda anlaştıklarını, 08/07/2015 tarihinde T2 adına tescil işleminin yapıldığını, tescil işleminden sonra Denizli Kadastro Müdürlüğünce mükerrer parsel konulu yazının tebliğ edildiğini buna göre, Babadağ Mollaahmet Mahallesi 197 ada 1 parsel'in 12200 m2 miktarlı taşınmazın 9953,25 m2 sinin Duacılı 971 parsel sayılı taşınmaz ile mükerrerlik oluşturduğu, bu nedenle taşınmazın yüzölçümünün 2246,75 m2 olarak yeniden tescil edildiği, tapu siciline güvenden dolayı müvekkillerinin uğradığı zararın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere T2 yönünden 60.000 TL ipotek lehtarı müvekkil T1 yönünden 10.000 TL'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Davalı Güven Varlık Yönetim A.Ş vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle ; ilgili ipotek alacağı nedeni ile daha önce defalarca ipotek takibi yapıldığını, faiz ve diğer nedenlerden dolayı takiplerin iptal edildiğini, bu nedenle davacıların ipotek tesis işlemini daha önce öğrenmemiş olmalarının mümkün olmadığını, en son usul ve yasaya uygun olarak başlatılan takipten önce yapılan takiplerle öğrenilen ve sırf alacağı sürüncemede bırakmak amacı ile kötü niyetle açılan bu davanın reddi gerektiğini, banka tarafından ipotek tesis edildiği 10/04/2007 tarihinde taşınmaz üzerine aile konutu şerhi bulunmadığını, bu durumda kurulduğu anda geçerli bir ipotek tesisi bulunduğunu, temlik alan sıfatı ile iyi niyetli olduklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir....