Somut olayda, tapu kaydında davacı taraf lehine kayıtlı bulunan ipotek şerhinin tapu müdürlüğünce hatalı olarak kaldırılması sonrasında dahili davalı tarafın devir sırasında ipotek şerhinin yolsuz olarak terkin edildiği ibaresiyle gerçekleştirilen devir işleminin tarafı olan dahili davalı tarafın iyi niyet iddiasının kabul edilemeyeceği, yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre de taşınmaz malikinin davada taraf olarak kabulü gerektiği için tapu idaresi yönünden davanın husumet yönünden reddi ve tapu idaresi lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi kararının yerinde olduğu sonucuna varılmaktadır. (Örn.; Yargıtay 14....
İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden 23.11.2007 tarihli resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, kiralanan menkul ve gayrimenkul malların kira bedeline karşılık olmak üzere kurulduğu ve 20.000,00 TL limitli olduğu görülmektedir. Bu haliyle ipotek, azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 851 ve 881. maddelerinde ifadesini bulan azami meblağ (üst sınır) ipoteğinde alacağın ulaşacağı miktar önceden belirsiz olduğundan taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosunda gösterilen limitle sınırlanabilir....
İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında bir anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 875.maddesi hükmüne göre de ipotek, ipoteğin kapsamını ana para, takip giderleri ve gecikme faizi ve iflasın açıldığı veya rehnin paraya çevrilmesinin istendiği tarihe kadar muaccel olmuş 3 yıllık faizi ile son vadiden başlayarak işleyen faiz girer. Somut olaya gelince;İpoteğin çerçevesini belirleyen 13.05.1980 tarihli akit tablosunda “… Oktay Dürükoğlu’dan borç almış olduğu birmilyondörtyüzbin lirasına karşılık bila faiz birinci derecede, 1 yıl vadeli olmak üzere …” ipotek tesis edildiği yazılıdır....
İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Ancak bunun için anapara ipoteğinde, sözleşmedeki miktar ödenmiş olmalı veya ödenmemişse mahkemeye depo edilmelidir. Bu koşul gerçekleşmişse tesis olunan anapara ipoteğinin kaldırılmasına karar verilir. Aksi halde şerhin kaldırılması istemi reddolunmalıdır....
Kısaca, ipoteğin üst sınır ipoteği olması durumunda borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Diğer taraftan taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur. Bütün bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılması gereken iş; ipotek, azami meblağ (üst sınır) ipoteğine ilişkin bulunduğundan, ipotek akit tablosunda gösterilen limiti alacaklıya ödenmek üzere davacı depo ettiğinden, ipotek şerhini terkin etmek olmalıdır. Mahkemece, ipotek bedelinin güncellenmesi suretiyle bulunan bedelin davacı tarafça depo edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 12.11.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Diğer taraftan, taşınmaz rehninin terkinini gerektiren bir neden de borçlunun (malikin) ipotek konusu borcu ödemek suretiyle ipoteği terkin ettirmesidir. İpoteğin terkin sebebi ne olursa olsun yasalarda ipoteğin on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra kaldırılacağına ilişkin özel bir hüküm yoktur. İpoteğin terkini sebepleri yukarıda sayılan nedenler olduğundan, mahkemece somut uyuşmazlıkta bu nedenlerden birinin gerçekleşip gerçekleşmediği yönü üzerinde durularak çekişmenin esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken, davanın on yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle yazılı olduğu şekilde kabulü doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 24.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bölge adliye mahkemesince, ipoteğin 20/11/2017 tarihi itibarıyla terkin edildiği, ......
Davalı, lehine ipotek tesis edilen bankaya müracaatla ipotek şerhinin terkin edilebileceğini, davacının dava ikame etmekte hukuki yararının bulunmadığını, dava şartlarının mevcut olmaması nedeniyle davanın reddini savunmuştur. Dahili davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, açılan davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hükmü, davacı ve davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının tüm davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2- Davacıya ait 219 ada 1 sayılı parselin tapu kaydından, dava tarihinde 09.05.1991 tarihli, 30000,00 TL bedelli Davalı ... murisi ... lehine kanuni ipotek şerhi bulunduğu, yargılama sırasında ipotek şerhinin terkin edildiği anlaşılmıştır....
payına düşen gayrimenkuller, kayıtlarında ipotek şerhi olduğu halde el değiştirdiğini, yeni maliklerin işbu gayrimenkulleri ipotek kaydını kabul ederek satın aldıklarını, 2012 yılına gelindiğinde işbu gayrimenkullerin maliklerinin ... 22....
İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında bir anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen iradesiyle terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, emtia alış verişi sebebiyle davalıya keşide olunan 30.08.2005, 30.09.2005, 30.10.2005 vadeli ve her biri 16.500 TL tutarındaki toplam 49.500 TL’ lik senetlerin teminat amacıyla tesis edildiği görülmektedir. Açıklanan bu niteliğine göre kurulan ipotek, bir teminat ipoteğidir ve akit tablosunda zikredilen senetlerin ödenmiş olması halinde teminat fonksiyonunu yitirir....