Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında bir anlaşma (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olaya gelince; 10.10.1969 tarihli ipotek akit tablosundan ipoteğin 42.000 TL için 19.07.1972 tarihine kadar faizsiz aktedildiği görülmektedir. Aynı tarihli “Taahhüt ve Bayanname” başlıklı noterde düzenlenen senette ise, ipotek alacaklısının ipotek miktarı olan 42.000 TL’den 1.500 TL’sini aldığı, kalan 40.500 TL için kendisine muhtelif tarihli bonolar verildiği, verilen senet bedellerinin ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılacağı taahhüdünde bulunduğu anlaşılmaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, İPOTEK TESİSİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı; kayden dava dışı ...'ya ait olan 1484 ada 152 parsel sayılı taşınmazda bulunan 3.blok bodrum kat 1 ila 5 nolu dükkanlara 16.05.2007 tarihinde 140.000 TL bedelli 1.derecede ipotek konulduğunu, ...'...

      Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan yolsuz terkin edilen ipoteğin düzeltilerek kanuni ipotek tescili istemli iş bu davada uyuşmazlık taşınmazın aynına ilişkin olup yolsuz terkin edildiği ileri sürülen ve kanuni ipotek tescili istenen taşınmazın arsa niteliği ile davalılar Sur Otomotiv....Ltd....

      a güvenerek verdiği vekaletlerin bilgisi dışında kötüye kullanılarak, herhangi bir talimat vermediği halde taşınmazların bir kısmının mahkeme kararı ile satıldığını, bir kısmı üzerindeki ipoteğin mahkeme kararı ile terkin edildiğini, yine davalı ...'a güvenerek verdiği vekaletin bilgisi dışında kullanılarak, bir kısım taşınmazlardaki ipoteklerin terkin ettirildiğini, mahkeme kararıyla satış ve ipotek terkinlerinde adresi verilmesine rağmen tarafına tebligat yapılmadan satışlar ve ipotek terkinlerinin yapıldığını, ancak tarafına her hangi bir bedel ödenmediğini ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000,00 TL’nin hakkın doğduğu tarihten itibaren işleyecek faizi ile davalılardan tahsilini istemiştir....

        Kabule göre ise mahkeme kararının gerekçesinde; hem ipotek bedelinin ödendiği ve süresinin dolduğu, hem de terkin ya da tahsil ile ilgili eda davası açılması gerekirken tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı ifade edilerek çelişkiye düşüldüğü görülmüştür. Çünkü, ipotek bedelinin ödenmesi veya süresinin dolması halinin hukuki sonucu esastan red kararını gerektirdiği halde, tahsil veya terkin yönünde eda davası açılmaması hukuki yarar yokluğu olarak belirtilmiştir. Bu çelişki çerçevesindeki tahsil veya terkin davasının ise ödeme ve süre dolması hallerinde dinlenmeyeceği de dikkate alınmamıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacı tarafın "ipotek bedelinin güncellenmesi" isteğinde hukuki yarar olduğu kabul edilmelidir. Sonuç olarak; ilk derece mahkemesince "hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine" yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olmamıştır....

        getirmediği anlamı taşımakta olduğunu, ipotek süreye bağlı olarak tesis edilmişse, sürenin geçmesi ile birlikte ipotek hakkı da kendiliğinden sona ermekte olduğunu, ipotek süresine ilişkin 7181 sayılı Kanun ile Türk Medeni Kanunu’nun 883. maddesine eklenen 2. fıkra da bu görüşün bir yansıması olduğu, yapılan değişiklikle birlikte ipotek süresinin geçmesi ile ipoteğin de sona ereceği kabul edilerek taşınmaz malikine birtakım şartlarla ipoteği doğrudan terkin ettirme hakkının sağlandığını, kanun koyucunun TMK'nun 883/2 maddesi düzenlemesinde öngörülmüş olan sürenin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabilmesi için düzenlenmiş hak düşürücü sürede olduğu ve burada açıkça süreli ipoteğin süresinin dolmasından itibaren azami bir ay daha takip yapılabilmesi adına alacaklıya ekstra bir hak ve yetki verdiğini, bu durumun sürenin özel takip yoluyla takip yapılabilmesi yoluyla takip yapılabilmesi için hak düşürücü süre olduğu sonucuna doğrudan varılmakta olduğunu, borçluya (ipotek verene...

        beyan ederek; ipotek bedelinin/arttırılacak miktarın taşınmaz başında keşif yapılarak belirlenmesini, ipotek bedelinin şimdilik metrekare birimi için en az 1.000,00TL olmak üzere, 41,30 m2 karşılığı olması nedeniyle 41.300,00TL olarak dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir....

          TMK’nun 883.maddesine göre alacak sona erince, ipotekli taşınmaz maliki alacaklıdan ipoteğin terkin edilmesini isteyebilir. Hatta, borçlu (malik), İİK’nun 153.maddesine göre kendi hakkında takip yaparak rehin konusu borcu itfa etmek suretiyle rehnin tapuya yazılacak bir fek müzekkeresiyle terkinini sağlama imkan ve yetkisine sahiptir. Diğer taraftan, taşınmaz rehninin terkinini gerektiren bir neden de borçlunun (malikin) ipotek konusu borcu ödemek suretiyle ipoteği terkin ettirmesidir. Somut olayda; incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, 250.000,00 TL için tesis edildiği görülmektedir. Açıklanan bu niteliğe göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 875. maddesine göre kesin borç (karz) ipoteği, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alır....

            un maliki olduğu taşınmaz üzerine ipotek tesis edileceğinin kararlaştırıldığını, Sözleşme akdedilmesi ve ipotek tesisi sonrasında ise taraflar arasında bir fesih anlaşması yapıldığını ve bu anlaşma ile şirket yetkilisi ... adına kayıtlı taşınmaz üzerine tesis edilmiş olan ipoteğin müvekkili şirket tarafından kaldırılacağı hususunda mutabık kalındığını, Ancak davacı taraf, müvekkili şirketin bu işlemi yapmasına fırsat tanımadan, yazılı bildirimde dahi bulunmadan kötüniyetli olarak huzurda görülen işbu ipotek fekki davasını ikame ettiğini, bu nedenle, haksız ve kötüniyetli olarak açılan işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Huzurda görülen dava ipoteğin fekki davasıdır. Dava konusu taşınmazın bulunduğu Beylikdüzü Tapu Sicil Müdürlüğü'nden gelen yazı cevabında dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin 27/05/2022 tarihinde terkin edildiği anlaşılmaktadır....

              Diğer bir ifade ile yargılama sırasında imar uygulamasına ilişkin işlem dosyası, özellikle dağıtım cetveli getirtilerek, davalılardan ne miktar taşınmaz alınarak davacı parseline katıldığı, katılan bu miktarın dava tarihindeki rayiç değerinin ne olduğu keşfen saptandıktan ve belirlenen ipotek bedeli depo ettirildikten sonra hüküm kurulmalıdır. Somut olayda, davacılar tarafından icra dosyasına ipotek bedelinin yatırılmış olması ipoteğin terkini için yeterli olmamaktadır. İpoteğin terkin edilebilmesi için ipotek bedelinin yukarıda açıklanan şekilde tespit edilmesinden sonra davacılar tarafından icra dosyasına yatırılan bedel de mahsup edilmek suretiyle ödenmesi gerekmektedir....

                UYAP Entegrasyonu