Türkoba Mh., 116 ada ve 3 parselde kayıtlı, 181 nolu MA1 tipi dubleks mesken" vasıflı bağımsız bölüme davalı şirket yararına davacının rızası alınmadan ipotek tesis edildiğini, taşınmaz kaydında her ne kadar aile konutu şerhi bulunmamakta ise de şirketin bu taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığını bilebilecek durumda olduğunu iddia ederek belirtilen taşınmazın kaydına aile konutu şerhi konulmasına ve davalı şirket yararına tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile konutu şerhi konulması Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar araındaki uyuşmazlık, TMK'nun 194. maddesine dayanılarak açılan davacının rızası olmaksızın aile konutu üzerine konulan ipotek, şerhinin kaldırılması ve taşınmaza ait tapu kaydına aile konutu şerhi konulması isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.)...
Dava aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına yönelik olduğuna göre, öncelikle aile konutu olarak kullanılan bölümün belirlenmesi gerekir. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; taşınmazın vasfının tapu kaydında tarla olarak gözüktüğü husus da nazara alınarak, dava konusu taşınmazda usulünce yeniden keşif yapılıp, ipotek tesis tarihlerinde ve halen tarafların aile konutu olarak kullandıkları bağımsız bölümün belirlenmesi, uzman bilirkişilerden "Aile konutu" olarak kullanılan bölümün kroki ve harita üzerinde işaretlenmesinin istenmesi, aile konutu olarak kullanılan bu bölümün değerinin belirlenip, bu bölümle sınırlı olacak şekilde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, taşınmazın tamamına yönelik olarak ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahi aile konutudur. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “kurucu” değil “açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “emredici” niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “belirli olan” bir işlem için verilebilir....
Bu düzenleme ile malik olmayan eşe, aile konutu ile ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesini isteme hakkı tanınmış, eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü "aile birliğinin" korunması amacıyla sınırlandırılmıştır. Tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa dahi aile konutuna ilişkin olarak; eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır. Malik olmayan eşin izni için şekil şartı bulunmamakla birlikte, iznin açık olması gerekmektedir. Açık rızanın varlığını ispat yükü ise aile konutu ile ilgili tasarrufta bulunana aittir. Öte yandan; TMK’nın 194. maddesinde öngörülen sınırlandırma, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulduğu için değil, konut aile konutu vasfı taşıdığı için getirilmiştir....
İcra Müdürlüğü’nün 2016/14994 sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlatıldığını, davaya konu taşınmazın aile konutu olarak tanımlanabilecek nitelikte olmadığını, davaya konu taşınmazın arsa nitelikli olduğu ve doğrudan doğruya özgülenen bağımsız bir bölüm olmadığını, iyi niyetli olan davalı bankaya karşı ipoteğin fekki talebinde bulunamayacağını, MK m 194 gereği aile konutu kavramının hüküm ifade edebilmesi için taşınmazın aile konutu olduğu hususunda üçüncü kişilerin haberdar edilmesi gerektiği kaldı ki ipoteğin tesis edildiği tarih olan 26/08/2016 tarihinde davaya konu taşınmazın kaydında aile konutu şerhi bulunmadığı, bu durumun tapu kayıtları ile de sabit olduğu, ayrıca aile konutu ile ilgili düzenlemenin tapu siciline itimat prensibini bertaraf etmeyeceğini, aile konutu şerhi bulunmayan davaya konu taşınmaz üzerinde davalı banka lehine tesis edilen ipotekte davalı bankanın iyi niyetinin korunacağını ve ipoteğin geçersizliğinden söz edilemeyeceğini...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İstanbul ili Üsküdar İlçesi Altunizade Mahallesi 204-205 pafta 22 ada 21 parsel 1.130 m2 Bahçeli Kargır Evin tapu kaydı incelendiğinde, taşınmaz üzerine davacı eş tarafından 23.01.2018 tarihinde aile konutu şerhi konulduğu, taşınmazın ipotek tesis belgeleri incelendiğinde, malik olmayan dava dışı Can Alkım'ın vekâleten 22.01.2018 tarihinde ipotek tesis sözleşmesini imzaladığının görüldüğü, vekâleten yapılan işlemlerde, tevkil eden ile vekil arasındaki sözleşme ilişkisi iyi niyetli üçüncü kişilerin haklarına halel getirmeyeceği, ipotek lehdarı davalı ... olduğu, dosya içerisinde yer alan taşınmazın aile konutu olduğuna ilişkin fotoğraflar yeter derecede delil olarak değerlendirilemeyeceği, taşınmazın salt faturalarının veya vergilerinin ödenmesi aile konutu olduğunu kanıtlamayacağı, somut dava konusu taşınmaz üzerinde çeşitli zamanlarda üçüncü kişiler lehine ipotek tesis edildiği bunun yanında...
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu, aile konutu olarak kullandıkları taşınmazı rızası olmaksızın ipotek ettirdiğini, bankanın ihtarnamesi ile haberdar olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince davasının kabulüne Çorlu 4. İcra Müdürlüğünün 2019/3810 E. Sayılı dosyasının ...'e ilişkin tapu kaydı açısından durdurulmasına, ... adresinde kayıtlı taşınmazın kaydına aile konutu şerhi konulmasına, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacının, ipoteğin kaldırılması talebi bulunmamaktadır. Mahkemece de, bu hususta bir karar verilmemiştir. Bu sebeple davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yersizdir. 2-Diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Dava, münhasıran davalıya ait taşınmazın tapu kütüğüne "aile konutu" şerhi konulması isteğine ilişkindir. Taşınmaz üzerinde ayni hak sahibi olan davalı, ilk oturumda davayı kabul etmiştir. Kabul, kesin hükmün hukuki sonuçlarını hasıl eder (HMK.m.311). O halde, davalının kabulü nazara alınarak taşınmazın tapu kütüğüne "aile konutu" şerhi konulmasına karar verilmesi gerekirken, isteğin reddi doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 01.11.2018 gün ve 2017/6349-2018/12283 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Davacı aile konutu olan taşınmaz üzerine, davalı eşi tarafından diğer davalı lehine ipotek tesis edildiğini belirterek, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi gereğince ipoteğin kaldırılmasını ve tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulmasını istemiş, mahkemece aile konutu şerhi konulması talebinin kabulüne, ipoteğin kaldırılması davasının ise reddine karar verilmiştir. Hükmün davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizce, "Davacı ile davalı eş Ercan'ın dava konusu taşınmazı aile konutu olarak kullandıkları, davalı ...'ın davacı eşin "açık" rızası olmadan işbu taşınmaza diğer davalı lehine ipotek tesis ettirdiği anlaşılmaktadır....