Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılar T9 T6 T8 T7 ve T10 vekili cevap dilekçelerinde; ,tapu kütüklerinde de 12 aylık sürenin tapu kütüğünde gayrimenkul rehin hakları sütununda açıkça yer aldığını, dava konusu ipoteğin sona erme süresinin sona ermesi değil TMK.883.e 04/07/2019 tarihinde eklenen fıkra uyarınca terkin işlemi neticesinde gerçekleştirilebileceğini, yapılan terkin işleminde herhangi bir usulsüzlük olmadığını bildirerek ipoteğin terkin işleminin kaldırılarak ipoteğin yeniden tesisi yönündeki hukuki dayanaktan yoksun olan taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Bu haliyle ipotek, azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 851 ve 881. maddelerinde ifadesini bulan azami meblağ (üst sınır) ipoteğinde alacağın ulaşacağı miktar önceden belirsiz olduğundan taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosunda gösterilen limitle sınırlanabilir....

    Ancak, borçlu anapara ipotek miktarından bir kısmını ödemiş veya depo etmişse yine de davanın reddi gerekir ise de, “çoğun içinde az da vardır” kuralı uyarınca Tapu Sicil Tüzüğünün 31/2 maddesi hükmüne göre ipotek bedelinden ödenen bölümün kütüğün düşünceler sütununda gösterilmesi gerekir....

      ipotek bedeli olduğu göz önünde bulundurularak belirlenmesi gerekir....

        ipotek bedeli olduğu göz önünde bulundurularak belirlenmesi gerekir....

        KARAR Davacı, kardeşinin davalı bankadan kullandığı ihtiyaç kredisine kefil olması nedeniyle, adına kayıtlı 37 parselde kain 1 ve 3 numaralı bağımsız bölümlere ipotek konulduğunu, ....İcra Müdürlüğü'nün 2010/447 sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığını, bu takip nedeniyle kredi borcunun tamamının kendisi tarafından kapatıldığını, ödemeye müteakip 23.02.2011 tarihli yazısı ile davalı bankanın, kefalet sorumluluğunun kalmadığını açıkça kabul ettiğini, ancak, taşınmazlardaki ipoteğin terkin edilmediğini ileri sürerek, söz konusu kredi borcu nedeniyle kefalet sorumluluğunun kalmadığının tespiti ile, ipoteğin terkinine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

          İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. İpotek halen mevcut veya henüz doğmamış olmakla birlikte ileride doğması kuvvetli kişisel bir alacağı teminat altına alma amacı güden feri nitelikte sınırlı bir ayni haktır. Bu haliyle ipotek teminat altına alınan alacağa bağlı bir hak olarak kendini gösterir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki ipoteğin kaldırılmasını dava yoluyla isteyebilir. İpotek taşınmaza bağlı bir borç olduğundan ancak tapu maliki tarafından ipotek lehtarına yöneltilmek yolu ile kaldırılması istenebilir....

          Şti.’den ticari ilişkiden kaynaklanan alacağı olduğunu, diğer davalının bu alacağa karşılık taşınmazında müvekkili lehine ipotek verdiğini, borcun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine davalılarca haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, verilen ipoteğin azami meblağ ipoteği olduğunu, bu nedenle sadece borç miktarı kadar sorumluluk söz konusu olacağını, ayrıca taraflar arasında ticari ilişki olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, cevap ve toplanan deliller doğrultusunda; ödeme emrinin düzenlenme tarihi itibariyle takibe konu ipoteğin terkin edildiği, bu nedenle dava tarihi itibariyle üzerinde ipotek tesis edilen taşınmaz bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğuyla reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2020/715 Esas KARAR NO :2021/327 DAVA:İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ:09/12/2020 KARAR TARİHİ:16/04/2021 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ / TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, Ada:..., Parsel:.. ve ... numaralı Mesken'de tapuya kayıtlı taşınmazın sahibi olduğunu, müvekkilinin 17/08/2011 tarih ve ... yevmiye numaralı resmi senet ile ilgili taşınmazı davalı bankaya ipotek verdiğini, müvekkilinin kefil veya borçlu olmadığını, 3.kişi olan .... Ltd....

              Davalılar ipotek bedelinin ödenmediğini, ipotek bedelinin ödeme tarihinden dava tarihine kadar işleyecek faizi ile birlikte ödenmesi halinde ipotek şerhinin kaldırılmasını kabul ettiklerini aksi halde davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, bilirkişinin ipotek bedeli olarak bulduğu 26,00 TL depo ettirilerek ipotek şerhinin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmü davalılar vekili temyiz etmiştir. Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. İpoetek halen mevcut veya henüz doğmamış olmakla birlikte ilerde doğması kuvvetli kişisel bir alacağı teminat altına alma amacı güden feri nitelikte sınırlı bir ayni haktır. Bu haliyle ipotek, teminat altına alınan alacağa bağlı bir hak olarak kendini gösterir....

                UYAP Entegrasyonu