"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.11.2015 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipotek şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı, 08.09.1986 tarihinde 7294 ada 7 sayılı parseli davalılar murisi ...’dan 3,00 TL (3.000.000,00 eski TL) bedel ile satın alarak satış bedelinin tamamı için taşınmazda ipotek tesis edildiğini, ipotek bedelinin ödendiğini ancak ipoteğin fekkedilmediğini ileri sürerek, ipoteğin fekkini istemiştir....
MUHALEFET ŞERHİ Yerel mahkemenin ipoteğin fekki davası yönünden verdiği kararın usul ve yasaya uygun olduğunu düşündüğümden saygıdeğer çoğunluğun menfi tespit davası için doğru olan kararını ipoteğin fekki davasına da teşmil ederek her iki dava yönünden bozma kararı oluşturmasına karşıyım.12.11.2015...
CEVAP; Davalılar Vekilinin Cevap Dilekçesinde Özetle; Sözleşme unsurları sağlanamadığını, sözleşmenin geçersiz olduğu açık olduğunu, ipoteğin fekki için borcun ödenmiş olması veya ipotek alacaklısının rızası gerekli olduğunu, ancak ilgili olayda sözleşme ipotek alacaklısı değil müvekkilleri ile imzalandığını, sözleşmenin geçersiz olduğunu, kurucu unsurları sağlamamakta olduğunu, sözleşmenin ipotek sahibi ile imzalanması gerekli olduğunu, ancak olayda sözleşme ipotek sahibi olmayan kişiler tarafından akdedildiğini, sözleşmenin açıkça geçersiz olduğunu, ipoteğin müvekkillerine ait olmadığını, tapu kaydından da anlaşılabildiğini, ipoteğin kaldırılması iki şekilde gerçekleşebildiğini, ipoteğin süresinin sona ermesi veya ipotek sahibinin talebiyle ipotek kaldırılabilmekte olduğunu, mahkeme kararıyla da ipotek kaldırılabilmekte olduğunu, müvekkilleririnin ilgili ipoteği kaldırma yetkisinin haiz olmadığını, olsa olsa aracı niteliğinde olduğunu, müvekkilleri ile davacı arasında imzalanan sözleşme...
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 16.06.2010 gün ve 356-258 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-k.davacılar vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık ipoteğin fekki ve ipotek bedelinin güncellenerek tahsili istemlerine ilişkin olduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 14.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 14.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 11.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 16.06.2010 gün ve 356-258 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-k.davacılar vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık ipoteğin fekki ve ipotek bedelinin güncellenerek tahsili istemlerine ilişkin olduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 14.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 14.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 11.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda; ipotek borçlusu yeni malike ait 1/4 hisse üzerinde, ipotek alacaklısı lehine 300.000,00 TL değerinde 1. dereceden ipotek tesis edilmiş olduğu, ipotek borçlusunun icra müdürlüğüne başvurusunda, kendisinden önceki malik olan ipotek borçlusu tarafından ipotek bedelinin 268.000,00 TL olan kısmının banka dekontları ile yatırıldığını ileri sürerek dekontları ibraz ettiği ve bakiye kalan 32.000,00 TL'nin depo edilerek ipoteğin kaldırılmasını talep ettiği, icra müdürlüğünce muhtıra düzenlendiği, muhtıranın ipotek alacaklısına 11/08/2015 tarihinde tebliği üzerine, alacaklı tarafından 14/08/2015 tarihinde icra dairesine verilen dilekçe ile ipotek bedeline ilişkin ödeme yapılmadığı, 300.000,00 TL ipotek alacağının devam ettiği ileri sürülerek itiraz edildiği görülmüştür....
Mahkemece açılan davanın 3.kişinin borcu için verilmiş ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte satış sonucu elde edilecek paranın davalılara ödenmemesi istemine dayandığı yani bir anlamda menfi tespit davası olduğu Yargıtay ilamında da belirtildiği üzere ipotek taşınmaz üzerinde bir hak doğurduğundan , bu hakkın ortadan kaldırılmasını amaçlayan ipoteğin fekki davasının HUMK.nun 13.maddesinde düzenlenmiş bulunan kesin yetki kuralına göre taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği, bu hususun kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle mahkemece re’sen gözetileceğini, bu durumda ipoteğin fekki niteliğindeki davada İzmir İli Karşıyaka İlçesinde bulunan taşınmazdaki ipotek nedeniyle dava açılmış olduğundan, mahkemenin yetkisizliğine, dava dilekçesinin HUMK.nun13.maddesi gereğince yetki yönünden reddine, karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın yetkili Karşıyaka Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş...
satın alan müvekkilinin paranın icra dosyasına yatırılmasını gerekçe göstererek ipoteğin feklerini talep ettiğini ancak ipoteğin üst limit ipoteği olduğu ve 150,000 TL limitli bulunduğu, borcun ipotek limitinden fazla olduğu, talep edilen 25.000 TL'nin ödenmiş olmasının ipoteğin fekkini gerektirmeyeceği gerekçesi ile bu davanın reddedildiğini ve red hükmünün kesinleştiğini, bunun üzerine 09.05.2011 tarihinde icra dosyasına 125,000 TL'nin yatırıldığını bir başka ifade ile limit tutarı olan 150,000 TL'nin icra dosyasına ödendiğini bu ödemeye rağmen icra müdürünün ipoteğin fekki talebini reddettiğini iş bu nedenle bu davanın açıldığını ileri sürerek taşınmazlar üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, konusu tarafları aynı olan ipoteğin fekki davasının reddedildiğini ve red hükmünün Yargıtay 19....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin üzerindeki ipotek ile birlikte taşınmaz satın aldığını, davalı bankaya ipotek nedeni olan borcun eski malik tarafından ödendiğini ileri sürerek, ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının dava değerini eksik bildirerek harç yatırdığını, ipotek bedelinin dava değeri olarak gösterilmesi gerektiğini, ipoteğe konu borcun halen devam ettiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve ipotek bedelinin arttırılmasına ve karşı dava yönünden ipoteğin fekki koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı (karşı davacı) vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 07.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....