WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti'ne ait defter ve kayıtlarda yer aldığı, söz konusu alacağın davacının alacağından önce doğduğu, davalı ile dava dışı borçlu arasında söz konusu bono nedeniyle gerek İcra Mahkemesi dosyasında gerekse soruşturma dosyalarında yapılan yargılamalar sonucunda alacağın varlığının kanıtlandığı, söz konusu bononun mal kaçırma kastıyla muvazaalı olarak düzenlenmediği, sıra cetvelinde ilk sırada kendisine pay ayrılan diğer davalı kooperatifin alacağının ise ipotek kaydına dayalı olup davacının alacağından çok önce doğduğu, ipotek kaydının eski tarihli olmasının borç ilişkisinin muvazaalı olduğu anlamına gelmediği gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilinin temyiz itirazı sonucu Dairemiz'in 11.02.2015 tarih ve 2014/3914 E., 2015/773 K. sayılı ilamıyla onanmıştır. Bu defa, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

    Mahkemece ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde takip alacaklısının ipotek dışında temel borç ilişkisinin varlığının gerektiği, taraflar arasındaki temel borç ilişkisinin davacı banka tarafından kesinleşmiş ilamla ve bonoya dayalı olarak ispatlandığı, davalıların 300.000,00 TL bedelli bono sebebi ile davacı bankaya azami meblağ ipoteği uyarınca 80.000,00 TL borçlu oldukları, alacağın likit bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir. Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalılardan ...asıl borçlu, diğer davalı ... ise ipotek borçlusudur. Başka bir anlatımla ..., borçtan şahsen sorumlu olmayıp, ipotek nedeniyle sorumluluğu bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece ona karşı takibe girişilebilmesi asıl borçlu ile birlikte ona da TMK'nun 887.maddesi uyarınca ihtarda bulunulması koşuluna bağlıdır....

      Davalı 25.12.2013 tarihli celsede, asıl borcun 10.000 TL.olup, bunun karşılığında davacının dairesine ipotek konulduğunu, takip konusu kambiyo senedinin teminat olarak alındığını, bir yıl içinde ödeme yapılmadığından teminat senedinin takibe konulduğunu, ipotekli dairenin kendisine geçtiğini bildirmiştir. Davalının bu ifadesine göre taşınmaz üzerine konulan ipotek alacağı ile bu davada icra takibine konulan senetten doğan borcun kaynağı tektir. İcra dosyasında taşınmazın satıldığı, satım bedelinden 10.000 TL.nin ipotek alacaklısı için ayrıldığı, kalan paradan kambiyo senedi alacağının ödeneceği anlaşılmaktadır. Borcun kaynağının tek olması nedeniyle iki ayrı tahsilat yapılarak mükerrer tahsilat meydana geleceğinden mahkemece davalının yukarıda açıklanan kabulü üzerinde durularak mükerrer tahsilata yol açmayacak şekilde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmektedir....

        müşterisi olduğu belirtilerek, kredi geri ödeme planı ile ipotek resmi senedinin gönderildiği, ipotek resmi senedinin davacı ile Vakıflar Bankası T.A.O arasında düzenlendiği, buna göre, "Vakıflar Bankası Denizbostanlı Şubesinden ... tarihli konut finansmanı sözleşmesinden ve ayrılmaz eki olan ödeme planına uygun olarak kullandığı/kullanacağı krediden doğan borçları ve buna ilaveten banka merkez ve şubeleri ile yapmış olduğu ya da ileride yapacağı kambiyo senetlerinin iskanto veya iştirasından namına açılmış veya açılacak bilcümle borçlu ve alacaklı cari hesaplardan ... gibi diğer hertürlü sebepten doğmuş ve doğacak borçlarına karşılık ......

          " iddiasına bağlı ve dayalı olarak HMK:209.md.si hükmü gereğince "teminatsız" olarak "takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı borçlunun davasını dayandırmaya çalıştığı sahtecilik iddiasının, gerçeklikten ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, kambiyo senedine dayanan takibin borçlusu davacının, 2016 yılında 60.000,00 TL bedelle devir aldığı şirketin sermayesinin 50.000,00 TL olduğunu ileri sürdüğünü, İhtiyati Hacze konu edilen kambiyo senedinin sahteliği iddiasında bulunduğunu ancak İTO kayıtlarına göre halen sermayesi 50.000,00 TL olan şirketin, devir alındığı 2016 tarihinde aktifinde kayıtlı İzmir ilinin en değerli sanayi ilçesi olan Aliağa’da 2016 yılı m2 birim fiyatı minumum 200 TL olan 200 dönüm (yani 200.000.m2) ve ön ödemesi yapılmış İstanbul ili ... ilçesi ... mahallesinde arazileri olduğunun resmi kayıtlar ile sabit bulunduğunu, Aktifinde yüz milyonu aşan taşınmaz bulunan şirketin, kaydi sermayesi ile kaydi devir bedeli üzerinden...

            tesis edilmiş olup müvekkilinin bakiye alacağı bulunduğu 05/01/2017 tarihli sözleşmeyle de tekrar belirtildiğini, müvekkilinin üzerine düşen edimleri ifa etmesine rağmen karşı taraf T3 şirketinin bakiye kalan 316.712,00 TL'lik borcunu ödemediğini, bakiye borç ödenmediği için müvekkili tarafından Boğazlıyan İcra Dairesi'nin 2021/235 E. sayılı icra dosyasıyla borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip başlatıldığını, borçlunun başlatılan takibe borcu olmadığı gerekçesiyle 14.06.2021 tarihinde itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, müvekkilinin takibe konu taşınmazlar üzerinde ipotek alacaklısı olduğu ve bakiye 316.712,00 TL'lik borç için ipotek tesis edildiğinin resmi ipotek belgesiyle sabit olduğunu, borçlunun resmi senetle sabit olan borcunu haksız ve kötü niyetli olarak inkar ettiğini, tapu dairesi tarafından düzenlenen ipotek belgesi incelendiğinde sözleşmelere uygun olarak T3 şirketinin müvekkiline 316.712,00 TL bakiye borcu bulunduğu, ipoteğin ipotek alanın (...

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı T1 ile dava dışı G.Ç.S.Metal Çatı İzolasyon Taah.Tic.ve San.A.Ş. ile İş Bankası arasında Genel Nakdi ve Gayrınakdi kredi sözleşmeleri akdedilmiş ,bu kredi sözleşmelerine istinaden krediler kullandırıldığını ayrıca, Davacı ve İş Bankası arasında Konut Finansmanı Kredi Sözleşmesi imzalanmış, bu sözleşme ile İş Bankası lehine 06.12.2011 tarihinde 170.000,00 TL bedelli 1.derecede ipotek alındığını, İpotek verilen gayrimenkulün 20.02.2015 tarihinde 3.şahısa satıldığı,bu nedenle Davacı tarafından işbu davanın açılmasında hukuki yarar ve menfaat bulunmadığı, imzalanan Konut Kredisi Sözleşmesi'nin 6.maddesinde doğmuş ve doğacak tüm borçları için ipotek vermeyi kabul ve taahhüt eder dendiği, ipotek tesisinde düzenlenen Resmi Senet'in 1.maddesinde açılmış ve/veya açılacak olan her türlü krediden ,kefaletinden vb....

            nin bu sözleşmeye taşınmazını ipotek verdiğini, ...'nin davalı bankanın başka bir müşterisi olan Merve Kimyevi Mad. Boya Ltd. Şti. ile banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine de müteselsil kefil olarak imza koyduğunu, Merve Kimyevi Mad. San. Tic. Ltd. Şti'nin bu kredi borcunu ödemediğini ve borçlular hakkında icra takibi başlatıldığını, bu ikinci borçtan dolayı davalı bankanın 30/09/2013 tarihli ipotek resmi senedinin 1/2 maddesindeki hüküm nedeniyle ipoteği fek etmediğini, ipoteğin borçlunun veya ipotek verenin bankaya olan tüm borçlarını kapsadığını, Aslan Papel San. Tic. Ltd. Şti'nin borcuna kefilliği sebebiyle ...'nin bankaya borçlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davaya konu edilen taşınmazı ipotekli haliyle eski malik ...'den devralan davacı ...'in de ipotek resmi senedindeki yazılı yükümlülüklerden sorumlu olduğu ve sonuçlarının davacı ...'...

              .; icra mahkemesine başvurusunda, taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunduğunu belirterek meskeniyet iddiasına dayalı olarak haczin kaldırılmasını istediği, ilk derece mahkemesince; taşınmaz üzerinde şikayete konu haciz tarihinden önce zorunlu olmayan ipotek tesis edildiği ve ipoteğe konu borcun şikayete konu haciz tarihinden önce ödenmediği, bu ipotek nedeniyle meskeniyet iddiasından vazgeçmiş sayılacağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği, şikayetçi tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmüştür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesi aynen "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz" hükmünü içermektedir....

                Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Takip dayanağı Boğazlıyan Tapu Sicil Müdürlüğü'nün 03.01.2018 tarih ve 39 yevmiye nolu ipotek resmi senedinde Aldridge Mineral Madencilik Ltd. Şti. adına kayıtlı taşınmaz üzerine ... lehine asıl borçlusu şirketinin teminat altına alınmış borcun teminatını teşkil etmek üzere ipotek alan lehine 1....

                  UYAP Entegrasyonu