"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali, tescil ve ipoteğin kaldırılması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 24.03.2011 gün ve 2011/1976 - 3805 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı Vakıflar Bankası T.A.O. vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 347 ada 12 parsel numaralı taşınmazda 1 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile adına tescili ve tapu kaydı üzerine konulan ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Davalı ... davayı kabul etimştir. Davalı banka davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yargılama aşamasında ipotek bedeli yatırılmış olduğundan ipoteğin kaldırılması isteminin kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davalı ... T.A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bilindiği üzere ipotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan, sınırlı bir ayni haktır. Taraflar mevcut ipoteği iradeleriyle tapuda yapacakları işlem sonucu kaldırabilecekleri gibi, bir tarafın terkine rıza göstermemesi halinde ipotek bedelinin ödenmesi koşulu ile kaldırılmasını mahkemeden de isteyebilirler. Somut olaya gelince; davalı yararına 15.05.1997 tarihinde tesis edilen kanuni ipotek, 121,100.000,00 ETL bedellidir. İpoteğin, imar uygulaması sebebiyle davalının maliki olduğu taşınmazdan bir miktarın davacı taşınmazına ilavesi zaruretinden kaynaklandığı görülmektedir. O yüzden, imar uygulama cetvellerinden davalı taşınmazından kaç m² yer alındığı tespit edilerek, kanuni ipotek bedelinin, alınan bu miktar taşınmazın dava tarihindeki değerine göre belirlenmesi gerekir....
olduğunu, günümüz itibariyle davalı şirketin dava konusu taşınmaz üzerinde hiçbir hukuki menfaati ve ipotek dayanağı mevcut olmadığını söz konusu ipoteğin kaldırılması gerektiğini, Gölcük Tapu Müdürlüğüne dava konusu ipoteğin kaldırılması için 19.12.2019 tarihinde yazılı başvuru yapılmış olup Müdürlükten gelen cevap yazısında ipoteğin yalnızca ipotek lehtarının talebi veya mahkeme kararı ile mümkün olduğu bildirilmiş olduğunu beyanla müvekkilin taşınmazı üzerinde davalı lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....
(Muhalif) -KARŞI OY YAZISI- Dava, tapu kaydındaki ipotek ve haciz şerhlerinin kaldırılması istemine ilişkindir. Dairemizin 19.02.2015 tarihli ilamda belirtildiği gibi, tapu müdürlükleri, Türk Medeni Kanununun 997 ve devamı maddeleri uyarınca tapu sicilinin tutulması ve bu sicillerin yasalara uygun olması konularında görevli ve sorumludur. Davaya konu edilen 10 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 28.05.1945 tarihli haciz şerhi ve 06.11.1922 tarihli ipotek şerhi bulunmaktadır. Haciz şerhine ait dayanak belgeler bulunamamıştır. İpotek şerhine ait belgelerde ise İhsan lehine ipotek konulduğu yazılı olmasına karşın ipotek lehtarı hakkında bir bilgiye rastlanılmamıştır. Bu davada tapu müdürlüğü kanuni hasımdır. Davada aleyhine karar verilmesi halinde yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz. Davalı ... vekilinin yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazının da kabul edilmesi gerektiğini düşünüyorum....
İpotek lehtarlarının usulüne uygun yapılan araştırmalar sonunda belirlenmesi halinde kayyım kararının kaldırılması için davacı vekiline süre verilmeli, yargılamaya ipotek lehtarlarının huzuru ile davam edilmelidir. Kabule göre de; ipoteğin imar uygulaması sebebiyle davalının maliki olduğu taşınmazdan bir miktar yerin davacı taşınmazına ilavesi zaruretinden kaynaklandığı görülmektedir. Bu nedenle, imar uygulama cetvellerinden davalı taşınmazından kaç m2 yer alındığı tespit edilerek, kanuni ipotek bedelinin, alınan bu miktarın taşınmazın dava tarihindeki değerine göre belirlenmesi gerekir. Zira, kanuni ipotekler tarafların serbest iradeleriyle değil, Kanundan kaynaklanan bazı zorunlu durumlar sebebiyle tesis edilir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/12/2022 NUMARASI : 2022/273 2022/405 DAVA KONUSU : İpotek (Terkin İstemli) KARAR : Davalı tarafa dava dilekçesi ve duruşma günü usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının bu davayı açmadan önce arabuluculuğa başvurması gerektiği bu şartın yerine getirilmeksizin dava açıldığını, öncelikle davanın bu nedenle usulden reddine, dava konusu olup üzerinde ipotek şerhi bulunan taşınmazın gerek önceki maliki gerekse davacı yada başka bir şahsın borç ödendikten sonra (ipotek bedeli ödendikten sonra) ipoteğin kaldırılması için herhangi bir başvurusunun bulunmadığını, bu nedenle davalıya yüklenilecek bir kusurun bulunmadığını, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini, davacının ipoteğin kaldırılması için bir ücret ödemediğini, müracaatının da bulunmadığını ve davanın haksız ve yersiz açıldığını, bu nedenlerle de davanın esastan ret edilmesi gerektiğini savunduğu anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.04.2008 gününde verilen dilekçe ile ipotek şerhinin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.12.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipotek şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. Davalı ...mirasçıları, ipotek bedelinin ödenmediğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiştir. Hükmü, bir kısım ...mirasçıları temyiz etmiştir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır....
Davalılar vekili, bilirkişi incelemesi ile dava konusu ipotek bedelinin yapılacak güncelleme ile belirlenmesi ve depo edilmesi gerektiğini, davayı kabul etmediklerini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporunda belirlenen değer olan 20.132,32 TL'nin 15 günlük kesin süre içerisinde davacı tarafından depo edilmediği ve davacının tespit edilen ipotek bedelini de kabul etmediğini belirttiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir. Somut olayda; dava konusu taşınmazın ... kaydı ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden resmi senet içeriğinden, Mehmet Yılmaz lehine 22.10.1981 tarihinde 1. derecede bila faizli 800.000,00 ETL bedelli ipotek tesis edildiği, davacının 42 ada 4 parsel sayılı taşınmazda 37/60 hisseyi 14.04.2009 tarihinde ipoteğin bütün hukuki vecibeleri ile birlikte satın aldığı anlaşılmaktadır. İpotek alacaklısı ... davalıların miras bırakanıdır....
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09/03/2007 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı BNP Paribas Finansal Kiralama A.Ş. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalı ... ile diğer davalı ... Kiralama Anonim Şirketi arasında finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmenin teminatı olarak davacının maliki olduğu 18 numaralı bağımsız bölüm olan dükkanın davalı şirket lehine ipotek verildiğini, ...'...
Uyuşmazlık konusu ipoteğin davacının taşınmazında imar uygulaması sonucu oluşan 201,92 m2 artışa karşılık konulduğu, ipotek bedelinin 50.480,00TL olduğu, 10.12.2015 tarihli raporda bilirkişi tarafından ipotek bedelini ipotek tarihinden dava tarihine kadar yıllık TÜFE oranlarına göre hesaplanarak 79.222,21TL olarak tespit edildiği, mahkemece bu bedel depo ettirilerek ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Taşınmazın değerinde ipoteğin konulduğu tarihten bugüne kadar olan artış gözetilerek dava tarihi itibariyle rayiç bedeli depo ettirilmek suretiyle ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; depo edilen ipotek bedelinin davalıya ödenmesi yönünde karar verilmesi gerekirken hüküm sonucunda bu hususta karar verilmemiş olması da infazda tereddüte neden olacağından doğru görülmemiştir....