Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda belirtilen açıklama ve içtihatlara göre ipotek bedelinin uyarlanması talebi içeriğinden tahsil talebinin bulunduğu, ipotek akdinin karma sözleşmelerden olup tek taraflı terkin edilemeyeceği ,borçlu malik tarafından takbis ortamında TST 52 maddesi uyarınca talep üzerine şerh olmayıp, karşılıklı olarak terkin edilmesinin ve tapu kaydına ve ve kütük sayfasına ipotek terkinin karşılıklı olarak terkini ile kaldırılması gerektiği, ipoteğin süresiz faizli olduğu, ipotek terkin edilse de uyarlama yapılmasının gerektiği anlaşılmakla mahkemece belirtilen nedenlerle uyarlama sonucunca terkin edilmesi gerektiği anlaşılmakla verilen karar usul ve yasaya aykırı olmakla davacının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın 6100 Sayılı HMK'nın 353/1- a-6 bendi uyarınca kabul edilip kararın kaldırılması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

İcra Müdürlüğünden ... esas numaralı icra takibi ile birlikte İcra ve İflas Kanunu md. 153 gereğince ilgili ipoteğin kaldırılması yönünde talepte bulunduğunu, taşınmaz üzerinde ipotek bulunan borçlu ipoteğin kaldırılması noktasında müvekkilden 13.06.2018 tarihli tensip tutanağı ile ilgili ipotek bedelinin dosyaya yatırılması gerektiği yönünde karar verdiğini, müvekkilin verilen bu karar neticesinde 20.06.2018 tarihinde 10.000-TL ipotek bedelini dosyaya yatırdığını, söz konusu talebe ilişkin olarak müvekkil ipotek bedelini dosyaya yatırmış olmasına rağmen icra müdürlüğü ipotek kaydına ilişkin herhangi bir işlem gerçekleştirmediğini, ipotek kaydının taşınmaz üzerinde kalmaya devam ettiğini, müvekkil satın almış olduğu taşınmaz üzerindeki mağduriyetinin devam etmesinden dolayı da son olarak 07/04/2022 tarihinde taraflarınca vekili olarak Marmaris .......

    Somut olayda, tapu kaydında davacı taraf lehine kayıtlı bulunan ipotek şerhinin tapu müdürlüğünce hatalı olarak kaldırılması sonrasında dahili davalı tarafın devir sırasında ipotek şerhinin yolsuz olarak terkin edildiği ibaresiyle gerçekleştirilen devir işleminin tarafı olan dahili davalı tarafın iyi niyet iddiasının kabul edilemeyeceği, yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre de taşınmaz malikinin davada taraf olarak kabulü gerektiği için tapu idaresi yönünden davanın husumet yönünden reddi ve tapu idaresi lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi kararının yerinde olduğu sonucuna varılmaktadır. (Örn.; Yargıtay 14....

    İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Ancak bunun için anapara ipoteğinde, sözleşmedeki miktar ödenmiş olmalı veya ödenmemişse mahkemeye depo edilmelidir. Bu koşul gerçekleşmişse tesis olunan anapara ipoteğinin kaldırılmasına karar verilir. Aksi halde şerhin kaldırılması istemi reddolunmalıdır....

      İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında bir anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 875.maddesi hükmüne göre de ipotek, ipoteğin kapsamını ana para, takip giderleri ve gecikme faizi ve iflasın açıldığı veya rehnin paraya çevrilmesinin istendiği tarihe kadar muaccel olmuş 3 yıllık faizi ile son vadiden başlayarak işleyen faiz girer. Somut olaya gelince;İpoteğin çerçevesini belirleyen 13.05.1980 tarihli akit tablosunda “… Oktay Dürükoğlu’dan borç almış olduğu birmilyondörtyüzbin lirasına karşılık bila faiz birinci derecede, 1 yıl vadeli olmak üzere …” ipotek tesis edildiği yazılıdır....

        Kısaca, ipoteğin üst sınır ipoteği olması durumunda borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Diğer taraftan taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur. Bütün bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılması gereken iş; ipotek, azami meblağ (üst sınır) ipoteğine ilişkin bulunduğundan, ipotek akit tablosunda gösterilen limiti alacaklıya ödenmek üzere davacı depo ettiğinden, ipotek şerhini terkin etmek olmalıdır. Mahkemece, ipotek bedelinin güncellenmesi suretiyle bulunan bedelin davacı tarafça depo edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 12.11.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden 23.11.2007 tarihli resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, kiralanan menkul ve gayrimenkul malların kira bedeline karşılık olmak üzere kurulduğu ve 20.000,00 TL limitli olduğu görülmektedir. Bu haliyle ipotek, azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 851 ve 881. maddelerinde ifadesini bulan azami meblağ (üst sınır) ipoteğinde alacağın ulaşacağı miktar önceden belirsiz olduğundan taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosunda gösterilen limitle sınırlanabilir....

            Diğer taraftan, taşınmaz rehninin terkinini gerektiren bir neden de borçlunun (malikin) ipotek konusu borcu ödemek suretiyle ipoteği terkin ettirmesidir. İpoteğin terkin sebebi ne olursa olsun yasalarda ipoteğin on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra kaldırılacağına ilişkin özel bir hüküm yoktur. İpoteğin terkini sebepleri yukarıda sayılan nedenler olduğundan, mahkemece somut uyuşmazlıkta bu nedenlerden birinin gerçekleşip gerçekleşmediği yönü üzerinde durularak çekişmenin esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken, davanın on yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle yazılı olduğu şekilde kabulü doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 24.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Davalı, lehine ipotek tesis edilen bankaya müracaatla ipotek şerhinin terkin edilebileceğini, davacının dava ikame etmekte hukuki yararının bulunmadığını, dava şartlarının mevcut olmaması nedeniyle davanın reddini savunmuştur. Dahili davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, açılan davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hükmü, davacı ve davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının tüm davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2- Davacıya ait 219 ada 1 sayılı parselin tapu kaydından, dava tarihinde 09.05.1991 tarihli, 30000,00 TL bedelli Davalı ... murisi ... lehine kanuni ipotek şerhi bulunduğu, yargılama sırasında ipotek şerhinin terkin edildiği anlaşılmıştır....

                Bölge adliye mahkemesince, ipoteğin 20/11/2017 tarihi itibarıyla terkin edildiği, ......

                  UYAP Entegrasyonu