Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Eğer tasfiye işlemleri gerçekten tamamlanmamış ve tasfiyede gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemez." Buna göre, davanın gerektirdiği şekilde, ---- kayıtları celp edilerek incelenmiştir. Buna göre, dava dışı şahıs adına kayıtlı bulunan ----- taşınmaz üzerinde davaya konu------lehine ipotek kaydı mevcut olduğu, anılan şirketin -------- tarihinde terkin edilmiş olduğu, bu ipotek kaldırılmadan tasfiyenin kapatıldığı ve şirketin sicilden terkin edildiği, bu nedenle anılan taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması işlemlerine münhasır olmak üzere dava konusu şirketin yeniden ihyasına karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır....

    Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden davalının maliki olduğu taşınmazın tapu kaydının hükmen iptal edilerek davacı Hazine adına tescil edildiği, kararın 20.06.2005 tarihinde kesinleştiği ancak kayda 08.08.2003 tarihinde ihtiyati tedbir şerhi işlendiği, taşınmazın bulunduğu yerde 22.04.2004 tarihinde imar çalışmaları yapıldığı, çalışmaların iptali üzerine 29.03.2006 tarihinde yeniden imar planı oluşturduğu, davalı şirketin yararına bu aşamada ipotek alacağı belirtmesinin işlendiği anlaşılmaktadır. Görülüyor ki, davalı adına olan mülkiyet hakkı mahkeme hükmü ile iptal edilmiş ve davacı Hazine 1521 sayılı parselin hükmen maliki olduğu halde kayıtlar üzerine ipotek alacağı şerhi davalı şirket yararına konulmuştur. Türk Medeni Kanununun 1025. maddesi uyarınca bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise bu yüzden ayni hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir....

      Tapu Sicil Müdürlüğü'ne gittiğinde, 2/3 oranında sahibi olduğu tapunun üzerinde 500.000 TL değerinde ipotek bulunduğunu öğrendiği, şikayetçi olacağını beyan etmesi üzerine tapu görevlilerinin lehine ipotek tesis edilen ... İnşaat Nak. Tic. Ltd. Şti. yetkilileri olan sanıklar ... ve ...’a ulaşarak ipoteğin terkin işlemini gerçekleştirdikleri, sanıkların bu şekilde atılı suçu işledikleri iddia edilen olayda; Katılan tarafından sanık ...’a süreli vekaletname verildiği, vekaletname süresi dolduktan sonra vekaletnameye dayalı olarak taşınmaz üzerine ipotek konulması şekilinde gerçekleşen olayda, sanıkların dolandırıcılık kastı ile hareket ettikleri hususunda kesin ve her türlü kuşkudan uzak delil elde edilemediği, sanıklar ile katılan arasındaki uyuşmazlığın hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu ve atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı gerekçesiyle verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

        HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Uyuşmazlıkta, tapuya tescil edilen ipotek tesis işlemi 2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi uyarınca davalı idareye verilen re'sen tespit tescil ve terkin yetkisinden kaynaklanmaktadır. Bu itibarla, davalı idarenin idare hukuku alanında kamu gücüne dayalı olarak re'sen ve tek yanlı irade açıklaması sonucu tesis etmiş olduğu dava konusu ipotek tesis işleminden kaynaklanan davanın çözüm yeri idari yargıdır. Bu durumda, davanın görev yönünden reddi yolundaki temyize konu idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir. KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle; 1-Davanın görev yönünden reddine dair temyize konu .......

          Mahkemece en son alınan 06/11/2018 tarihli bilirkişi ek raporunun sonuç kısmında; “Kanuni ipotek tesisi 1988 yılında yapılan imar uygulaması sonucu oluşması nedeni ile ilgili idare sorumluluğunda yapılan (belediye) bir hata olması nedeni ile bu hatanın yine aynı idare tarafından düzeltilmesi gerekmektedir. Çünkü 82 m?'nin hükmen terkin edilmesi halinde ipotek alacaklısının da bu alanı başka bir parselden karşılaması gerektiğinden davalılar açısından hak kaybı oluşacağı kanaati ile nihai karar mahkemenize aittir." denilmiştir....

          İdare Mahkemesi'nin 2015/1341 Esas sayılı dosyada davanın devam ettiği bildirildiğinden, bu durumda; 1- Dava konusu taşınmaza ilişkin güncel tapu kaydı celbedilerek ipotek ile ilgili terkin veyahutta herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı da dikkate alınarak, 2- Davacı vekilinin bildirdiği İzmir 2....

          dolayı doğmuş ve doğacak asalet ve kefalet borçlarının teminatı olarak Kocaeli, İzmit, 118 ada 9 parsel sayılı taşınmazını fekki bankaca bildirilinceye kadar süresiz Akbank.T.A.Ş. lehine ipotek tesis ettiği , Türk Medeni Kanunu’nun ipoteğin terkinini isteme hakkı başlıklı 883. maddesi hükmünde ipoteğin terkin edilme şartları belirli olup; “Alacak sona erince ipotekli taşınmazın maliki, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebilir” demektedir....

          Davalı ... vekili, dava konusu taşınmaz üzerine banka lehine tesis edilmiş ipotek kaydının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar, usulüne uygun davetiyeye rağmen davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece, tescil kaydının son olarak Hazine adına tescil edilmek suretiyle düzeltildiği ve ipotek kaydının terkin edildiği gerekçesiyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi tarafından HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

            Mahkemece, 6 sayılı parseldeki 1471/28459 payın iptali ile mevcut ipotek kaldırılarak davacılar adına eşit olarak tesciline, 7 sayılı parseldeki 1914/36779 payın aynı şekilde ipotek terkin edilerek eşit hisseler olarak davacılar adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davacılar temyiz etmiştir. HUMK’nun 74.maddesine göre, hakim her iki tarafın iddia ve savunmalarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez. Buna usul hukukunda “taleple bağlılık” kuralı denir. Davacıların, taşınmazların tapu kaydındaki ipotek şerhinin terkinine ilişkin bir talepleri yokken, ipoteğin terkini sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Kaldı ki, 6 ve 7 sayılı parsellerde lehine ipotek konulan ... davada taraf durumunu almamıştır. Davanın tarafı olmayan kişi leh ve aleyhine de hüküm kurulamaz. ./.. 2011/5272 - 2011/9324 -2- Karar, açıklanan nedenlerle bozulmalıdır....

              Ancak; dava açıldığı tarihte dava konusu taşınmazda ipotek şerhi var iken yargılama sırasında şerhin terkin edildiği hususu gözönüne alınmaksızın davanın husumetten reddine karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün 1 nolu bendinin çıkartılarak yerine "yargılama devam ederken ipotek şerhi kaldırıldığından konusu kalmayan bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına" cümlesinin eklenmesine; ayrıca hükmün 7 nolu bendinin hükümden çıkarılarak "dava tarihi itibariyle ipotek şerhi mevcut olduğundan davalı banka lehine ücreti vekalet tayinine gerek olmadığına" ifadesinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve 6100 sayılı HMK'nın 370/2 maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/05/2017 günü oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu