WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/05/2018 NUMARASI : 2017/353 2018/130 DAVA KONUSU : İpotek (Terkin İstemli) KARAR : Tarsus 4....

İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden 27.04.2007 günlü resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin bazı koşullarla kurulduğu, taraf1arca bu koşullar yerine getirildiği takdirde ipotek aktinin geçerli olacağının kararlaştırıldığı görülmektedir. Gerçekten, ipotek akit tablosunda ipoteğin davalı şirketten alınacak 5000 ton kömür bedeli ve ... Kömür Firmasına ait çeklerin davacıya iadesi koşulu ile kurulduğu yazılıdır. Borçlar Kanununun 149. maddesi uyarınca bir aktin varlığı ileride tahakkuk edecek bir hadiseye bağlı olarak kurulabilir....

    Bu madde uyarınca ipotek, tapudan terkin edilmediği sürece geçerliliğini sürdürür. İhale konusu taşınmazın tapu kaydının incelenmesinden; taşınmaz üzerinde 3. kişi Vakıfbank lehine 24/08/2007 tarihli 1. dereceden ipotek tesis edildiği, taşınmazın eski maliki borçlu ... Yapı A.Ş. tarafından 05/02/2009 tarihinde ipotek sahibi Vakıfbank' a satışının yapıldığı, ancak ipotek kaydının terkin edilmediği görülmüştür. Öte yandan tasarrufun iptaline karar verilmiş olmakla, taşınmazın kaydî durumu, iptal edilen tasarruftan önceki hale döner. Bu durumda, taşınmaz üzerinde şikayetçi banka lehine kurulan ipotek hakkı mevcudiyetini koruduğundan, icra müdürlüğünce ipotek alacağı dikkate alınarak işlem yapılması gerekmekte olup, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken,yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava ipotek bedelinin güncellenerek tahsili istemine ilişkindir. TMK'nın 883.maddesine göre; Alacak sona erince ipotekli taşınmazın maliki, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebilir. Ayrıca 04/07/2019 tarihinde kabul edilip 10/07/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7181 sayılı Kanunun 19.maddesi ile eklenen TMK 883/2 md.sine göre; (Ek fıkra:4/7/2019- 7181/19 md.) İpotek süreli olarak kurulmuşsa, sürenin bitiminden itibaren otuz gün içinde ipotekli taşınmaz üzerinde 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 150/c maddesinde belirtilen şerhin konulmaması hâlinde ipotek, malikin talebiyle tapu müdürlüğünce terkin edilir. Somut olaya gelince; davacılar murisi yararına 08/06/1973 tarihinde 6.200,00 ETL bedelli 24 ay süreli ipotek tesis edilmiştir....

      Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. 17.08.2006 tarihli ipotekle teminat altına alınan alacak, sözleşme uyarınca borçlu tarafından, davadan önce ödeme ile kapatılmış ve ipotek ile teminat altına alınmış alacak bulunmuyor ise de, ipotek alacağı üzerine davalılar tarafından haciz konulduğu tarihlerde tapu kayıtlarında ... Adi Ortaklığı lehine konulan 17.08.2006 tarih ve 17680 yevmiye numarası ile tesis edilen ipotek şeklen olsa dahi mevcuttur. Alacaklı terkin etmediği için taşınmaz maliki olan davacı eldeki davayı açmış ve bu davada ipotek alacağına konulan hacizlerin terkinini de istemiştir. Davalıların ipotek ile teminat altına alınmış olan bu alacağın ödeme nedeni ile kapatılmış olmasını bilmeleri kendilerinden beklenemez....

        Hukuk Dairesi tarafından-----Esas, -----Karar sayılı, 13.09.2023 tarihli ilamda; "İcra dosyasındaki---- Ticaret Sicil Memurluğunun yanıtına göre ipotek alacaklısı------tasfiyesi 26/10/2018 tarihinde sona ermiş ve şirket ticaret sicilinden terkin edilmiş olduğundan şirketin tüzel kişiliği 26/10/2018 tarihi itibariyle sona ermiştir. Bu nedenlerle ipotek borçlusu olduğunu belirterek talepte bulunan ... avukatına muhtıra çıkarılıp ipotek alacaklısı -----ihyasını sağlaması konusunda dava açması için ihtarda bulunulmalı, ------- ihyası kararını sunduğu takdirde ipotek alacaklısı şirkete gerekçeli karar tebliğ edilmelidir. " denildiğini, istinaf ilamı üzerine ---- İcra Hukuk Mahkemesi'nin ------Esas sayılı dosyasında 20.10.2023 tarihli muhtıra ile ipotek alacaklısı ------ ihyasını sağlamamız konusunda dava açılması ihtar edildiğini tüm bu nedenlerle Ticaret sicilinden terkin edilmiş olan----- ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ......

          Daha önce belirlenmiş olan faiz oranı, sonradan gelen alacaklıların zararına olarak artırılamaz. " şeklinde hüküm altına alınmıştır. 4721 s.TMK' nun 883. maddesinde ise; "Alacak sona erince ipotekli taşınmazın maliki, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebilir. (Ek fıkra:4/7/2019- 7181/19 md.) İpotek süreli olarak kurulmuşsa, sürenin bitiminden itibaren otuz gün içinde ipotekli taşınmaz üzerinde 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 150/c maddesinde belirtilen şerhin konulmaması hâlinde ipotek, malikin talebiyle tapu müdürlüğünce terkin edilir. " şeklinde hüküm altına alınmıştır. Taşınmaz rehninin sona erme sebepleri (4721 s. TMK m. 858) ipoteğin sona ermesi bakımından da geçerlidir. Dolayısıyla, ipotek, her şeyden önce bahse konu hakkın terkin edilmesi halinde sona erer. Terkin, kural olarak ipotek hakkına sahip olan (rehinli) alacaklının yazılı terkin talebi (terkine muvafakat beyanı) üzerine tapu memuru tarafından gerçekleştirilir. (4721 s....

          Mahkememizce ihyası istenen şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden gelen cevabi yazıya göre şirketin tasfiye sonu bildiriminin 14/07/2006 tarihinde tescil olup sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmıştır. Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, açılan dava terkin edilen tüzel kişiliğin yeniden ihyası istemine ilişkin olup ek tasfiye işlemlerinin tamamlanması ve davacıların murisi ... 'nın maliki olduğu taşınmaz üzerine, terkin edilen şirket lehine konulan ipoteğin fekki talep edilmektedir.TTK 547 ...kapsamında ek tasfiye işlemlerini tamamlamak için istemde bulunabilecekler sınırlı olarak sayılmış olup son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri,pay sahipleri veya alacaklılar şirketin ihyası davasını açabileceklerdir. Oysa ki davacıların murisi ... taşınmaz maliki ve ipotek borçlusudur....

            İpotek tesisi için, rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında bir anlaşmanın (ipotek sözleşmesinin) bulunması Türk Medeni Kanununun 856.maddesi hükmünce de tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Kuşkusuz, alacak sona erdiği halde, alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile mahkemeden isteyebilir. Somut olaya gelince; Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, 15.07.2003 günlü ipotek sözleşmesinin davalı tarafından davacıya 38807 ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 60/686 arsa paylı 1.normal kat 5 numaralı meskenin satışı sebebiyle kurulduğu anlaşılmaktadır. Resmi senette, satışın 11.milyar TL üzerinden yapıldığı, satış bedelinden 1.milyar TL’nin peşin ödendiği, kalan 10.milyar TL için de 5 yıl süreli ipotek (rehin sözleşmesi) kurulduğu görülmektedir. İpotek akdinin tesis nedeni ortadan kalkmadan ipoteğin terkini düşünülemez....

              Çünkü, ipotek bedelinin ödenmesi veya süresinin dolması halinin hukuki sonucu esastan red kararını gerektirdiği halde, tahsil veya terkin yönünde eda davası açılmaması hukuki yarar yokluğu olarak belirtilmiştir. Bu çelişki çerçevesindeki tahsil veya terkin davasının ise ödeme ve süre dolması hallerinde dinlenmeyeceği de dikkate alınmamıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacı tarafın "ipotek bedelinin güncellenmesi" isteğinde hukuki yarar olduğu kabul edilmelidir. Sonuç olarak; ilk derece mahkemesince "hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine" yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olmamıştır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; davacının "ipotek bedelinin güncellenmesi" isteğinde hukuki yarar olduğu kabul edilmek suretiyle, dosya kapsamında alınan ve dairemizce incelenmekle denetime elverişli ve uygun bulunan bilirkişi raporundaki ipotek bedelinin ödenmeyen kısmının güncellenmiş miktarının tespiti yönünde karar vermek olmalıdır....

              UYAP Entegrasyonu